Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/609 E. 2021/1966 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/609
KARAR NO: 2021/1966
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2019
NUMARASI: 2018/199 E – 2019/1420 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının adına kayıtlı … plaka sayılı aracı için müvekkilinin servisinden bakım ve onarım hizmeti aldığını, bu hizmetler nedeniyle davalıya düzenlenen faturalar istinaden davalının yapmış olduğu ödeme düşüldükten sonra cari hesap bakiyesinin 41.925,70 TL borç bakiyesi verdiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkili tarafından davalıya hizmet verildiğini, alacağın varlığının verilen hizmetlere ilişkin iş emirleri, faturalar ve defter kayıtları ile sabit olduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile %20 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekilinin aracında yapılan onarımın davalının sorumluluğunda olup, bedelinin müvekkiline yükletilmesinin mümkün olmadığını, davaya konu aracın 01/12/2011 tarihinde satın alındığını, satın alındığı tarihten itibaren araçta sürekli arıza ve sorunlar ortaya çıktığını, önceleri dizel araçlarda motordan ses gelebileceğini belirten davacının son olarak motorun altıncı pistonunun çizik olduğu itirafında bulunarak aracın moturunun komple değişmesi gerektiği kanaatine varıldığını, aracın 02/09/2016 tarihinde motoru değiştirilerek müvekkiline teslim edildiğini, ancak motor bedelinin tamamının Mercedes tarafından karşılanmayarak bedelin %30 kısmının haksız olarak müvekkiline fatura edildiğini, motordaki arızanın tamamen üretim hatası ve servisin geç müdahalesinden kaynaklandığını, araçta meydana gelen sorunun kullanım hatası olmayıp, motorun ayıplı olduğunun ve yetkili servisçe arızanın geç farkedilmesi nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığının tespiti amacıyla müvekkili tarafından Bakırköy 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/29 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, delil tespiti raporundan anlaşılacağı üzere motorun komple değiştirilmesi bedelinden tespit isteyenin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı, arıza tespitinde geç kalınması nedeniyle hasarın büydüğü ve motorun komple değiştirilmesi nedeniyle yenileme bedelinin arttığı, bu durumdan da tespit isteyen şirketin sorumlu tutulamayacağı hususlarının belirtildiğinin ayrıca davacı tarafından haksız olarak faturaya vade farkının işletildiğini belirterek davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince tarafından; Bakırköy 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/29 D.İş sayılı dosyası, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş, araç ve tarafların ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “… delil tespiti raporu ve mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da doğru bir şekilde tespit edildiği üzere aracın arızasının motor soğutmasının yeterli çalışmadığından kaynaklandığı, davacının aracın defalarca aynı şikayeti ile getirilmiş olmasına rağmen zamanında arızayı doğru bir şekilde tespit edememesi nedeniyle arızanın boyutlarının büyüdüğü ve komple motor değişimi yapılmak zorunda kalındığı, ayıbın niteliği itibariyle davalıdan kaynaklanan kullanım hatasından söz edilmesinin mümkün olmadığı, tamamen davacının ayıplı hizmetinden kaynaklandığı, ayıbın niteliği, tespiti ve garanti süresi dikkate alındığında ayıbın garanti süresi içerisinde gerçekleştiği, dolayısıyla araç motorunun komple değiştirilmesi bedelinden davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, ayıbın üretim ve ayıplı hizmetten kaynaklandığı, bu nedenle davacının davalıdan onarım bedeli talep etmesinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine, alacak likit olmadığı gibi davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, davalının tazminat isteminin reddinekarar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; motorun değiştirilmesine sebep olan motor soğutma sistemindeki bir arızadan kaynaklanmadığını, dolayısıyla motor bloğundaki çiziklerin ayıplı hizmet kaynaklı da olmadığını, çiziklerin kullanılan yağ ya da yakıttaki toz ya da sert cisimler olduğunun bizzat davalı yan tarafından alınan tespit bilirkişi raporu ile belirlendiğini, davalı tarafından kullanılan yağ ve yakıtın, doğru tercih edilmediğini, arızanın garanti süresi dolduktan sonra meydana geldiğini, bilirkişi heyetinin tespiti araçtan sökülen motor üzerinde yaptığını, bu tespit yapılmadan önce, aracın hali hazırda motorunun değişmesi gerektiği ve bu kapsamda motor değişikliği yapıldığı konusunda tartışma bulunmadığını, aracın müvekkili şirket servisine dava konusu arıza nedeniyle değil farklı arızlar nedeniyle geldiğini, bu nedenle arızanın daha önce de mevcut olduğu tespitinin hatalı olduğunu, araç servise her geldiğinde davalının araç ile ilgili şikayetlerinin giderildiğini, bilirkişilerin teknik değerlendirme yapmadıklarını, iş emirlerinin değerlendirilmediğini, iş emirlerinde açıkça yer aldığı üzere; düşülen parçalar ve açılan işçilikler problemin tamir kalitesinden kaynaklanmadığının açık göstergesi olduğun, dava konusu aracının motorunun su tertibatında üst üste yaşanan problemlerin aracın kullanımı hakkında soru işaretleri oluşturduğunu, aracın motorunun sürekli aşırı devirli kullanılması haricinde bu şekilde problemlerin oluşmasının mümkün olmadığını, raporlar arasındak içelişkini giderilmediğini, davalı tarafından faturalara yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini raporda belirtilmiş olduğunu, dava konusu alacağın davalı kayıtlarında da işli olmakla birlikte bu kaydın neye istinaden kapatıldığı, karşılığının ne olduğu irdelenmediğini ileri sürmüştür. Dava, davalıya ait aracın davacı tarafından komple motor değişimi hizmetinin %30 bedelin müşteri ödemeli olarak verilmesi nedeniyle düzenlenen faturanın ödenmemesi üzerine başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; Bakırköy 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/29 D.İş dosyasındaki bilirkişi raporunda özet olarak, arızanın kullanılan yakıt ve yağdan kaynaklanmış olabileceği, davacı servis tarafından aracın önceki şikayetler nedeniyle getirildiğinde motorun ses yapmasının nedeninin tespitinde geç kalındığı, arızanın tespitinde yetersiz kalınması nedeniyle çizilmenin boyutunun büyüdüğü ve motor blokunun komple değiştirilmesi nedeniyle maliyetin arttığı davalının kusur ve sorumluluğunu bulunmadığının mütalaa edildiği, alınan heyet raporunda da aracın soğutma suyu ikazını ciddi olarak 2015 yılında vermiş olmasına rağmen arızanın silindirlerin derin çizikli hasar almasına kadar devam ettiğini, aracın motor değişimine götüren arızasının servisin motor soğutma sistemi arızasına net bir çözüm bulamamasından kaynaklandığı, arızaya geçici onarımlarla çözüm getirilmeye çalışıldığı, arızanın bunun başlangıcının 28/03/2015 olarak kabul edilmesi gerektiği, dolasıyla verilen hizmet ayıplı olup, araçta yapılan motor değişiminin garanti süresi içerisinde sayılması gerektiği mütalaa edilmiştir. Buna göre, tespit raporuyla mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmadığı, her iki raporda da aracın daha önceki onarımlarında arızanın kaynağının tespitinde geç kalınması nedeniyle motor blokunun komple değiştirilmesi gerektiğinin belirtildiği, aracın yağ değişmelerinin de rapor içeriğine göre servis tarafından yapılmış olduğu, mahkemece bilirkişi görüşlerine göre hizmetin ayıplı olduğunun tespitiyle yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/07/2021