Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/496
KARAR NO: 2021/1868
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2017/953 E – 2019/973 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi uyarınca 2014-2015 ve 2016 takvim yıllarında, toplam 3 yıl boyunca davacı tarafından davalıya/borçluya elektrik tedarik hizmeti verildiğini, davalının, bu süre boyunca kendisine gönderilen faturaları ödediğini, ancak Mart 2016’da tespit edilen ve tarife farklılığından kaynaklanan dağıtım bedeli farkını ödemekten kaçındığını, oysaki söz konusu farkın, davalının kullandığı enerji nedeniyle tahakkuk eden ve davacı tarafça zaten ilgili dağıtım şirketine ödenen bir tutar olup, davalı/borçlunun ödemekten kaçınma için hukuka uygun bir sebebi de bulunmadığını, alacağın sulhen tahsilinin mümkün olmayınca davacının, dava konusu alacağı için düzenlediği faturaları davalıya gönderdiğini, davalının faturaları kabul etmeyip iade ettiğini, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının iddialarının hukuki mesnet ve dayanaktan yoksun olduğunu, davacı ile imzalanan elektrik satış sözleşmesi neticesinde davalının elektriğini davacıdan temin ettiğini, davacının davalının kullandığı elektrik bedeli faturalarının tüm içeriklerini düzenli olarak davacıya ödediğini, fakat davacının, sözleşmeye aykırı olarak iki adet faturayı dağıtım bedeli adı altında gönderdiğini, işbu fatura ve içeriklerinin sözleşmeye aykırı düzenlendiği için davalı tarafından kabul edilmediğini ve davacı şirkete yasal süresi içerisinde iade edildiğini, bu durumun akabinde davacının davalı aleyhine haksız olarak icra takibi başlattığını, davacı tarafından davalıya her ay düzenli olarak kesilen elektrik tüketim fatura bedelleri içinde dağıtım bedellerinin de olup, tüm faturaların davalı tarafından ödendiğini, davalının, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini, kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Taraflar arasında imzalanmış olan 9471272015 tarihli sözleşmenin 20. Maddesinde ” satıcı ve müşteri elektrik ile ilgili yürürlükte bulunan tüm kanun, tüzük, yönetmelik, EPDK, TEİAŞ, dağıtım Şirketi ve Kanun ile kurumların yerine ikame edilecek kurumlarca yayımlanacak karar, tebliğ, vb. hükümler uymayı peşinen kabul eder” düzenlemesi bulunduğu, buna göre uyuşmazlığa ilgili dönemde meri olan Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından 08/05/2014 tarih ve 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 30/05/2018 tarihinde yürürlükten kaldırılan (mülga) Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği, bu itibarla davacının kullanım dönemindeki tarifeye göre ancak 12 aylık döneme ilişkin fark bedelini talep edebileceği, bilirkişi tarafından tarife hatasının tespit edildiği tarihten geriye doğru 12 aylık dönem için davacının tarife farkından kaynaklı toplam 63.765,30-TL alacağının bulunduğu, davacı tarafından düzenlenen ihtarın davalıya 20/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda verilen 3 günlük sürenin hitamı olan 02/01/2017 tarihi tarihinden takip tarihi olan 21/03/2017 tarihine kadar (tarafları tacir olması nedeniyle avans faizi uygulanarak) geçen süre için 1.328,58-TL işlemiş faiz talep edebileceği, davacının takipte kötü niyetinin sabit olmadığı” gerekçeleriyle davanın KISMEN KABULÜ ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİ’ ne takibin 63.765,30 TL asıl alacak ve 1.328,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.093,88 TL yönünden takip talebindeki şartlar ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacının icra inkar tazminatına ilişkin ve davalının kötü niyet tazminatına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davada tüketim faturalarında dağıtım bedeli yönünde yapılan hatanın müvekkilinden kaynaklanmadığını, abonelik ilişkisinin başlangıcında davalının müvekkili tedarik şirketin hatalı bilgilendirmesinden kaynaklandığını, cevap dilekçesinde belirttikleri üzere hatanın fark edilerek düzeltilmesini takiben abonelik ilişkisinin sona erdiği tarihe kadarki 8 aylık dönemde faturaların itiraz edilmeksizin ödendiğini, bu sebeple anılan yönetmelik hükmünün davada uygulanamayacağını, yasal düzenlemeler ve sözleşme ile istenebilir bir alacağın yönetmelik düzeyindeki işlem ile kısıtlanmasının normlar hiyerarşisine aykırı olduğunu, bilirkişinin yönetmelik hükmündeki kısıtlayıcı kuralı uygulayarak seçenekli hesaplama da yapmadan rapor düzenlemesinin hatalı olduğunu, dava konusu alacağın likit ve belli olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalı müvekkili şirketin davacı şirkete davaya konu bu faturalardan dolayı herhangi bir alacak kalemi bulunmadığı, davalı müvekkil şirketin ticari defterlerindeki cari hesap kayıtlarına göre 31.12.2017 tarihi itibari ile taraflar arasında borç ve alacak olmadığının açıkça tespit edildiğini, davalı müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yapılan elektrik tedarik sözleşmesine istinaden temin edilen elektrik tüketimlerinin bedellerinin tümünün müvekkili tarafından düzenli olarak ödendiğini, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete yaklaşık üç yıllık bir aradan sonra geçmiş yıllara yönelik dağıtım bedeli faturası tanzim ederek gönderilmesi taraflar arasındaki sözleşmeye ve yasalara aykırı olduğunu, davacı şirket tarafından davalı müvekkili şirkete her ay düzenli olarak kesilen elektrik tüketim fatura bedelleri içinde dağıtım bedelleri de olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında aktedilen ve 2014,2015 ve 2016 yıllarını kapsayan dönemlere ilişkin Elektrik Tedarik Sözleşmesinde tarife ile ilgili bir bilgilendirme de olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, taraflar arasındaki elektrik satış sözleşmesine istinaden enerji tüketim bedelindeki tarife farkına ilişkin düzenlenen faturadan kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsil için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 16/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişilerin özetle davalının ticari defterlerindeki cari hesap kayıtlarına göre 31/12/2017 tarihi itibari ile taraflar arasında borç ve alacak olmadığını, takip ve dava konusu yapılan faturalarda gösterilen dağıtım bedeli birim fiyatları ile diğer aylarda ödemiş olduğu faturalarda gösterilen dağıtım bedeli birim fiyatları arasında çok farklı fiyatların olduğu, diğer aylarda tanzim edilen faturalarda gözüken dağıtım bedellerinin ödemiş olduğunun tespit edildiği, davalı şirketin incelemeye alınan ticari defterlerinin kanunlara uygun olarak tutulduğunu, taraflar arasında imzalanan elektrik sözleşmesinin 3.2 maddesindeki hükme göre tüketim miktarı üzerinden hesaplanan dağıtım bedelinin itilafa konu faturalar haricinde diğer aylara ait faturalarda ilave edildiğini ve bu faturalardan dolayı herhangi bir borcun olmadığının mütalaa edildiği ve takibe konu faturalar yönünden değerlendirme olmadığı, hükme esas bilirkişi raporunda ise “.. Taraflar arasında imzalanmış olan 9471272015 tarihli sözleşmenin 20. Maddesinde ” satıcı ve müşteri elektrik ile ilgili yürürlükte bulunan tüm kanun, tüzük, yönetmelik, EPDK, TEİAŞ, dağıtım Şirketi ve Kanun ile kurumların yerine ikame edilecek kurumlarca yayımlanacak karar, tebliğ, vb. hükümler uymayı peşinen kabul eder” düzenlemesi bulunduğu, buna göre uyuşmazlığa ilgili dönemde meri olan Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından 08/05/2014 tarih ve 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 30/05/2018 tarihinde yürürlükten kaldırılan (mülga) Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği, bu itibarla davacının kullanım dönemindeki tarifeye göre ancak 12 aylık döneme ilişkin fark bedelini talep edebileceği,…tek terimli elektrik tüketim tarifesi yer için çift terimli elektrik tüketim tarifesi fiyatının uygulaması nedeniyle, davacı şirketin davalıdan tarife hatasının başladığı tarihten itibaren 12 aylık dönem esas alındığında KDV dahil (19.406,62TL+45.582TL) 64.988,62TL tarife hatasının ilk tespit edildiği tarihten geriye doğru 12 aylık dönem esas alındığında (21.263,68+42.501,62) 63.765,30 TL tutarında alacaklı olduğu, davacının davalıdan olan alacak tutarı için davacı tarafından düzenlenen tek ve çift tarife fark faturalarının davalı tarafından noter ihtarnamesi ile iade edildiği dikkate alındığında, davalının usulune uygun olarak temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından, davacı tarafından tarife farkı faturalarının düzenlendiği tarihten takip tarihine kadar herhangi bir faiz hesaplanmadığını” mütalaa ettikleri görülmektedir. Buna göre yapılan değerlendirmede davalı tarafça faturaların iade edilmesi nedeniyle ticari defterlerde kayıtlı olmadığı, hükme esas bilirkişi raporunda davacının kullanım dönemindeki tarifeye göre ancak 12 aylık döneme ilişkin fark bedelini talep edebileceğinin tespit edildiği, raporun taraf, mahkeme ve yargısal denetime elverişli olduğu, alacağın talep edilip edilemeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, tarafların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 5,50 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 4.446,56TL TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.111,64TL harcın mahsubu ile bakiye 3.334,92 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/06/2021