Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/506 E. 2021/1881 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/506
KARAR NO : 2021/1881
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2019
NUMARASI : 2017/299 E – 2019/664 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Elektrik Piyasası Yönetmeliği’ne göre hizmet sunan ve EPDK tarafından lisanslandırılmış bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında elektrik enerjisi tedariği amacıyla 26/06/2015 tarihinde 01/07/2015-30/06/2016 tedarik başlangıç ve bitiş tarihli “elektrik enerjisi satış sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereğince davalı şirkete elektrik enerjisi tedarik ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinin 1. paragrafında; “…taraflardan herhangi birisi tedarik bitiş tarihinden iki (2) ay evvel yazılı fesih bildiriminde bulunmadığı sürece, sözleşmenin aynı şartlarda birer yıllık süreler ile otomotik olarak yenileneceği…” şeklinde ibare yer aldığını, 2. paragrafında ise “…tarafların sabit birim fiyat üzerinden anlaşılması durumunda tedarikçinin işbu sözleşmeyi, tedarik bitiş tarihinden bir (1) ay evvel yazılı bildirimde bulunarak (sözleşme uzatma bildirim tarihi) aynı şartlarda ve aynı sabit birim fiyat ile on iki (12) ay uzatma hakkına sahiptir..” şeklinde düzenleme olduğunu, davalı şirketin işbu sözleşmede yer alan maddelere aykırı davranarak fesih süresi geçtikten sonra fesih bildiriminde bulunduğunu, bu nedenle sözleşmenin bir yıl süreyle uzadığını, bu duruma binaen davalıdan takip konusu 14/07/2016 tarihli ve … no’lu fatura ile diğer kalemlerin toplamının 9.160,05-TL.+KDV olmak üzere sözleşme fesih cezası talep edildiğini, davalı tarafın kendilerine herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı tarafın dava dilekçesiyle ileri sürdüğü iddia ve taleplerinin haksız, dayanaksız, suiniyetli ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tedarikçi sıfatındaki şirket ile serbest tüketici sıfatındaki müvekkili şirket arasında 26/06/2015 tarihinde 12 ay süreli olmak üzere tedarik bitim tarihi 30/06/2016 olan “elektrik enerjisi satış sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmeye göre tarife paketinin sabit birim fiyat tarifesi olduğunu, sözleşmenin 6. maddesinin davacı tarafça dava dilekçesinde eksik yazıldığını, sözleşmede tüketici müvekkili yönünden herhangi bir süre öngörülmediğini, müvekkili şirketin sözleşmeyi yenilemeyi kabul etmeme hakkının mevcut olduğunu, sözleşmenin haklı ve yasal gerekçelerle yenilenmeyeceği hususunun müvekkili tarafından davacıya sözlü olarak bildirilmesine rağmen, davacı tarafın aynı koşullarla geçerli olmak üzere sözleşme uzatma bildirimini mail yolu ile kendilerine gönderdiğini, müvekkili şirketin ise bunun üzerine noter kanalıyla davacıya ihtarname göndermek suretiyle sözleşmenin yenilenmeyeceğini/yenilenmesine muvafakat edilmeyeceğini davacı şirkete bildirdiğini, sözleşmelere mevzuatın emredici hükümlerine aykırı maddeler konulamayacağını, davacının müvekkilinin sözleşmeyi hiçbir şekilde feshedemeyeceğine yönelik sözleşme hükmünün bulunduğuna yönelik beyanlarının hukuken anlamsız olduğunu, müvekkilinin tasarrufunun sözleşmenin feshi değil, yenilemeyi kabul etmeme iradesi şeklinde tezahür ettiğini, müvekkilinin sözleşmenin yenilenmemesine yönelik tasarrufunun yasal haklı sebeplere dayandığını, taraflar arasında sözleşmenin imzalandığı 26/05/2015 tarihi itibariyle mevzuatta PSH (Perakende Satış Hizmetleri) bedeli adı altında tahakkuk ettirilen tahsilat kalemi mevcutken, EPDK tarafından çıkarılan 30/12/2015 tarihli tebliğde PSH kaleminin kaldırıldığını, söz konusu tebliğin emredici nitelikte olduğunu, davacının ise bu tebliğe göre PSH bedelini tamamen kaldırması gerekirken devam ettirmesinin haksız ve suiniyetli olduğunu, davacının ikili sözleşmelerde muarazalı olan fesih cezası gibi bedelleri keyfi olarak faturaya yansıtmasının yasal olmadığını, davacının tahakkuk ettirdiği faturalara noter vasıtası ile gönderdikleri ihtarname ile itiraz ettiklerini ve iade faturası düzenlediklerini, davacının müteakiben icra takibi başlattığını, takibin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” taraflar arasındaki sözleşmenin 6. Maddesinde açıkça sözleşmeyi uzatma hakkı “tek taraflı olarak” davacıya verilmiş, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davalı şirket, sözleşme yapılırken bu hususu kabul, beyan ve taahhüt etmiştir. Davalı tarafın davalının sözleşmeyi feshetmesinin sözleşmenin 6. maddesine aykırı olduğu anlaşılmakla; davacı şirketin davalı taraftan benimsenen bilirkişi raporunda hesaplanan 12.140,12-TL. sözleşme fesih cezasını talep edebileceği, ancak EPDK tarafından ticari nitelikteki abonelikleri de kapsar şekilde yapılan düzenleme gereğince Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ’in Geçici 3. Maddesi gereği davacı şirket 2016 yılında PSH bedelini 0,7233 kr/kWh birim fiyattan değil, 0,9952 kr/kWh üzerinden tahsil ettiğinden aradaki 1.263,09-TL. farkın davalıya iade edilmesi gerektiği alacak likit ve itiraz haksız olduğu” gerekçeleriyle Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki 10.877,03-TL. asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda (yıllık %10,50 oranının geçmemek kaydı ile) işletilecek avans faizi yürütülmek suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, takibin diğer kayıt ve şartlarda bu miktar üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranı üzerinden hesaplanan 2.175,41-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3-Reddedilen kısım yönünden şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalının daha önce ileri sürülmeyip istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü beyanları savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olup muvafakat etmediklerini, mahkemece dava konusu asıl alacağa işleyecek faiz hakkında icra takibin talebimiz gibi “değişen oranlarda işleyecek ticari temerrüt faizine” karar verilmesi gerekirken, işbu talebimizin aksine bu hususta “(yıllık %10,50 oranının geçmemek kaydı ile)” gerekçesiyle işleyecek faizi sınırlandıran hüküm kurulduğunu, icra takibinde söz konusu işleyecek faize ilişkin olarak takip talebi ve ödeme emrinde (mahkeme gerekçesindeki “yıllık %10,50 oranının geçmemek kaydı ile” hükmünün aksine!), uygulanacak (ticari temerrüt faizi) faiz oranını kısıtlayıcı bir ifade yer almadığını, davalı-borçlu da huzurdaki davada cevap dilekçesi ve diğer yazılı beyanlarının hiçbirinde bu hususla ilgili bir itiraz gerekçesi sunmadığını, bu hususlarda kararda gerekçe olmadığını, davanın tümden kabulü gerekirken, 1.263,09-tl psh bedeli yönünden davanın kısmen reddinin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede psh bedeli olarak 0,9952 krş/kwh birim fiyatı uygulanması kararlaştırılmışken, açıkça “referans” niteliğindeki (perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hk. tebliğ’deki) “geçici md.3: referans psh bedeli (0,7233 krş/kwh)”nin huzurdaki davada uygulanması başlıbaşına hatalı olduğunu, heyet ek raporunda işbu 18.03.2019 tr.li ek raporda heyetteki tek hukukçu ve finans uzmanı bilirkişi olan dr. aydın çelik’in (ekonomi ve finans uzmanı, ticaret ve borçlar hukuku öğretim üyesi) muhalefet şerhinde; heyetin diğer üyeleri elektrik mühendisi A…ı Ve (smmm) ….’nin bu konudaki heyet görüşüne katılmadığını belirttiğini, psh bedelinin taraflar arasındaki anlaşmada yer aldığı şekli ile 0,9952 kr/kwh esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri de usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının dava dilekçesinde sözleşme maddesini eksik yazarak saptırmaya çalıştığının aksine sözleşmenin 6.maddesi , 2 aylık bildirim süresini sabit birim fiyat anlaşması harici durumlar ile sınırladığını, sabit birim fiyat anlaşması durumunda herhangi bir fesih bildirimi süresinin sözleşmede yazılı olmadığını, ikinci fıkradaki 1 aylık yenileme bildirimi süresi düzenlemesi söz konusu olduğunu, sözleşmede tükeci /müvekkil yönünden herhangi bir süre öngörülmediğine, tedarikçi lehine ise 1 ay önceden göndereceği bir yenileme beyanı ile sonsuza kadar sözleşmeyi tek taraflı yenileme hakkı hukuken mevcut olamayacağına göre ,1 aylık süre zarfında müvekkilinin de sözleşmeyi yenilemeyi kabul etmeme hakkının mevcut olduğunu, sözleşmenin haklı ve yasal gerekçelerle yenilenmeyeceği hususu müvekkili tarafından şifaen iletilmesine rağmen,davacı aynı koşullarla geçerli olmak üzere sözleşme uzatma bildirimini mail yoluyla gönderdiğini, müvekkilinin şirket de Antalya 14.Noterliğinin 13929 yev.no.lu 27.05.2016 günlü ihtarnamesi ile sözleşmenin yenilenmeyeceğini/yenilenmesine muvafakat edilmeyeceğini bildirdiğini, sözleşmelere , mevzuatın emredici hükümlerine aykırı maddeler konulamayacağını, taraflar arasında sözleşmenin imzalandığı 26.05.2015 itibariyle mevzuatta, Perakende Satış Hizmetleri (PSH) bedeli adı altında tahakkuk ettirilen tahsilat kalemi mevcut iken, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun yasal değişikliğe istinaden çıkardığı 30.12.2015 tarihli “Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” ile anılan PSH kalemi 01.01.2016 da kaldırıldığını, mevcut sözleşmeler hakkında ise söz konusu tebliğin geçici 3.maddesi ile “bu tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce imzalanan ikili anlaşmalarda ; PSH bedelinin aynen veya belirli oranda uygulanacağının belirtilmiş olması ve enerji bedelinin düzenlemeye tabi aktif enerji bedelinden bağımsız belirlenmiş olması durumunda geçerli olmak üzere, bu sözleşmeler kapsamındaki PSH bedeli 31.12.2017 tarihini geçmemek kaydıyla 0,7233 kr/kWh olarak belirlenmiştir” hükmünü getirdiğini, tebliğin yürürlük tarihi 01.01.2016 olduğunu, davacı ,bu maddedeki koşulları taşımadığından PSH bedelini tamamen kaldırması gerekirken,aksine 12 aylık tüm sözleşme dönemi boyunca ve 01.01.2016 den sonra da bu bedeli tahsile, hatta 0,9952 kr/kWh birim fiyat üzerinden tahakkuk ve tahsil etmeye devam ettiğini, sözleşmenin yenilenmesi halinde yeni dönemde de tahsile devam edeceğini bildirdiğini, sözleşmenin, bitim tarihi itibariyle yenilenmeyeceği ve sonlandırılacağının davacıya bildirildiğini, davacının bu bildirime rağmen , müvekkilinin işletmeleri ile ilgili 14.07.2016 gün ve 240302, 240303,240304 sayılı faturaları keşide ederek sözleşme fesih cezaları talep ettiğini, hatta bu faturalarda da PSH bedelleri (0,09952 kr/kWh) tahakkuk ettirdiğini, davacı tarafın fesih cezasını neye göre hesapladığının belirsiz olduğunu, davacının 26.05.2015 günlü sözleşme teklif formunda, indirim oranı tedaş tarifesi üzerinden %3,60 olarak sabitlendiğini, taraflar arasındaki faturalar ve imzalanan ” Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” incelendiğinde, aboneliğin OG Sanayi tarifesi üzerinden değil, ticarethane tarifesi üzerinden yapıldığı anlaşılacağını, 08.05.2014 tarih ve 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 7. Maddesinin (3) nolu bendinde ; perakende satış sözleşmesinde ilgili mevzuata aykırı hükümlere yer verilemeyeceğ, 8. Maddesinin ( 1) nolu bendinde; geçici kullanım amaçlı yapılan perakende satış sözleşmeleri hariç olmak üzere, perakende satış sözleşmesinde süre sınırı bulunamayacağı,8. Maddenin (2) nolu bendinde ise, tüketicinin elektronik imza ile veya görevli tedarik şirketine yazılı olarak başvuruda bulunmak kaydıyla, perakende satış sözleşmesini sona erdirebileceği belirtildiğini, 24.01.2014 tarih ve 29246 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ” Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliğinin ” 13. Maddesinin (1) nolu bendinde ; belirli süreli abonelik sözleşmelerine, sözleşmenin belirlenen süre kadar uzayacağına ilişkin hükümler konulamayacağı, ancak abonelik sözleşmesinin kurulmasından sonra, sözleşmenin sona ereceği tarihe kadar, tüketicinin talepte bulunması veya onay vermesi halinde abonelik sözleşmesinin uzatabileceği ifade edildiğini, davacı tarafça, müvekkiline sözleşme uzatma bildiriminin 17.05.2016 tarihinde yapıldığını, müvekkili tarafından 27.05.2016 tarihinde verilen yanıtta ise, PSH bedelinin sözleşme bitiş tarihi olan 30.06.2016 tarihi itibariyle yasal düzenlemeler gereği kaldırılmış olması gerekirken, sözleşmenin bu kalem dahil aynı koşullarla uzatılmış olması sebebiyle , sözleşme uzatımını kabul etmediklerini ve 30.06.2016 tarih itibariyle de yeni tedarikçilerinin portföyüne geçtiklerinin bildirildiğini, sözleşmenin 6. Maddesinde belirtilmiş olan ” tüketicinin sözleşmeyi tedarik bitiş tarihinden önce tek taraflı olarak feshedemeyeceği, ancak Madde 2’de belirtildiği gibi tedarikçi tarafından fiyat ayarlanması yapılması talebi halinde, tüketicinin bu fiyat ayarlama talebini sebep göstererek, fiyat ayarlamasının kendisine tebliğinde itibaren 10 gün içerisinde tedarikçiye yazılı olarak haber vermiş olmak kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceği” hükmüne göre değerlendirildiğinde, fesih ihbarının PSH bedelinin kaldırılması ya da 31.12.2017 tarihine kadar 0,007233 TL/kWh olarak uygulanması gerekirken, 0,009952 TL/kWh olarak uygulanması üzerine ve bildirim tarihi olan 17.05.2016 tarihinden 10 gün sonra 27.05.2016 tarihinde , dolayısıyla süresinde yapılmış olduğunu ileri sürmüştür. Dava,sözleşme fesih cezasının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; taraflar arasında arasında 26/06/2015 tarihinde 12 ay süreli olmak üzere tedarik bitim tarihi 30/06/2016 olan “elektrik enerjisi satış sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmeye göre tarife paketinin sabit birim fiyat tarifesi olduğu, davacı tarafça sözleşme uzatma bildiriminin 17.05.2016 tarihinde yapıldığı, davalı tarafından da noter yoluyla 27.05.2016 tarihinde verilen yanıtta ise, PSH bedelinin sözleşme bitiş tarihi olan 30.06.2016 tarihi itibariyle yasal düzenlemeler gereği kaldırılmış olması gerekirken, sözleşmenin bu kalem dahil aynı koşullarla uzatılmış olması sebebiyle , sözleşme uzatımını kabul etmediklerini ve 30.06.2016 tarih itibariyle de yeni tedarikçilerinin portföyüne geçtiklerinin bildirildiğini anlaşılmaktadır.Buna göre sözleşmenin 6/1 maddesi uyarınca davalı tarafça fesih ihbarının iki aylık süre içinde yapılması gerektiğinin düzenlenmiş olduğu, davalı tarafça bu sürede fesih ihbarının yapılmadığı, bu nedenle davalının istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davacının istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacı tarafından takip talebinde %10,50 oranıyla faiz talebinin sınırlandırılmış olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede ilk yıl uygulanacak olan birim fiyatının belirlenmiş olduğu, sonraki yıl olan 2016 döneminde ise 2016 EPDK’nın geçici 3. Maddesindeki birim fiyatı uygulamasının doğru olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre mahkemece sözleşme hükümlerinin uygulanması ile verilen karar usul ve yasaya uygundur.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, tarafların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 5,50 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 743,00 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 148,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 594,40TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/06/2021