Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/475 E. 2021/1802 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/475
KARAR NO : 2021/1802
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2017
NUMARASI: 2015/896 E – 2017/636 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullanıcısı olduğu … nolu aboneliğinin kurulu olduğu T.M. Yeri ve Kablo Geçiş Güzergahının müvekkili firma tarafından yapıldığını ve müvekkili firmanın kuruma 06.03.2015 tarihi itibari ile abone olma başvurusu bulunduğunu, davalı kurumun, abone talep edilen şantiyenin kurulu olduğu bölgede alt yapısı olmaması nedeniyle müvekkili firmanın abone olma talebini karşılayamadığını, davalı kurumun, müvekkili firmaya ancak alt yapıyı ( Trafo Merkezi Yeri ve Kablo Geçiş Güzergahının tüm kablolarını aldırmak ve döşettikten) sonra abone işlemlerini tamamladığını, tüm bu hususların kurum kayıtlarında resmi belge ile sabit iken 14.04.2015 tarihli tutanak gereğince abonesiz kullanım gerekçesiyle kullanılan elektriğin iki katı oranında yapılan 53.601,60 TL’lik kaçak elektrik tahakkukun yarısının iptali ile elektriğini kesilmesi tehdidi altında ve ticari faaliyetine devam edebilmek için tek satıcı konumundaki davalı şirkete haksız olarak ödenmek zorunda kalınan enerji bedeli dışında tahil edilen kaçak elektrik bedeli olan 26.800,80 TL’nin müvekkili firmaya ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte istirdatına, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı kuruma yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda 6719 sayılı Kanun ile değişiklik yapıldığını, 6719 Sayılı Kanunun 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayım tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğini, söz konusu değişiklik ile 6719 sayılı Kanununun 21 Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesinin değiştirildiğini, söz konusu yasa değişikliği ile tarifelerin hangi usul ve esaslara göre hazırlanacağı ayrıntılı olarak belirlendiğini, ilgili maddede, Kurul onaylı tarifelerin tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı, ilgili Kuruluşların söz konusu tarifeleri uygulamakla yükümlü olduklarının belirtildiğini, yine aynı değişiklikte dağıtım tarifelerinin dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluştuğunun düzenlendiğini, söz konusu yasal düzenleme incelendiğinde görülmektedir ki huzurdaki davada talep edilen alacak kalemlerinin alınmasının hukuka uygun olduğunun bu defa kanunda tekrarlanan düzenleme ile ispatlandığını, yapılan değişikliklerin yayımlandıkları tarihte yürürlüğe girdiğini, açılmış/devam eden tüm dava ve icra takiplerine uygulanması gerektiğini, beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “.. elektrik bilirkişisi tarafından tanzim olunan ve mahkememizce de itibar olunan bilirkişi raporu ile davacı şirketin şantiye sahasında bilfiil kullanmış olduğu 70215 kwh’lik tüketim doğrultusunda hesap edilen dava konusu 53601,60 TL tutarındaki kaçak tahakkukunun EPDK 622 sayılı kurul kararının ilgili hükümleri doğrultusunda mevzuata uygun şekilde hesaplanmış olduğu tespit edilmiş olduğu” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; yerel mahkemenin dava dilekçesiyle kullanılan elektriğin iki katı oranında kaçak kullanım hesabı yapılmasının maddi yasal dayanağı bulunmadığını ileri sürdüklerini, müvekkilinin itiraz konusu … nolu aboneliğin kurulu olduğu … Mah. … Sok. …. Şantiyesi Esenyurt/İST adresinde … ada … nolu parsel üzerinde inşaat yaptığını, aboneliğin de bu şantiyeye ait şantiye aboneliği olduğunu, müvekkili firmanın konusu aboneliğin bağlı olduğu 27122 T. M. Yeri ve Kablo Geçiş Güzergahı için Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü ile 06.03.2015 tarihli kira sözleşmesi imzaladığını, dava konusu inşaata ait Trafo Merkezi Yeri ve Kablo Geçiş Güzergahının müvekkili firma tarafından yapıldığını, müvekkilinin bununla ilgili olarak tutanak tarihinden kurumla kira sözleşmesi imzaladığı hususunun sabit olduğunu, kaçak faturaya dayanak teşkil eden tutanağın 14.04.2015 tarihinde tutulduğunu, tutanak tarihinden önce kurumun abone yapacak alt yapısı bulunmadığını, müvekkilinin abone talebinin altyapı noksanlığı gerekçe gösterilerek kurumca karşılanmadığını, müvekkilinin inşaatla ilgili her türlü alt yapıyı yapmasına karşın abonesiz kullanım yapıldığı gerekçesiyle kaçak elektrik tahakkuk edilmesinin hiçbir maddi ve hukuki dayanağı bulunmadığını, tutanakta da belirtildiği üzere sayaca herhangi bir müdahale olmadığı ve sayacın tutanak tarihine kadar olan tüm tüketimi kayıt altına aldığı hususunun tartışmasız olduğunu, tutanak tarihinden önce 06.03.2015 tarihinde başvuru yapıldığını, müvekkilinin altyapıyı kurup davalı şirkete teslim ettikten ve tutanaktan sonra da abonelik sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin kat karşılığı sözleşmesinden doğan yükümlülüğünü süresinde yerine getirmek ve elektrikteki davalının tek satıcı konumundan dolayı yasal olarak haksız olarak tahakkuk edilen kaçak elektrik bedelini taksitlendirerek davalı şirkete ödediğini, hükme gerekçe yapılan bilirkişi raporu bilirkişinin, davalı şirketin dava konusu şantiyeye en yakın trafo- direk – panodan tedarik edebileceği…” tespitinin fiili uygulamada bir geçerliği bulunmadığını, davalı şirketin, elektrik tedarikinde tekel konumunda olduğunu, davalı dışında elektrik tedarik edilebilme imkanı bulunmadığını, müvekkilinin bir yıl boyunca, elektriksiz yaşamını sürdüremeyeceğinden ölçü devresinde takılı sayaçtan elektrik tükettiğini, tutanak öncesi, kuruma abonelik başvuru olması halinde; kaçak elektrik tüketmek değil, usulsüz elektrik tüketiminin söz konusu olduğunu, usulsüz elektrik hükümleri uygulansa bile bunun yaptırımının belli olduğunu, yönetmeliğe aykırı tahakkuk yapıldığını, davalının sayaca bir müdahale olmadığı ve sayacın doğru tüketimi kayıt altına aldığı ve sayaç üzerindeki işareti esas alarak gerçek tüketim üzerinden normal fatura tahakkuku yaptıktan sonra, tüketim bedeli dışında 70.215,00 KW oranında kaçak elektrik tahakkuk yapmasının kasız fiil hükümlerine göre de gerçek zarar ilkesine da açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava; kaçak elektrik tahakkuku nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.Somut olayda; dava konusu 14/04/2015 tarihli kaçak tespit tutanağı ile davacının abonesiz enerji kullandığı tespit edilmiştir. Kaçak elektrik tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup tarafları bağlamaktadır. Davacı tarafından da abonelik sözleşmesinden önce elektrik kullanımına başlandığı kabul edilmektedir. Bu halde davacının eyleminin Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13.maddesinde yer alan, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi olup kullanımın kaçak elektrik enerjisi kullanımı kapsamında değerlendirilerek, elektrik enerjisi bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı Kurul Kararında açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece belirtilen şekilde inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/06/2021