Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/606 E. 2021/1968 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/606
KARAR NO: 2021/1968
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2019
NUMARASI: 2016/563 E – 2019/110 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Mahallesi … Caddesi … Sokak No … Gazitepe Silivri / İstanbul adresindeki işyerinde 01.10.2015 tarihinden beri faaliyette bulunduğunu, 28.01.2016 tarihinde trafo değişikliğine gidildiğini ve … tesisat no ile aboneliğinin devam ettiğini , trafo değişikliği nedeni ile 19.03.2016 tarihinde trafo kontrolü için ekip çağrıldığını ve trafo üzerinde yağ kontrolü dahil gereken bütün kontroller yaptırılarak testleri gerçekleştirdiklerini, son olarak trafo üzerinde nötr barasına bağlı, diğer ucu toprakta boşta olan kablonun gereksiz olduğunu tespit ettirip nötr barasmdan o kabloyu da çıkarttıklarını, davalı kurum tarafından işyerlerini iş yoğunluğuna göre 400 TL ile 3000 TL arasında elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini, söz konusu elektrik faturalarının düzenli olarak ödendiğini, bir borçlarının bulunmadığını, faturaların düzenli olarak ödenmesine rağmen davalı kurum tarafından 28.01.2016 – 31.03.2016 tarihleri arasını kapsayan dönem için 26.380,50 TL tutarında fahiş bir fatura düzenlendiğini, davalı kuruma sözlü olarak itiraz ettiklerini, aynı gün … ekibinin geldiğini, sayaçları kontrol ettiklerini, sayaç bağlantılarından kablo uçlarının yer değiştirildiğini ve problemin düzelmiş olduğunu söylediklerini, iş yerinin şantiye olarak kullanıldığını, inşaat aşamasında olduğunu ve sadece elektrikli el aletlerinin kullanıldığını, bu fatura tahakkukunun EPDK yönetmeliklerine aykırı olduğunu, dava konusu faturanın geçeği yansıtmadığını, firmanın aylık tüketimlerinin hemen hemen aynı miktarda olduğunu beyan ile 31.03.2016 tarihli 26.390,50 TL lik fatura bakımından borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kuruma başvuruda bulunduğu itiraz dilekçesinde , dava konusu 26.380,50 TL tutarındaki faturanın 10 günlük dönemi kapsadığı görülmekte olup oysa davacı ile davalı arasında 28.01.2016 tarihinde güç artış sözleşmesi yapıldığını, bu tarihte yeni sayaç takılarak mühür altına alındığını, bu sayaca ait modemin ise 17.03.2016 tarihinde takıldığını, bundan dolayı dava konusu faturanın okuma tarihlerinin 17.03.2016-31.03.2016 olarak görüldüğünü oysa ki sayacın çok daha önceden takılıp okuma yapmaya başladığını bu nedenle asıl fatura okuma tarihlerinin 28.01.2016-31.03.2016 şeklinde olduğunu bu nedenle davalı kurumun işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, bu tüketimin 10 gün için değil 2 aylık dönem için olduğu bilgisinin davacıya verildiğini, buna karşı davacının bu 2 aylık dönem için faturanın neden yüksek geldiğine ilişkin yeniden müracaatta bulunup inceleme istemesi gerektiğini beyan ile davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı tarafından yapılan yargılama sonunda; ” söz konusu tesisatta davaya konu 28.01.2016- 17.03.2016 tarihleri arası 63 günlük dönem için elektrik sayacımn normal değerlerin üstünde tüketim kaydettiği, davacı adına tahakkuku yapılan 31.03.2016 tarih E / 54059 no lu dava konusu fatura tutarının 26.380,50 TL olduğu, bu fatura dönemi itibarıyla davacının ödemekle yükümlü olacağı bedelin , Eneıji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği 1.984,34 TL olarak hesaplandığı, davacının (26.380,50 TL-1.984,34 TL) = 24.396,16 TL bakımından borçlu olmadığı bilirkişi incelemesinde tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının 31/03/2016 tarihli fatura bakımından 24.015,66 TL lik kısım için borçlu olmadığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının 31/03/2016 tarihli fatura bakımından 24.015,66 TL lik kısım için borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karra verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle;bilirkişi raporu hatalı olduğunu, itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişinin yeni takılan sayaç endeksinin hatalı olduğunu, itiraz konusu fatura öncesi gerçekleşen tüketimlere bakarak yorumladığını, itiraz konusu faturanın güç artışı yapıldıktan sonra takılan yeni sayacın ilk faturası olduğunu, 75 kW güçten 800 kW güce çıkan bir tesiste, 75 kW güçteyken tüketilen tüketimler referans gösterilerek; 800 kW güçte tüketilen fatura için “%20 den fazla artmıştır” şeklinde gerekçe belirtildiğini, tüketim kıyaslaması yapılacak ise; aynı dönem için takip eden yıllarda nasıl bir tüketim sarf edildiğine bakılması gerektiğini, itiraz konusu 2016/03 dönemine ait faturanın günlük ortalaması: 866 kWh/gün iken, 2017/03 döneminde bu ortalama 1321 kWh/gün, 2018/03 dönem ortalaması 2416 kWh/gün olarak gerçekleştiğini, sayacın arızalı olmadığını ileri sürmüştür. Dava, tahakkuk ettirilen elektrik tüketimine dair 31/03/2016 tarihli fatura bedeline yönelik menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; hükme esas bilirkişi kök ve ek raporundan 28.01.2016 tarih … seri no lu ilk endeks ve değiştirme protokolüne göre davacının tesisatında akım trafosu değişikliği yapıldığı ve sayaç olarak Köhler marka 51091791 seri no lu sayaç takıldığı … firmasının 21.03. 2016 tarihli transformatör test ve bakım föyüne göre davacı tarafından transformatörün elektriksel testlerinin yaptırıldığı, sayacın hatalı kayıt yaptığına ilişkin rapor olmadığı, davaya konu faturanın 28.01.2016-31.03.2016 tarihleri arasını kapsadığı, 28.01.2016- 17.03.2016 tarihleri arası 63 günlük dönem için elektrik sayacının normal değerlerin üstünde tüketim kaydettiği, davacı adına tahakkuku yapılan 31.03.2016 tarih … no lu dava konusu fatura tutarının 26.380,50 TL olduğu, bu fatura dönemi itibarıyla davacının ödemekle yükümlü olacağı bedelin , Eneıji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği 1.984,34 TL olarak hesaplandığı, davacının (26.380,50 TL-1.984,34 TL) = 24.396,16 TL bakımından borçlu olmadığı bilirkişi tarafından mütalaa edilmiştir. Buna göre yapılan değerlendirmede, bilirkişi tarafından kira sözleşmesi başlangıcının 2015 yılı 5. Ayı olması nedeniyle aynı döneme ait sağlıklı ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri bulunmadığından davaya konu faturadan sonraki iki dönem olan 4. Ve 5. Dönem tüketimlerinin ortalaması alınarak hesaplama yapılması mevzuata uygun olup, bu dönem güç artışı yapılan dönemden sonradır. Buna göre, EPTHY 14/1.b maddesi gereğince tutanak tarihinden sonraki iki fatura tüketimine göre hesaplama yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.640,51 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 411,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.229,51 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/07/2021