Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/549 E. 2021/1892 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/549
KARAR NO: 2021/1892
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2018/1079 E – 2019/1377 K
DAVANIN KONUSU:Sözleşmenin feshi-alacak-senet iptali ve iadesi
KARAR TARİHİ: 23/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacı şirketin davalı şirketten müteahhit olarak yaptığı Ataşehir İlçesi, … pafta, … ada, … parsel üzerindeki … Blok …. Kattaki … nolu daireyi 640.000,00 TL bedelle almak üzere 22/12/2016 tarihinde harici satış sözleşmesi imzaladığını, 140.000,00 TL peşin ödeme yaptığını, geri kalan satış bedelinin senede bağlandığını; tapunun daha sonra devir edileceği konusunda anlaştıklarını, vadesi gelen taksitlerin zamanında ödendiğini ancak davalı şirketin avukatı tarafından atılan bir mail ile davalının zor durumda olduğunu, ekonomik dar boğazda bulunduğunu öğrendiklerini,biraz araştırınca şirketin alacaklılarının aynı yerdeki şirket adına birçok taşınmaza haciz koydurduklarını, bu çerçevede kendi aldıkları daire üzerine de birçok haciz konulduğunu öğrendiklerini, bu hacizlerle birlikte dairenin devrini almalarının mümkün olmadığını belirterek, zaten sözleşmenin tapuda ve noterde yapılması gerekirken haricen yapıldığını ve geçersiz olduğunu, herkesin verdiğini geri alması gerektiğini, bu çerçevede sözleşmenin feshi ile vadesi gelmemiş ve toplam bedeli 335.000,00 TL olan senetlerin iptaline, iadesine, üçüncü şahıslara devredilmişse bedellerinin tahsiline, ödediği senet bedellerinden de 30.000,00 TL’nin fazlaya dair haklarını saklı tutarak davalıdan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmede yetik şartı bulunduğunu, yetki şartı çerçevesinde davanın İstanbul Ticaret Mahkemesinde açılması ve dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesini gerektiğini, davacının tacir olduğunu, taşınmazı 29/12/2016’da fiilen teslim aldığını, kullandığını; davalının taşınmazı inşa eden müteahhit olduğunu, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince henüz tapunun kendisine arsa sahiplerince devir edilmediğinden davacıya da devrinin mümkün olmadığını,bu nedenle devir borcununda doğmadığını belirterek davanın reddi ile, son celseden önce yazılı beyanla cevap dilekçesini ıslah ettiğini bildirip, davacının 29/12/2016 tarihinden itibaren bu taşınmazı kullanmasından ötürü dairenin eskidiğini, değerinin düştüğünü, bu nedenle doğan zararının karşılanmasını ve kullandığı dönem yönünden de kira bedeli olarak ecrimsile hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür. Tarafların tacir olduğu,alım satım akdi ile ilgili bu davada mahkemenin görevli olduğu,sözleşmeye göre yetkili olduğu belirlenmiştir. Mahkeme, davacının harici taşınmaz sözleşmesi nedeniyle toplam 305.000,00 TL ödediği, 140.000,00 TL.nın sözleşme anında peşin, 165.000,00 TL.nın bilahare vadesi gelen senetler yönünden yapıldığı ve bu ödemelerin davalı tarafça kabul edildiği ,ayrıca davacının davalıya verdiği henüz bedeli ödenmemiş senetlerin toplam bedelinin ise 335.000,00 TL olduğu,bunlardan iki senet … Bankasına, 15 adet senette …’a ciro edildiğinden kötüniyet ispatlanmadığından iade alınamayacağı iade taleplerinin reddine, senet bedellerinin ise tahsiline yönelik dava “vaktinden önce açılan” dava niteliğinde olduğu,avacı taraf, ödemiş bulunduğu 305.000,00 TL’ye ödeme tarihlerinden itibaren faiz istemiş ise de, Yargıtay 3. HD’nin 2018/1975 Esas – 2018/2508 Karar sayılı hükmünde de vurgulandığı ve 10/07/1940 gün ve 2/7 sayılı içtihadı birleştirme kararına işaret edildiği üzere; ” taşınmaz alıcı tarafından satıcıya iade olunmamışsa, para faizsiz, ev ecrimisilsiz iade olur.” bu nedenle davacıya ödediği 305.000,00 TL yönünden faize hükmedilmediği,yine davalının evin kullanılması karşılığında dacvacıdan ecrimisil isteyemeyeceği,sadece evde zarar oluşmş ise bunu talep edebileceği,davalının cevap dilekçesini ıslah yoluyla değiştirdiği bildirilmiş isede butaleplerin karşı davaile istenebileceği ,karşı dava olmasa bile akçalı talepler için harcı yatan açılan dava olmadığı,karşı dava olsa bile ecrimisil ve değer kaybı talep edemeyeceği,bu nedende davada akdin feshi talebi kabul edilerek, ödenen bedelin faizsiz iadesi ile davalı tarafından üçüncü şahıslara devredilen senetler yönünden sadece davacının davalıya borçlu olmadığı, ancak senetlerin iadesi veya bedellerinin tahsili talebinin reddedildiği,akit fesih edildiği için satışa konu bağımsız bölümünde davalı şirkete iadesine karar verilmiş olup; 305.000,00 TL’nin verilmesi ve dairenin iadesi karşılıklı edimler olduğu için birini önce gerçekleştiren karşı taraftan diğer edimini isteyebileceği menfi tespit talebi de davalı yönünden kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle; Davacı ile davalı arasındaki Ataşehir İlçesi, … pafta, … ada, … parselde yer alan … Blok … Kattaki … nolu dairenin 640.000,00 TL bedelle satışına ilişkin harici satış sözleşmesinin iptaline; Davacı yanca ödenen 305.000,00 TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, Davacı tarafından keşide edilen; KEŞİDECİ VADE BANKA TUTAR 20.09.2018 … 11.500,00 Tl, 20.11.2018 … 11.500,00 Tl, 20.12.2018 … 50.000,00 Tl, 20.01.2019 … 11.500,00 Tl, 20.03.2019 … 11.500,00 Tl, 20.05.2019 … 11.500,00 Tl, 20.07.2019 … 11.500,00 Tl, 20.09.2019 … 11.500,00 Tl, 20.11.2019 … 11.500,00 Tl, 20.12.2019 … 50.000,00 Tl, 20.01.2020 … 11.500,00 Tl, 20.03.2020 … 11.500,00 Tl, 20.05.2020 … 11.500,00 Tl, 20.07.2020 … 11.500,00 Tl, 20.09.2020 … 11.500,00 Tl, 20.11.2020 … 35.500,00 Tl, 20.12.2020 … 50.000,00 TL. Senetlerden dolayı davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine; ancak senetlerin iadesi talebinin reddine, senet bedellerinin tahsili talebinin ise vaktinden önce açılan dava niteliğinde olması nedeniyle reddine; senetleri üçüncü şahıslara ödediği taktirde de bedelini davalıdan o vakit istemekle muhtariyetine, Hüküm altına alınan bedele faiz işletmesi talebinin taşınmaz alıcıda olduğu için reddine, Dava konusu Ataşehir İlçesi, … pafta, … ada, … parselde yer alan … Blok … Kattaki … nolu dairenin davacı tarafından boşaltılarak davalıya teslimine” karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;dava konusu senetlerin tahsil cirosu ile devredildiğini,bu nedenle keşidecinin cirantaya karşı ileri sürebileceği defileri hamile karşı da ileri sürebileceği gözetilererek senetlerin iptal edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu,davacı şirketin bu taşınmazı tüketici sıfatıyla satın aldığını,tahsil cirosu ile devredilen senetlerin iptali için menfi tespit davası cirantaya karşı açıldığını,senetlerin bedelsiz kalması nedeniyle tüm senetlerin iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, harici satışa konu olan taşınmazla ilgili olarak sözleşmenin feshi, satış bedeli olarak ödenen paraların iadesi, satış bedeline karşılık verilip henüz vadesi gelmeyen tahsil edilmeyen senetler yönünden de borçlu olmadığının tespiti ve senetlerin iadesi ile ödeme halinde bedellerinin tahsiline ilişkindir. Davacı, davalı tarafa verilen ve tahsil cirosu ile bankalara yada başkalarına ciro edilen senetlerin, ancak kötüniyet ispatı olmadığı gerekçesiyle davacıya iade edilmemesinin haksız olduğunu,bu senetlerin de iadesi gerektiğini bildirerek sadece bu hususu istinaf sebebi yapmıştır. Kural olarak, kambiyo ilişkisinin temelindeki hukuki ilişkiden doğan senet borçlusu ve alacaklısı arasındaki şahsi def’ iler bu ilişkinin dışındaki üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez ise de, TTK’ nun 599 ve 737/2.maddeleri hükümlerince, hamilin bilerek senet borçlusunun zararına hareket etmek suretiyle senedi iktisap ettiğinin kanıtlanması halinde senet borçlusunun sahip olduğu şahsi def’ileri hamile karşı da ileri sürülebilir. Benzer davalara ilişkin Yargıtay 11.Hukuk dairesi Başkanlığının2011/248 E.2011/4338 K.sayılı ilamında ;”Kural olarak, kambiyo ilişkisinin temelindeki hukuki ilişkiden doğan senet borçlusu ve alacaklısı arasındaki şahsi def’ iler bu ilişkinin dışındaki üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez ise de, TTK’ nun 599 ve 737/2.maddeleri hükümlerince, hamilin bilerek senet borçlusunun zararına hareket etmek suretiyle senedi iktisap ettiğinin kanıtlanması halinde senet borçlusunun sahip olduğu şahsi def’ileri hamile karşı da ileri sürülebilir. Dava konusu senet kayıtsız şartsız borç ikrarına havi ise de, senedin 09.02.2004 tarihli protokole dayalı olarak verildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığından keşideci olan davacı protokol hükümlerinin yerine getirilmediği için senedin bedelsiz kaldığını ileri sürerek, lehtar …’a borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bu durumun usulüne uygun ispatından sonra TTK.599.maddesi hükmüne göre, hamilin borçlunun zararına olmak üzere ve bile bile iktisap ettiğinin ispatı gerekir.” hususları vurgulanmıştır. Buna göre somut davada , TTK 599 ve 737/2.maddeler kapsamında ,davaya konu senetlerin kötüniyetli olarak borçlu davacı zararına başkaları tarafından ciro yoluyla edinildiği dosya kapsamı itibarıyla ispatlanamadığından,davacının keşideci sıfatıyla cirantaya karşı ileri sürebileceği defileri hamile karşı bu durumda ileri süremeyeceği kabul edilmelidir. Davada, sadece ciro edilen senetlerin iadesinin reddine ilişkin hüküm istinaf edilmekle,istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan incelemede ise ,mahkemenin buna ilişkin kararının usul ve hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır. Hükmün diğer kısımlarının ise istinaf edilmediği gözetilerek ,istinaf edilmeyen kısma dair istinaf incelemesi yapılmamıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/06/2021