Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/507 E. 2021/2426 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/507
KARAR NO: 2021/2426
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2018/613 E – 2019/351 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 27/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/12/2017 tarihinde, müvekkili şirkete İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından borçlular … Tic. AŞ, … ve …’nın borcu nedeniyle birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, Tebliğ tarihi itibariyle, davacının icra dosyasına taraf olmayan … Ltd. Şti. unvanlı şirkete 27/10/2017 tarihli … nolu faturadan kaynaklanan 27.691,06 TL tutarında borçlu olduğunu, ancak takip borçlusu durumundaki … A.Ş.’nin müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, ticari unvan benzerliğinden kaynaklanan yanılgıya dayalı olarak … A.Ş borcuna karşılık icra dosyasına sehven 27.691,06 TL ödeme yapıldığını, Bu yanılgının fark edilmesi üzerine, icra müdürlüğü’ne başvurulduğunu ve yapılan öde- menin iadesinin talep edildiğini, ancak icra müdürlüğünce bu talebin reddedildiğini ve bu paranın davalı tarafından dosyadan çekildiğini beyanla, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına sehven ödenen 27.691,06 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödeme işleminin gerçekleşmesinde müvekkili bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, TTK gereğince basiretli bir tacir olması gereken davacı şirketin kusurlu olduğunu, davacı şirketin haciz ihbarnamesine itiraz etmeksizin … A.Ş.’nin kendisinden 27.691,06 TL alacağı olduğunu beyan ettiğini, … A.Ş. ile davacı şirketin asıl olarak borçlu olduğunu iddia ettiği … Ltd. Şti. arasındaki isim benzerliğinin “…” kelimesinden ibaret olup oldukça kısıtlı olduğunu, Yapılan ödeme ile müvekkili bankanın değil … A.Ş. nin sebepsiz zenginleştiğini, Dava konusu 27.691,06 TL tutarındaki ödemenin halen icra müdürlüğü hesabında bu- lunduğunu, müvekkili banka tarafından tahsil edilmediğini, Davanın kötü niyetle ikame edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince: “Pasif Husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerleşik Yargıtay kararlarına göre, üçüncü kişi ta- rafından icra dairesine yapılan ödemenin istirdat davası ya da sebepsiz zenginleşme davası yoluyla talep edilebileceğini, İstirdat davası açılabilmesi için paranın icra dairesine ödenmesinin yeterli olduğunu, icra dairesince alacaklıya ödenmesinin gerekmediğini, Davacı şirketin sehven yaptığı ödemenin iadesi hususunda icra müdürlüğüne baş vurduğunu, ancak talebinin reddedildiğini, icra dosyasındaki bu paranın artık alacaklının tasarrufunda bulunduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacağın tahsili talebine ilişkindir. 6098 sayılı TBK.’nun m.77/1’e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı TBK. m.79 ve 80’de “aynen geri verme ilkesi”ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zengin- leşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Eldeki dosyada davacı, icra müdürlüğünce İİK 89. Md gereğince tebliğ olunan haciz ihbarnamesi gereğince, borçlu şirketin unvanı itibariyle yanılarak hatalı ödeme yaptığından bahisle bu ödemeyi takip alacaklısı durumundaki davalıdan talep etmektedir.Dosya içeriğine göre; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde, davalı … Bankası tarafından borçlular … AŞ, … ve … aleyhine ticari krediden kaynaklanan toplam 307.897,61 TL alacağın tahsili talebiyle icra takibine girişildiği, takibin kesinleşmesi üzerine borçluların mal varlığı üzerine haciz konulduğu, bu kapsamda takip borçlularına borcu olduğu bildirilen üçüncü kişilere İİK 89.md gereğince haciz ihbarnamesi tebliğ olunarak takip borçlusuna ödenmesi gereken alacağın icra dosyasına ödenmesi hususunun ihtar olunduğu, Davacının esasen takip ve dava dışı … Ltd. Şti. unvanlı şirkete borçlu olmasına ve takip borçlusu durumundaki … A.Ş.,’ye borçlu olmamasına rağmen yanılgı nedeniyle dosyaya 27.691,06 TL ödeme yap- tığı, sonra yapılan yanlışlığın fark edildiği ve ödemenin iadesi hususunda icra müdürlüğü’ne baş vurulduğu, icra müdürlüğünce talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay kararlarında açıkça vurgulandığı üzere; icra müdürlüğüne sehven yatırılan paranın istirdat veya sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talep edilebilecektir. Ancak böyle bir davanın dinlenebilmesi için husumetin doğru yöneltilmesi gerekmektedir. Eldeki davada, davacının yaptığı ödeme oranında, takip borçlusu durumunda bulunan … A.Ş.’nin borcu sona erdiğinden, davalı bankanın değil, adı geçen şirketin sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilebilecektir. Davalı bankanın pasif husumet sıfatı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/09/2021