Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/434 E. 2020/553 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/434
KARAR NO: 2020/553
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2017
NUMARASI: 2016/162 E – 2017/1007 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu … palakalı aracın, 12/04/2011 tarihinde, tamir için davalı … servisi olan diğer davalı şirkete ait tamir işyerine aracın bagajındaki ekipmanlarla birlikte tamir amaçlı bırakıldığını, aracın servis hakimiyetinde iken çalındığını beyanla, ayıplı hizmet iddiasıyla, gerek aracın değeri olan 23.000,00 ve gerekse araç bagajında bulunan malzeme değeri olarak 11.730 TL olmak üzere toplam 34.730,00 TLnın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının tüketici olmadığını, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca davalının ikametgahı olarak Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, aracın yıkanması için bırakıldığı … A.Ş. uhdesinde iken çalındığını belirterek davanın bu 3.şahsa ihbarını istediklerini, aracın onarım işi için 12/04/2011 tarihinde davalı … şirketine bırakıldığını, aynı gün tamir işinin yapıldığını, aracın yıkanması için hemen yakınındaki araç yıkama işi yapan dava dışı 3.şahıs …şirketine teslim edildiğini, bu yıkama işlemi için bırakıldığı yerden bilinmeyen kişilerce çalındığını, araç bedeli olarak 18.000,00 TL ödemeyi kabul ettiklerini, ekipman bedeline yönelik talep ve davayı ise kabul etmediklerini belirterek, davanın bu yönüyle reddini talep etmişlerdir. Davacı vekili 04/12/2012 tarihli kısmi ıslah dilekçesi sunarak, aracın Ankara kırsalında hasarlı bir şekilde bulunarak davacı şirkete teslim edildiğini, ancak aracın uğradığı değer kaybı nedeniyle davacı tarafça başkasına 19.000,00 TL ya satıldığını, aracın hasarsız değerinin 23.000,00 TL olması nedeniyle 4.000,00 TL araç değer kaybı zararlarının bulunduğunu, 4.000,00 TL araç değer kaybı ile 11.730,00 TL bagajdaki malzeme bedeli olmak üzere taleplerinin 15.730,00 TL olduğunu, ayıplı hizmet nedeniyle ıslahen 15.730.00 TLnın faizi ile tahsilini talep ettiklerini bildirmiştir. Dava konusu aracın 19.000,00 TL bedelle noterden 3.bir kişiye satıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporunda; aracın çalındığı tarihte hasarsız araç piyasa değerinin 20.500 TL olduğu, çalınan aracın bulunduktan sonra meydana gelen hasarlar ve onarımlar sebebi ile 1.500 TL değer kaybı olduğunun belirlendiği, davacıya ait … plakalı aracın, davalıya ait servis sınırında yıkama istasyonunda iken kimliği meçhul iki kişi tarafından hizmet sunumu sırasında çalınmasından davalıların sorumlu olduğu gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulü ile 20.500 TL hasarsız araç bedeli, 1.500 TL araç değer kaybı olmak üzere toplam 22.000 TL ‘nin dava tarihi 03/08/2011 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararına karşı davalı … ..şirketi vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. İstinaf dilekçesinde; davacının dava konusu talep ettiği bedeli aşağı doğru ıslah ettiğini, davacının talep etmediği araç bedeli yönünden karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davacının kısmi ıslah dilekçesi ile, aracın bulunup satılması sonrası 4.000,00 TL değer kaybı ile 11.730,00 TL malzeme bedelini talep ettiği halde, mahkemece, HMK 26.madde kapsamında taleple bağlılık ilkesi dışında talep konusu yapılmayan hususta karar verildiği gibi, talep konusu malzeme bedeli hakkında bir şekilde karar verilmediğini, malzeme bedeli konusunda ispatlanan davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini, hükme dayanak bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, en fazla 1.500,00 TL yönünden karar verilebileceğini belirterek kararın bu yönlerden kaldırılmasını istemiştir. Davalılar vekili her iki davalının vekili olarak cevap dilekçesi ve vekaletnamelerini sunmuş, görevsizlik kararı her iki davalının aynı vekiline tebliğ edilmiştir. Davalı …vekili 11/07/2016 tarihili dilekçesinde davalı … vekilliğinden istifa ettiğini bildirmiş, bu davalının başka vekili tarafından vekaletname sunularak davalı … şirket vekili olarak yargılamaya devam edilmiş, bu davalı yönünden karar bu davalı vekiline tebliğ edilmiş, yine bu davalı vekilince karar istinaf edilmiştir. Yargılama sırasında vekillikten istifa ettiğini bildiren davalı … vekili ise aynı zamanda diğer davalı … şirketinin de vekili olmasına rağmen, diğer davalı … şirket vekilliğinden istifa ettiğini bildirmemiş, davalı … şirketinede vekilinin istifa ettiği bildirilmemiştir. Davalı … şirketinin vekilinin görevi devam ettiği halde ve vekili olmasına rağmen işlemden kaldırma kararı sonrası, bu şirkete asil olarak duruşma günü, daha sonra da görevli mahkemenin esasa ilişkin kararı tebligat kanunu 35.maddeye göre tebliğ edilmiştir. Oysaki davalı … şirketinin vekilliğinden istifa ettiği bidirilmeyen vekilini vekaleti, diğer davalı … şirketinin aksine devamedegelmektedir. Vekille takip edilen davalarda asile tebligat yapılmaması gerekir. Bu yönüyle usul hükümlerine aykırı davranılmıştır. İstinaf incelemesi sırasında, dairemizin 2018/715 E.2019/2015 K.sayılı kararı ile, davalı … şirketine, vekili varken, bu davalı asile tebligat kanunu 35.maddeye göre karar tebliği usulsüz bulunmakla, davalı … vekilinin dosyada vekaleti bulunduğu halde, vekaletten çekilmeye dair bir bilgi ve belgeye rastlanmadığından, öncelikle gerekçeli kararın bu davalıya TK 35.madde hükümlerine göre teblige çıkarılması usule uygun görülmediğinden, HMK 353/1-ç maddesi uyarınca … vekiline usulunce gerekçeli karar tebliği sağlanıp, yasal süreler beklenerek, şayet istinaf edilirse, istinaf dilekçesinin de davacıya tebliği ile cevap süresi sonrasında istinaf incelemesi yapılmak üzere tekrar gönderilmesini teminen dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar vermiştir. Bunun üzerine mahkeme tarafından bu kez davalı … Tic.A.Ş vekili …’ye ilk derece mahkemesi gerekçeli kararının tebliği üzerine çıkartılan tebliğ evrakının incelenmesinde, “Muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle güvenlik görevlisi …’nın tebliğ ve imzadan kaçındığı, bu nedenle tebligatın Harbiye Muhtarlığına 05/02/2020 tarihinde bırakılarak kapıya 2 nolu haber kağıdının yapıştırarak tebliğ evrakının bir parçasının dosya iade edildiği, mahkemece karar tebligat işlemlerindeki eksikliğini tamamlandığı belirtilerek istinaf incelemesi için dosyanın yeniden istinaf incelemesi için gönderildiği görülmüştür. Dosya içindeki kayıtlardan davalı …Tic.A.Ş vekili …’nin adresinin Prof Dr … sok. … Apt. no:… K…., D…. Vişnezade Beşiktaş/İstanbul olduğu,ayrıca Av. …, Av. … ve Av. …’tun da vekil tayin edildiği, bu vekaletnamede vekillerin adresinin … Cad. … Apt. No:229/1 Harbiye/İstanbul olarak belirtildiği, ancak ilgili vekilin barodan da belirlenen sistem adresi olan (… cad.no:… D…. kat 4 34367 Harbiye-Şişli /İstanbul adresine ) gerekçeli kararın tebliğe çıkartıldığı ve muhatabın dışarıda bulunduğu belirtilerek adreste bulunmadığı, site güvenlik görevlisi tarafından imzadan imtina edildiği, buna göre kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırılarak tebligatın muhtara bırakılarak, buna göre tebliğ yapıldığı görülmüştür. Vekaletname sunulduktan sonra tebligatların vekile yapılması gerekir. Vekil ile takip edilen davada asil duruşmada bizzat bulunsa dahi tebliğin ona değil, vekiline yapılması zorunludur. Vekile çıkarılan tebligat, kendisine veya kendisi yerine sekreteri veya katibine tebliğ edilmelidir. Somut davada, davalı … A.Ş vekili …’nin adresinin kapalı olduğu, dışarıda bulunduğu belirtilerek, tebligatın mahalle muhtarına bırakılarak avukatın kapısına 2 nolu haber kağıdı asılarak tebliğ işleminin yapılması durumunda, yapılan bu karar tebliğ işleminin usulsüne uygun olduğu görülmüştür. Bu nedenle, öncelikle HMK 353/1-ç maddesi uyarınca …vekiline usulunce gerekçeli karar tebliği sağlanıp, yasal süreler beklenerek istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın istinaf incelemesi için gönderildiği anlaşılmıştır. Davalı … şirket vekiline gerekçeli karar tebliği tamamlanmakla, bu vekil tarafından istinaf talebinde bulunulmadığı da belirlendiğinden, esas yönden istinaf incelemesi yapılması gerekmiştir. Buna göre daha sonra dava konusu araç bulunmuş ve davacı tarafından 19.000 TL bedelle başkasına satılmış olmakla, aradaki 4.000.00 TL değer kaybı ve araç bagajındaki 11.730,00 TL .yönünden ıslahla değiştirilen talep açısından değerlendirme yapılması gerekirken, artık talep edilmeyen ve konusu kalmayan aracın hasarsız değerine hükmedilmesi usul ve hukuka uygun olmadığı gibi, HMK 26.madde gereği taleple bağlılık ilkesine de aykırıdır. Yine talep edilen 11.730,00 TL’lık malzeme bedeli konusunda da olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur. Dava konusu taleplerini tamamı konusunda hüküm verilmemesi, bahsi geçen kanun hükmüne açık bir aykırılık teşkil eder. Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 297. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiş olmakla, kararda tüm talepler hakkında bir karar verilmemesinin ve hiç değerlendirme yapılmamasının HMK 297, 355, 353/1a-6.maddelerine aykırılık oluşturması nedeniyle, 353/1-a-6 maddesi uyarınca mahkeme kararının bu nedenle kaldırılmasına, davanın yeniden açıklanan gerekçelere uygun görülmesi için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Taleplerden biri hakkında olumlu olumsuz karar verilmediği gibi, asıl talep hakkında da yargılama devamında araç bulununca değer kaybı talebine çevrildiği gözardı edilerek talepten fazlaya hükmedilmesinden dolayı HMK 355, 297 ve 353/1-a-6 maddesi gereğince karar kaldırılarak dosyanın açıklanan gerekçede karar verilmek üzere en uygun yargılama yapılıp mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalı …ye isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/06/2020