Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/548 E. 2021/2432 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/548
KARAR NO: 2021/2432
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2017/1306 E – 2019/1517 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin elektrik tüketiminden kaynaklanan 21/08/2017 vade tarihli … numaralı ve 28/08/2017 vade tarihli … numaralı faturalardan kaynaklanan borç- ların ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı/borçlunun alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; takip talebinde hem davalı hemde dava dışı …’ın borçlu olarak gösterildiğini, takipte yer alan …’ın iş bu davada davalı olarak göste- rilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, Taraflar arasında imzalanmış olan “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” ile müvekkili şirket, elektrik enerjisini TEDAŞ fiyatlarına göre daha ucuza alması gerekirken, davacı şirketin elekrik faturalarını … fiyatlarının da üzerinde düzenlediğinin anlaşıldığını, müvekkilinin itirazlarından sonuç alınamadığını, sözleşmede cayma tazminatı olduğunu bilen davalının sözleşmenin sona ermesini beklediğini ve bu arada başka bir tedarikçi firma ile de görüşmeler yaptığını, 01/08/2017 tarihinden başlamak üzere yeni bir tedarikçi firma ile sözleşme imzaladığını, Sözleşmenin sona ermesinden sonra davacının düzenlediği 07/08/2017 tarihli faturaya noter aracılığıyla itiraz edildiğini, ayrıca davacı şirket hakkında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na şikayette bulunulduğunu, Davalının sözleşmeyi süresinden önce feshetmediğini,taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 31/07/2017 tarihi itibariyle sona erdiğini, davacı tarafın müvekkil şirketten cayma bedeli talep edemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince: “DAVANIN KABULÜNE, 1-Davalı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosya- sında 21.061,51 TL.’ye (15.427,93 asıl alacak, 369,26 TL. İşlemiş faiz, 5.157,50 TL. Asıl alacak, 106,82 TL. İşlemiş faiz) yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, 2-Takip tarihinden itibaren yıllık % 16,8 oranında faiz işletilmek suretiyle TAKİBİN DEVAMINA, 3-Asıl alacağın ( 15.427,93 TL. + 5.157,50 TL.) % 20’si oranında icra inkar tazminat bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İcra takibinde borçlu olarak gösterilen …’ın davada taraf olmadığını, hakkında dava olmayan kişi hakkında haciz uygulandığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, Cayma tazminatı talepli faturaların yargılama faaliyeti gerektirdiğini, alacağın likit olmadığını, icra-inkar tazminatı koşullarını oluşmadığını, Davacının sözleşmeye uyup uymadığı hususunun araştırılmadığını ve savunmalarının dikkate alınmadığını, Davacı şirket hakkında EPDK’na şikayette bulunduklarını, Sözleşmenin süresi sonunda sona erdirildiğini,bu nedenle cayma hakkı talep edileme- yeceğini, mesleki mazereti nedeniyle katılamadıkları duruşmada hüküm verildiğini, önceki celsede hakim yokluğu nedeniyle mazeret dilekçesi verildiğini, davayı uzatma amacının olmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67.md ne dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olup yazılı yargılama usulüne tabidir. 6100 sayılı HMK’nın 184.maddesinde; “Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” HMK’nın 186. maddesinde “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder.Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.” hükmüne yer verilmiştir. Taraflar duruşmada hazır bulunuyorsa bu bildirim sözlü olarak yapılır, tutanağa geçirilir ve altı taraflara imzalatılır. Şayet taraflar hazır değilse yukarıda belirtilen içeriğe sahip meşruhatlı davetiye gönderilir. Anılan maddede hükümden önceki son yargılama aşaması olan sözlü yargılama aşaması düzenlenmiş bulunmaktadır. Hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem taşımaktadır. Yazılı yargılama usulü içerisinde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemlidir. Somut olayda, taraf vekillerinin yüzüne karşı yapılan 06/11/2019 tarihli duruşmada, dos- yanın karar verilmek üzere incelemeye alındığı, duruşmanın bırakıldığı 24/12/2019 tarihli celse için davalı vekilinin mazeret beyan ettiği, mahkemece “yargılamanın geldiği aşama, davalı vekilinin daha önceki celselerde de mazeret dilekçesi sunduğu” gerekçesiyle mazeretin reddine karar verildiği ve uyuşmazlığın esası ile ilgili hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2013/15502 E., 2014/1254 K. Nolu 30/01/2014 tarihli ilamında da belirtildiği üzere; bu durumda mahkemece, tahkikat aşamasına gelinmiş olduğu halde tahkikatın bittiği tefhim edilmeden (HMK. md.184) ve sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunması amacı ile davet hususu (…md.186.) yerine getirilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılması ile yeniden yargılama yapılmasını temin için dosyasının ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden taraflara isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/09/2021