Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/422 E. 2021/2587 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/422
KARAR NO: 2021/2587
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2018/231 E – 2019/1125 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacının sahibi olduğu … Limited Şirketi ile borçlu davalının sahibi olduğu … A.Ş ve … A.Ş arasında, … Satış Sözleşmesi akdedildiğini; bu sözleşmenin 5. maddesine göre 50.000 TL kapora bedelinin 30/03/2011 tarihinde ve yine sözleşmenin 6. maddesine göre de 06/04/2011 tarihinde 2.000,000 TL nin banka hesaplarına havale edileceğinin karlaştırıldığını, davacının şahsi banka hesabından davalının sahibi olduğu şirket hesabına 30.000,00 TL gönderide bulunduğunu ve sözleşme hükümlerine uyduğunu, ayrıca sözleşmenin 6. maddesine göre 06/04/2011 tarihinde yine banka yolu ile 1.000.000.00 TL bedelin ödendiğini, davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının sahibi olduğu şirketin sözkonusu oteli 3. kişilere satışı için hazırlık yaptığı istihbaratının alındığını, davalı borçludan defalarca ödenen bedelin istenmesine rağmen bir sonuç elde edilemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmasına rağmen davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu bildirmiş, davalı – borçlunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, İİK 67/2 mad. Gereğince haksız ve kötüniyetli itiraz eden davalı – borçlu şirketin %40 aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacının sahibi olduğu … Ltd. Şti. ile dava dışı … A.Ş ve … A.Ş arasında … Satış Sözleşmesi akdedildiğini, sözkonusu sözleşmenin 5. maddesine göre 30/03/2011 tarihinde 50.000 TL kapora bedeli, 6. maddesine göre 06/04/2011 tarihinde 2.000.000 TL banka hesabına havale edileceğini, bu nedenle davacının 30/03/2011 tarihinde dava dışı … A.Ş ye 30.000,00 TL, 06/04/2011 tarihinde dava dışı … A.Ş nin sahibi müvekkili …’a 1.000.000,00 TL ödeme yapıldığını, ilgili maddeler gereğince ödemelerin yapılmasına rağmen dava dışı … A.Ş nin sözkonusu oteli 3. kişilere satışı için hazırlık yaptığı istihbaratını aldıklarını ve daha sonra da satıldığını öğrendiğini, davacının yaptığı ödemeleri müvekkilinden defalarca istediğini, ancak ödemenin yapılmadığını; akabinde, Beyoğlu … Noterliği’nde 30/07/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmayınca İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 1.000.000.TL alacak talebi ile icra takibine başlandığını ve taraflarınca itiraz edildiğini, davacının sözkonusu sözleşmenin 5. ve 6. maddelerine göre ödeme yapmasına rağmen … Otelin 3. kişiye satıldığını ve böylece sözleşme hükümlerine aykırı hareket edildiğini, müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirmediğinden ödenen 1.000.000 TL nin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iade etmesi gerektiğini, başlatılan icra takibine ilişkin müvekkiline gönderilen ilk ödeme emrinin bila iade edildiğini, öğrenilen yeni adrese gönderilen ödeme emrinin tebliğ olunduğunu sadece bu nedene dayalı olarak müvekkili şirketlerin defaatle adres değiştirdiklerini bu sebeple mevcut durumda değişim meydana geldiğini ,davanın haksız açıldığını beyanla reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada (İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/663 Esas) davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacının sahibi olduğu … Ltd. Şti ile davalı şirketler arasında … Satış Sözleşmesi akdedildiğini; sözleşmeye göre davacının şahsi banka hesabından 50.000,00 TL kapora ve 2.000.000,00 TL havale ettiğini; sözleşmenin 6.maddesi uyarınca davacının şahsi hesabından 1.000.000,00 TL’yi … A.Ş’nin sahibi …’ın hesabına gönderildiğin; sözleşmeye konu otelin davalılar tarafından 3.kişilere satıldığını; davacının ödediklerini geri istemesine rağmen, davalıların oyalayıp ödeme yapmadıklarını; sözleşmenin davalı şirketin yetkilileri tarafından imzalandığını, davalıların ödeme ile sebepsiz zenginleştiklerini, ödenenlerin bu nedenlerle iadesinin gerektiği için takip yaptıklarını, davalıların takibe haksız itiraz ettiklerinden bahisle, davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalılar vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olup sözleşmenin bunun açık delili olduğunu; bu nedenle, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini; sözleşmede davacının değil sahibi olduğu şirketin taraf olduğunu; bu nedenle, davacının, taraf sıfatının bulunmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşmenin ön sözleşme niteliğinde olduğunu, davacının dava konusu 30.000,00 TL lik ödemeyi yaptığını, ön sözleşmeden sonra davalı … Şti. Yetkilisi … ile dava dışı … Şirketi sahibi … arasında esas ana sözleşmenin imzalandığını, taşınmaz ve demirbaşların bu şirkete teslim edildiğini, taşınmazın tapuda devrininde yapıldığını, bütün bu hususların İstanbul 5. Asliye Ticaret mahkemesinin 2011/472 Esas sayılı dosyasında bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, dava konusu 30.000,00 TL nin peşinat olarak toplam sözleşme bedelinden mahsup edildiğini, otelin davacının ortağı olan şirketle birlikte hareket eden davacıya satıldığını, davacı tarafın beyanlarının kötü niyetli ve gerçeğe uygun olmadığını beyanla , davanın reddi ile davacı hakkında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 1-Ana davanın kabulü ile İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine yapılan itirazın 1.000.000 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 1.000.000 TL asıl alacak yönünden aynen devamına, Asıl alacağın %20 ‘si icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Birleşen davanın; a) Davalı … A.Ş yönünden reddine, b) Davalı … A.Ş yönünden davanın kabulü ile İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine yapılan itirazın davalı … A.Ş yönünden ve 30.000 TL asıl alacağa ilişkin olarak iptali ile takibin davalı borçlu … A.Ş için 30.000 TL asıl alacak yönünden aynen devamına, Asıl alacağın %20 ‘si icra inkar tazminatının davalı … A.Ş ‘den tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı, davalılar vekili istinaf etmiştir. Davalılar vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddiasının aksine, müvekkillerinin ifasını gerçekleştirmiş oldukları ve otelin davacının iradesi ve birlikte hareket ettiği ortağına satışı yapıldığı, aksi iddianın kabulünün TMK m. 2 yani dürüstlük kuralına aykırı olacağı, kaldı ki davacının aktif bir ticari hayatı olmakla,basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğünün bulunduğu, davacının iş bu davayı ihbar olunan … ile olan ortaklığı 2014 yılında sonlandırdıktan sonra bu davayı ikame ettiği ortaklığın devam ettiği süre boyunca bu davayı açmadığı, 2014’te ortaklığın sonlandırılması sonrasında kötü niyetli olarak bu davayı açtığının aşikar olduğu,davacı ile ihbar olunan arasında yapılan ödemelerin birbirleri arasında virman edilip edilmediğinin irdelenmeden ve bu konuda bilirkişi raporu alınmadan karar verilmesinin hukuka açıkça aykırı olduğu, aksi takdirde ortakların kendi aralarında virman ettikleri hesabın müvekkillerinden tahsil edilmesinin kötü niyetli olduğu ,davacı tarafla ilk olarak yapılan sözleşmenin ön sozlesme olduğu, iş bu ön sözleşme gayrımenkul devrini öngördüğü için şeklen geçersız bir sözleşme olması nedeniyle içeriğine de dayanılamayacağı, dolayısıyla davacı tarafın iddialarının geçersız bır ön sözleşmeye dayanıyor olmasının da dikkate alınmasını gerektiği, davacı … dava dışı … şirketinin dava dosyasındaki mübrez ticaret sicil kayıtlarında görüleceği üzere … Ltd.Şti.’nin ortağı oldukları,dava dışı … şirketinin ana sözleşmeyi de ortağı davacı ile tüm görüşmelere birlikte katılarak imzaladığı, hatta gayrimenkul alımında kullanmış oldukları kredi için ilgili bankalara birlikte başvuru yaparak birlikte kredi temin ettikleri , bunun için söz konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan … ve … Bankası’nın kredi dosyalarında yer alan belgeler ile ipoteklere ilişkin bilgilerin müvekkillerinin haklı ve doğru beyanlarda bulunduğunu ispatladığı, davacının otelin 3.kişiye satıldığına ilişkin iddialarının doğru olmadığı, davacının ortağı olan … Ltd.Şti. ‘nin diğer ortağı dava dışı … şirketi olduğu, davacının dava dışı … şirketi ile ortaklığının 4 yıl resmi olarak sürdüğünün ticaret sicil kayıtları ile de sabit olduğu, müvekkilleri ile davacının ortağı olduğu … Turizm Ltd.şti. arasında ön sözleşme olan “… Satış Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmede belirtilen 30.000 tl kaparo ücretinin 30.03.2011 tarihinde … tarafından ödendiği, geriye kalan 20.000 tl’nin dava dışı … şirketi yetkilisi … tarafından ödendiği, sözleşmede belirlenen 2.000.000 tl’nin yarısını 06.04.2011 tarihinde davacının ödediği, geriye kalan bakiyenin dava dışı … şirketi tarafından ödendiği, daha sonradan dava dışı … şirketi ile imzalanan sözleşmede bu ödemelerin belirtildiği, ödenen 1.800.000 tl’nin 1.030.000 tl’sini davacının ödediği,geriye kalan kısmın dava dışı … şirketi tarafından ödendiği dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile sabit olduğu, dava dışı … şirketinin geriye kalan kaparoyu ve belirlenen ücreti ödemesi imzalanan ilk sözleşmede davacı ile birlikte hareket ettiğinin göstergesi olduğu, daha sonra müvekkilleri ile dava dışı … şirketi arasında imzalanan satış sözleşmesinde de davacı, bu şirket ile birlikte yer almış olduğu , taşınmaz ve sair taşınır teçhizatları 11.04.2011 tarihinde dava dışı … şirketine teslim edildiği, davacının taşınmazın 11.04.2011 tarihindeki devrinden 5 gün önce müvekkili şirket hesabına otelin satışı için 1.000.000 tl ödeme yapması .ama buna rağmen 3. kişilere satışı için hazırlık yapıldığı istihbaratını aldığını iddia etmesine karşın kendisinin herhangi bir şekilde harekete geçmemesinin basiretli bir tacirden beklenebilecek bir davranış olmadığı, bu nedenlerle haksız ve kötüniyetli olarak ikame edilen davaların davacı … ortağı … arasındaki iş bu ödemeler ile ilgili ticari defter ve belgeleri üzerinden inceleme yapılmaksızın karar verilmesinin hukuka aykırı olup , yerel mahkemenin davanın iki müvekkili yönünden yeterli inceleme yapılmaksızın kabulüne karar vermesinin usul ve hukuka aykırı olduğu , mahkeme’nin yargılamada alınan bilirkişi raporunu yok sayarak karar vermesinin hatalı olduğu Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmaktan kaçındığı, mahkeme de bu hususta davacı … ortağı artgenin ticari defter ve kayıtlarını incelemeden karar vermiş olup, davacının ticari defterleri sunmaktan kaçınmasının tek sebebinin ticari defter ve kayıtların, müvekkillerin haklılığını ortaya çıkaracak olması olduğu, Mahkeme’nin gerekçeli kararında davacının, ….’nın ortağı olduğu hususu veya müvekkillerinin böyle bir iddiada bulunduğundan hiç bahsedilmediği ,davacı tarafın tıcarı defter ve kayıtlarını göstermekten kaçındığı hususunun da kararda behsedilmediği, Asıl ve Birleşen davalar ile ilgili kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; asıl ve birleşen dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Asıl ve birleşen davaların dayanağı olan , İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasınında; alacaklısının …, borçlusunun … A.Ş ile … A.Ş olduğu, 30/03/2011 tanzim 30/03/2011 vade tarihli sözleşmeden kaynaklanan 30.000,00 TL asıl alacak, 9.357,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 39.357,53 TL üzerinden takip başlatıldığı görülmüştür. Davacı vekilince her iki davada dava değeri olarak yalnızca takibe konu asıl alacak tutarları gösterilmiş ve yalnızca asıl alacak tutarları yönünden davalar harçlandırılmış, ancak talep sonucunda itirazın iptali talep edilmiş olup,yargılama sırasında mahkemenin açıklama talebi üzerine, işlemiş faiz istemi yönünden itirazın iptali isteminden feragat ettikleri beyan edilmiş ise de, işlemiş faiz yönünden harçlandırılmış bir talep bulunmadığı, dava değerinin her iki davada yalnızca asıl alacak tutarı gösterilerek açıklandığı,esasen faregat edilen bir alacak kısmı olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça ibraz edilen , her iki davaya konu ödemeye ilişkin dekonlara göre ; ana davaya konu 1 milyon TL ödemenin davacı tarafından davalı …’a yapıldığı, takibin de bu davalı hakkında olduğu, yine birleşen davaya konu 30.000 TL ödemenin, davacı tarafından … Şirketi’ne yapıldığı, takibin davalı … Turizm Şirketine karşı başlatıldığı görülmüştür.Mahkemece, tarafların ticari defterler/ kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre , davalı … İnşaat ticari kayıtlarında davacı tarafça yapılan ödemenin otel satış kapora bedeli olarak işlendiği ve dava dışı … Şti hesabına alacak olarak kaydedildiği belirlenmiştir. Davacı tararfça ödemeler banka havalesi ile yapılmıştır. Mahkeme kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere ve istikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; havaleye konu ödemenin (bir açıklama mevcut değilse) bir borcun ifası için yapıldığı karine olarak kabul edilmekte olup, aksi yöndeki iddianın havaleyi gönderen tarafça ispatlanması gerekir. Somut olayda ise ; davalı tarafça cevap ve ikinci cevap dilekçesinde, davacı tarafça yapılan ödemelerin, … Satış Sözleşmesinin 5. ve 6. maddeleri gereği yapıldığı beyan edilmiş ,ancak bu sözleşmenin bir ön sözleşme olduğu, esas sözleşmenin dava dışı … şirketi ile yapılarak otelin de dava dışı bu şirkete devredildiği, davacı taraf ödemelerinin de dava dışı … şirketi ile yapılan satış sözleşmesine ilişkin tutardan mahsup edildiği şeklindeki beyan sebebiyle bağlantılı bileşik ikrar sözkonusu olmakla , davalı tarafın ispat yükünü üzerine aldığına ilişkin mahkemenin değerlendirme ve kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.Dosyaya ibraz edilen ve davalı … Şti ile dava dışı … Şirketi arasındaki sözleşmede davacı … yetkilisi olduğu … Şirketinin yer almadığı 1.800.000 TL kapora ödemesinin davacı tarafından yapıldığına ilişkin bir açıklama bulunmadığı görülmüştür. Davacı ödeme tarihlerinde ,kendisine otel satışı yapılacağı vaad edilen dava dışı … Turizm Ltd. Şti’nin yetkilisi ve ortaklarındandır.Diğer ortağın ,otel satışı yapılan … şirketi olduğu kayıtlarda bellidir. Davaya konu otelin ilk sözleşme tarafı olan şirkete devri için davacının yaptığı ödemelerin, tarafı olmadığı bir sözleşme uyarınca ,ortağı olmadığı diğer şirkete yapılan satış bedeline mahsubunun, davacı yönünden bilgi ve izni bulunduğu isbatlanamadığından bağlayıcı olmadığı, davalı tarafların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, mahkemece sebepsiz zenginleşme iddiasının sübut bulduğu kanaatiyle davanın kabulüne karar vermesinde maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış olmakla ,davalıların asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalıların asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Asıl dava yönünden ; davalıdan esas dava için alınması gereken 68.310,00 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 17.077,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 51.233,00 TL’nin alınarak hazineye irat kaydına, Birleşen dava yönünden ; alınması gereken 2.049,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 512,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,98 TL’nin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalılar üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/10/2021