Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/511 E. 2021/2698 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/511
KARAR NO: 2021/2698
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2019
NUMARASI: 2015/936 E – 2019/224 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 18/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin abonesi olduğunu, her ay düzenli olarak elektrik faturasını ödemesine rağmen davalının müvekkiline haksız ve hukuksuz olarak 26.311,20 TL elektrik faturası kestiğini, müvekkili tarafından davalı tarafa yapılan itirazın uygun bulunmadığını, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmamış olmasına rağmen şifahen verilen bilgide trafo kaçak bedelinin müvekkiline yansıtıldığının bildirildiğini, açıklanan nedenlerle; 26.311,20 TL bedelli faturanın iptali ile müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; usul yönünden görev itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; dava konusu tesisasa ait mahalde yapılan kontrolde kullanılan sayacın eksik kayıt yaptığından şüphelenilerek sayacın söküldüğünü, sayacın laboratuar muayenesi sonucunda S fazında % 15,80 oranında eksik kayıt yaptığı, T fazında ise hiç kayıt yapmadığının tespit edildiğini, bunlara istinaden 787,60 TL kaçak tahakkuk ve 7.540,90 TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere 8.328,50 TL kaçak kullanım bedeli faturalandırıldığını, davacının iddia ettiği gibi 26.311,20 TL kaçak kullanım bedeli faturalandırılmadığını, ilgili mevzuatlar dikkate alındığında müvekkil şirketin tahakkukun yasal olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yargılamada alınan bilirkişi raporu benimsenerek, sayacın dengeli sistemli sanayi tipi bir sayaç olduğu buna göre her fazın ortalama % 33.3 tüketim kaydetmesi gerekirken davacının sayacının S fazı için % 15,8 i kadar ve T fazı için ise % 100 ü kadar oranda eksik tüketim kaydettiği teknik olarak laboratuvar ortamında saptandığı, buna göre ilgili tarifelere ve kaçak kullanımla ilgili yasal mevzuata göre 360 gün üzerinden yapılan eksik tüketim tahhakku ve kaçak ek tahakkununun 7.512,37 TL ve 775,65 TL olmak üzere 8.288,02 TL olması gerektiği, davalı kurumun yuvarlama yaparak bu miktarı 8.328,50 TL üzerinden hesapladığı , davalı yanın faturasında mevzuata ve mevcut teknik duruma aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalı …’ın abonesi olduğu, her ay elektrik faturasını düzenli ödediğini,borcu bulunmadığını, müvekkiline haksız ve hukuka aykırı olarak 26.311,20 TL elektrik faturası kesildiği, davanın da bu faturaya yönelik olduğu, hiçbir yasal ve fiili dayanağı bulunmayan işbu elektrik faturasına kurum nezdinde itiraz edildiği, itirazın reddedildiği, kesilen 26.311,20 TL lik elektrik faturasının hiç bir zaman gün yüzüne çıkmadığı, dava süreci boyunca da davalı tarafın iddia ettiği gibi 8.328,50 TL lik elektrik faturası üzerinden görüldüğü, bu doğrultuda bilirkişi raporları düzenlendiği, bu doğrultuda ilk derece mahkemesi gerekçeli kararın verildiği, haksız olarak davalı kurum tarafından tanzim edilen 26.311,20 TL’lik faturaya istinaden davalı tarafından bu davanın açılmasına sebebiyet verildiği , davalı kurumun kestiği ve dava dilekçesi ekinde sundukları 26.311,20 tl elektrik faturasının adeta buhar olup uçtuğu, mahkemenin ve bilirkişilerin işbu faturayı hiçbir şekilde dikkate almadıkları, kabul anlamına gelmemekle birlikte, velev ki müvekkilinin 8.328,50 TL borcunun olduğu kabul edilse dahi, davanın kısmen kabulü ile davacının bakiye 17.982,70.-tl borçlu olmadığının kabulü ile; 17.982,70.-tl üzerinden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, zira; 26.311,20 tl’lik faturanın davalı tarafından kesildiği,müvekkilinin elektrik sayacına hiç bir şekilde müdahalede bulunmadığı, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, kaçak elektrik sebebiyle düzenlenen faturadan-tahakkuktan borçlu olmadığının tesbiti talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; Davacı abonenin … seri numaralı … marka sayacının eksik kayıt yaptığından şüphelenilerek, elektrik sayacı davalı şirket elemanlarınca 30.10.2014 tarihinde sökülmüş ve laboratuvar muayenesine sevk edilmiş ,yerine yeni bir sayaç takılmıştır. Laboratuvar muayenesi raporu sonucunda; dijital elektronik sayacın giriş-çıkış kablolarını koruyan gövde ön kapağının 13.10.2010 tarihinde açıldığı, bunun ikaz uyarı sembolünün devreye girmesinden anlaşıldığı, sayacın elektronik devre kartının içerisinde S ve T fazlarına ait akım giriş-çıkış pinlerine birer adet akım sınırlayıcı direncin tehimlenmesi suretiyle sayacın doğru tüketim kaydetmesini engellediği , bu akım sınırlayıcı direçlerden ötürü S fazı % 15,8 ,T fazı ise % 100 eksik tüketim kaydettiği tesbit edilmiştir.Bu rapora istinaden dosyadaki tahakkuk belgelerine göre , 787,6 TL kaçak ve 7.540,90 TL ek kaçak tahakkuku yapıldığı görülmüştür. Davacı ,davalı tarafça hakkında düzenlenen ve dosyaya ibraz ettiği fatura ile bu miktarın 26.311,20 TL olduğu iddiası ile dava açmıştır, Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde 26311,20 TL borç olduğuna ilişkin Belge ibraz etmiştir.Davalı taraf böyle bir faturanın olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ,sayaçların mülkiyeti Dağıtım Şirketine ait olsa da sayacın elektronik devresine müdahale etmek ve mühürlü ön kapağın açılması kaçak elektrik kullanımı olduğu, sayacın dengeli sistemli sanayi tipi bir sayaç olduğu buna göre her fazın ortalama % 33.3 tüketim kaydetmesi gerekirken davacının sayacının S fazı için % 15,8 i kadar ve T fazı için ise % 100 ü kadar oranda eksik tüketim kaydettiği teknik olarak laboratuvar ortamında saptandığı buna göre ilgili tarifelere ve kaçak kullanımla ilgili yasal mevzuata göre 360 gün üzerinden yapılan eksik tüketim tahhakku ve kaçak ek tahakkununun 7.512,37 TL ve 775,65 TL olmak üzere 8.288,02 TL olması gerektiği, davalı kurumun yuvarlama yaparak bu miktarı 8.328,50 TL üzerinden hesapladığı bildirilmiş, bilirkişi raporunda ,”Davacı tarafın iddia ettiği 26.311,20 TL kaçak tahakkuk faturasına dava dosyasında kaçak kesme ve mühürleme belgesi olarak rastlanılmış” olduğunu , davalı şirketin itirazı kısmında böyle bir faturanın olmadığı belirtildiği, hesap detaylarında da bu rakama rastlanmadığını açıklamıştır. Sözkonusu bilirkişi raporu: ,tutanak, laboratuvar sonucuna göre ve tutanak tarihindeki yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırlandığından ,hüküm kurmaya teknik yönden elverişli görülmüştür. Mahkemece, bu sebeple teknik yönden ve hesaplama yönünden hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görünmediğinden, davacı taarfın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak davacı tarafça dava dilekçesi ekinde, davacının 26.311,20 TL borcu olduğuna ilişkin bildirim belgesi ibraz edildiği,belgenin fatura niteliklerini taşımadığı görülmüştür.Sözkonusu belge bir fatura niteliğinde olmasa dahi,davalı şirketçe düzenlenmiş ve davacının bu miktarda borcu olduğuna ilişkin bildirim niteliğinde olmakla,davacının bu belge sebebiyle borçlu olmadığının tesbiti yönünden bu davayı açtığı anlaşılmıştır.Davalı tarafça bu şekilde bir fatura bulunmadığı beyan edilmiştir. Bu miktarda bir tahakkuk bulunmadığından, davacı tarafın bakiye 17.982,70.-tl borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Ancak,davacının bu belgede yazılı miktar üzerinden dava açmasına davalı sebebiyet vermiştir.Bu sebeple davalı lehine, davacı aleyhine bu miktar esas alınarak vekalet ücreti hesaplanması hakkaniyete aykıdır.Karar tarihi itibarıyla hükmedilmesi gereken vekalet ücreti miktarı 2.725,-TL dir.Davacının istinaf talebinin bu sebeple kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Yerinde görülmeyen davanın reddine, 2-Alınması gereken 44,40 TL ret karar ve ilam harcından peşin alınan 449,33 TL harcın mahsubu ile arta kalan 404,93 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı yan davada kendini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 5- HMK 120. Maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 99,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/10/2021