Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/647 E. 2021/2597 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/647
KARAR NO: 2021/2597
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2014/1356 E – 2018/1222 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 11/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 13/03/2007 tarihinde işyeri için davalı ile elektrik abone sözleşmesi akdettiğini, kısa bir süre sonra (01/06/2007 tarihinde) bu işyerini kapattığını, Davacının abonelik sözleşmesini sonlandırmak üzere 01/06/2007 tarihinde davalı şirkete dilekçe verdiğini, ancak davalı tarafından aboneliğin iptal edilmediğini ve 2009-2010 yıllarına ait bir kısım elektrik faturalarının tahsili hususunda icra takibine girişildiğini, Oysa müvekkilinin bu tarihler arasında kesinlikle işyerinde faaliyet göstermediğini ve bu iş yerinde elektrik sarf etmediğini, davalının bu alacak ile ilgili olarak müvekkili hakkında Gazi- osmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibi giriştiğini, müvekkilinin icra tehdidi altında 4.546,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını beyanla, 4.546,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdatına, davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf abonelik sözleşmesinin feshine ilişkin başvuruda bulunduğunu iddia etmiş ise de, söz konusu aboneliğin iptali talebine ilişkin her hangi bir kayıt ve sonuca ulaşılamadığını, dolayısıyla aboneliği fesih etmediği sürece davacının elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklı borçlardan sorumluluğunun devam edeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince: “yerinde görülmeyen davanın reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davacının 13/03/2007 tarihinde … nolu tesisat için davalı elektrik kurumu ile abonelik sözleşmesi imzaladığını, bilahare 01/06/2007 (yani takriben 2,5 ay sonra) tarihinde elektrik aboneliğini sonlandırdığını, Davacı aboneliğin iptali için 01/06/2007 tarihinde dilekçe verdiği halde davalı şirket tara- fından yıllar sonra 2009-2010 yılına bazı elektrik faturalarının tahsili için icra takibi yapıldığını, oysa davacının icra takibine konu fatura tarihlerinde kesinlikle işyerinde faaliyet göstermediğini, Davalı şirket tarafından, haksız şekilde alacak talebinde bulunulduğunu, Diğer yandan bahsedilen elektrik tüketim bedeli aylarca (2 yıl 9 ay boyunca) elektrik ödenmediği takdirde elektrik kesinti işleminin yapılmamış olması nedeniyle davalının kusurlu olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olup dava konusu borç elektrik aboneliğinden kaynaklanmaktadır. Somut olayda; Davacının dava konusu elektrik aboneliğine ilişkin taşınmazı 01/12/2006 tarihinde yazılı kira sözleşmesi ile önceki abone …’tan 1 yıllığına kiraladığı, işyerinin pastahane olarak faaliyet gösterdiği, Davalı tarafından “kurum kayıtlarına göre ,davacının 13/03/2007 abonelik sözleşmesi akdettiği ve 18/02/2010 tarihlerinde aboneliğin sonlandırıldığı bilgisinin yer aldığı, ancak şirket kayıtlarında yapılan incelemede aboneliğin sonlandırılmasına ilişkin bir başvuru evrakının bulunmadığı ” şeklinde cevap verildiği, ayrıca davacı tarafından aboneliğin sonlandırılması talebini içerir bir dilekçe örneği, kurum kayıt no vs bilgisi sunulmadığı anlaşılmıştır. İcra takibine konu borç ise; 17/08/2009, 14/09/2009, 15/10/2009, 12/11/2009, 17/12/ 2009, 15/01/2010 ve 12/02/2010 tarihli 7 adet faturadan oluşan elektrik kullanım bedeline ilişkindir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda : “davacının aboneliğini sonlandırma işlemini tamamlamaması nedeniyle tahakkuk edilen faturadan sorumlu olduğu, ayrıca ilgili dağıtım firmasının tahakkuk edilen faturaların zamanında ödenmemesine rağmen elektrik kesme işlemi yapmaması nedeniyle kusurlu olduğu” belirtilmiş, mahkemece”yerinde görülmeyen davanın reddine” karar verilmiştir. Eldeki davada; davacı taraf, davalının elektrik abonesi olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe, abone o abonelik üzerinden tüketilen elektrik bedelinden fiili kullanıcı ile müteselsilen sorumludur. Diğer yandan davalı, uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturalar ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmediğinden ,bu durum davalı açısından müterafik kusur teşkil eder. Bu kusur da tüketilen enerji bedelinin aslından davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının elektriği kesmemesinden kaynaklanan müterafik kusuru nedeniyle, davacı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar. Hal böyle olunca, mahkemece; dava konusu elektrik aboneliğine konu taşınmaza ilişkin 01/12/2006 tarihli kira sözleşmesi de dikkate alınarak, davacının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak, davalı tarafın elektriği kesmesi gereken tarih belirlenip, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davalının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği, bunun da ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı, bu indirimin de abonenin türüne göre en fazla yasal faize kadar olacağı nazara alınıp, bu ilkeler doğrultusunda bilirkişiden Yargıtay denetimine uygun ek rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mah- kemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/10/2021