Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/417 E. 2020/722 K. 03.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/417
KARAR NO: 2020/722
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2020
NUMARASI: 2020/59 E – 2020/226 K
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
KARAR TARİHİ: 03/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili ile dava arasında adi ortaklık sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin adi ortaklığın ticari defterlerini, bilgi ve belgelerini, mali durumunu incelemek üzere defalarca kez adi ortaklığın yönetimine sözlü ve yazılı olarak başvurduğu halde olumlu yanıt alamadığını, son olarak davalıya gönderdikleri ihtarname sonunda inceleme günü kararlaştırılmasına rağmen yanlarında bulunduracakları uzmanlar için gizlilik sözleşmesi imzalanmasının istendiğini ve bu sözleşmede uzman olarak görev yapacak kimselerin sır saklama yükümlülüğünü ihlal etmeleri halinde her bir hak sahibine 1.000.000,00 TL ödemesi gerekeceğinin belirtildiğini, avukat , mali müşavir gibi meslek erbaplarının sır saklama yükümlülüğünün meslek kuraları içerisinde kendiliğinden var olduğunu, sözleşmedeki bu hükmün ortaklığa ait bilgi ve belgelerin paylaşımından kaçınılması anlamında olduğunu ileri sürerek sözleşme imza tarihinden proje bitim tarihine kadar alt işverenlerle imzalanmış eksiksiz her bir sözleşmenin örneği, işverenlere kesilen faturaların tamamı, ara hakediş raporları, tam hakediş raporları, 2011 ile 2019 yıllarına ait bilançoları ile kar-zarar tabloları, 2011 ile 2019 yıllarına ait ana hesap ve detaylı hesap mizanları, 2011 ile 2019 yıllarına ait tüm vergi ödemeleri ve ayrıntılı açıklamaları, 2011 ile 2019 yıllarına ait tüm ticari defterler, 2011 ile 2019 yıllarına ait tüm tahakkuk fişleri, ödeme dekontları, kesin mizan bildirimlerinin bir defter usulsüzlük incelemesi uzmanı ve bir inşaat uzmanından oluşacak heyet tarafından incelenmesi ve rapor hazırlanmasına karar verilmesini, bu belgelerin aslının ihtiyati tedbir olarak mahkemeye teslimine ve müvekkilinin suret temin etme hakkının mahkeme aracılığıyla kullandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın tespit ve eda davası koşullarına uymadığını, mahkemenin yetkili olmadığını, davacının müvekkili şirkete olan yüksek miktardaki borcundan kurtulma gayreti içinde olduğunu, davacının defter ve kayıtları inceleme talebinin engellenmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından “tedbir talep eden taraf açısından ileride telafisi imkansız zararların doğma ihtimalinin olmaması ve henüz talep eden tarafın haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmemiş olması ayrıca tedbir konusunun yargılamaya muhtaç olması nedenleriyle” şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Verilen karar karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; TBK’nın adi ortaklığı düzenleyen kitabının ortaklık işlerinin incelenmesi ile ilgili maddeleri gereğince talep yoluyla elde edilemeyen bilgilerin eda davası ile elde edilmesinin Yargıtay kararları ışığında mümkün olduğunu, adi ortaklık olan … ile Ataşehir Belediyesi arasında akdedilen düzenlem eşeklinde ihale yoluyla kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında yapılan tüm iş ve işlemlerin usulsüzlük içerip içermediğine ilişkin detaylı inceleme yapılması gerektiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin hak sahibi olduğu taşınmazlardan satılmamış olanları da üçüncü kişilere devretme olasılığının bulunduğunu, bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir şerhinin verilmesini talep ettiklerini, HMK’nın 389. Maddesindeki koşulların gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında imzalanan adi ortaklık sözleşmesi nedeniyle kurulan … adi ortaklığı nedeniyle, davacının ortaklık hesabını, bilgi ve belgeleri inceleme hakkının ihlal edildiği iddiasıyla açılan adi ortaklığın ticari defterler üzerinde mahkeme kanalı ile inceleme yapılması, bilgi ve belge asıllarının ihtiyati tedbir olarak mahkemeye teslimi ve örneklerinin davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir. HMK 389/1 maddesine göre “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Ancak uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemez. Davacı tarafça istinaf başvurusu sırasında taşınmaz kayıtlarına üçüncü kişilere devri önleme amacıyla ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de bu taleplerin dava dilekçesinde yer almadığı ve ilk derece mahkemesine sunulmadığı görülmekle bu yöndeki talep HMK’nın 357. maddesi gereğince inceleme dışı tutulmuştur. Bu itibarla; davacının belge asıllarının teslimine yönelik talebinin uyuşmazlığı çözeceği, nihai karar sonucunu doğuracağı nazara alındığında dosya kapsamı, delil durumu, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/09/2020