Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/615 E. 2020/933 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/615
KARAR NO : 2020/933
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI : 2015/1126 E – 2017/779 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmeleri bulunduğunu belirterek, davalı şirketçe tahakkuk ettirilen faturalarda kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim bedeli, dağıtım bedeli, %2 TRT payı tutarlarına dair haksız ve hukuka aykırı yapılan tahsilatlardan her bir davalıdan 200,00’er TL olmak üzere şimdilik toplam 1.000.00 TL’nin fatura ödeme tarihlerinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece; davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa değişikliği ile kayıp kaçak vs bedellerin EPDK’nın belirlediği ölçüler dahilinde tahsil edilmesinin hukuka aykırı olmadığı, mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandığından, bu yasa yürürlüğünden önce açılan davada davacı tarafça tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddia edilerek bedelin tahsili istendiğinden, davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler gerekçe gösterilerek, “Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ayrıca davacı lehine masraf ve vekalet ücreti taktirine karar verildiği görülmüştür.Mahkemenin kararına karşı davacı vekili ile davalı Bedaş vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Davalı … Tic AŞ istinafa cevap vermiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın açıldığı tarihteki mevzuata göre karar verilmesi gerektiği, davacının dava açmakta haklı olduğu, kanunların geriye yürümezliği ilkesine aykırı olan 6719 sayılı yasa gereği verilen mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu, 6719 sayılı yasanın Anayasaya aykırı olduğu, bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması ve davanın geri bırakılarak başvuru sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle, kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve hukuka uygun olmadığını,davanın reddi ile bu davalı şirket lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkemesinin kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır,” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedellerin tahsilini talep edebilecektir.6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihinden önce kayıp-kaçak bedeline dayalı açılan davalarda, çok sayıda mahkeme, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 5., 10., 35. ve 36. maddelerine aykırılık iddialarını ciddi bularak, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.Yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 04.06.2016 yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır.Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar (Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152, III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır. Ancak,Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunarak ,davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.Dairemizin 2018/340 E. 2018/390 K.sayılı kararının davalılardan Bedaş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2018/6134 E., 2020/2287 karar sayılı ilamı ile “Dosyada davalı …A.Ş tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve masraflarının yatırıldığına dair makbuz bulunmaktaysa da, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf incelemesi yapılırken davalının istinaf dilekçesi ve harç makbuzu görülmeyip ileri sürdüğü sebepler inceleme konusu yapılmayarak, yalnızca davacının istinaf sebepleri değerlendirilerek karar verilmiş olması isabetsiz olup, kararın bozulmasına ” karar verilmekle, davada Bedaş’ın davalı olduğu,istinafın ve temyizin de davalı … tarafından yapıldığı,ancak bozma ilamında temyiz eden davalı olarak … AŞ. nin gösterilerek hükmün davalı … A.Ş lehine bozulması gerektiği belirtilmiş isede davanın tarafı aynı zamanda istinaf ve temyiz eden davalının … olduğu , bozma ilamında zuhulen davalı olarak … A.Şnin gösterildiği kabul edilerek , usul ve hukuka uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.Davalı … istinaf taleplerinin incelenmesiyle ;davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur.Bu itibarla, mahkemece 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği de gözetilerek, davalı taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığından, davalı … istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davacı ve davalı … istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;Davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,İstinaf incelemesi ile ilgili olarak;Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin istinaf eden davacı ve davalı … alınarak Hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, Temyiz incelemesi sonrası verilen bozma kararı gereği bozma konusunda bir karar verilmek üzere zorunlu olarak duruşma açılması sebebiyle, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması koşulunun oluşmadığı kanaatiyle, AAÜT 17. maddesi uyarınca davalı lehine ayrıca istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Temyiz incelemesi ile ilgili olarak;Peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalı …. Yargıtay ilamı uyarınca iadesine,Davalının temyiz sebebiyle yapmış olduğu masrafın üzerinde bırakılmasına,Temyiz sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde temyiz edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair davalı … vekilinin yüzüne karşı, davacı ve davalı … AŞ. vekillerinin yokluğunda HMK 361 maddesi uyarınca işbu gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili dairesinde tarafların temyiz hakları olduğu hatırlatılarak oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/09/2020