Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/406 E. 2021/1877 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/406
KARAR NO: 2021/1877
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2018
NUMARASI: 2017/573 E – 2018/959 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı abone arasında 01/08/2016 tarihli “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşme uyarınca davacı şirket nezdinde davalı işyerine … abone numarasıyla indirimli elektrik enerjisi tedarik edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 01/11/2016 – 01/11/2017 tarihlerini kapsadığını, davalının sözleşme bitim tarihinden önce işyeri tahliyesi nedeniyle aboneliğin sonlandırıldığını, davalı tarafından en az iki ay önceden işyeri tahliyesine ilişkin bildirim yapılmadığı için sözleşmedeki cezai şartın muaccel hale geldiğini, abone tarafından talep edildiği takdirde davacı tarafından abonenin yeni işyerine abonelik taşıma vb. İşlemleri gerçekleştirebilecek iken, davalı abone tarafından bu yönde bir talepte bulunulmadığı gibi sözleşmeden doğan bildirim yükümlülüğünün de yerine getirilmediğini, dvalı tarafından sözleşmenin 6.7.maddesine aykırı olarak, süresinden önce feshedilmesi üzerine davalıya cezai şart tahakkuk ettirildiğini, bu tutarın tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalı tarafından borca yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı süresinde cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiş, bilahare sunduğu dilekçesiyle icra dosyasına yaptığı itirazları tekrar ettiğini, kendisine ait işletmenin mücbir sebep gereğince kapatıldığını, davacının taleplerinin mevzuata da aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “taraflara arasındaki sözleşme ve bilirkişi raporu birlikte nazara alındığında davacının talep ettiği cezai şartın TBK m.179/1’de öngörülen seçimlik cezai şart alacağı olduğu ve bu miktarın 3.951,51 TL olarak bilirkişi tarafından da tespit edildiği, takip dosyası ile talep edilen diğer alacak kalemlerinin ise faize faiz yürütülmesinde olduğu gibi cezai şarta cezai şart yürütülmesi niteliğinde olduğu ve tespit edilen cezai şart bakımından davalı borçlunun takip ile birlikte temerrüte düşürülmüş olması ve tespit edilen şekliyle uygulanmasının davalının ekonomik mahvına neden olmayacağı kanaatine varıldığı” gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜNE, Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu itirazının iptali ile takibin 3.951,51 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte devamına, fazlaya dair istemin reddine, İİK 67/2 maddesi kapsamında 790,30 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunda ceza faturasının miktarı hatalı hesaplandığını, bilirkişi raporundaki alacak miktarının gerçeği yansıtmadığı, ceza faturası mevzuata ve sözleşmeye uygun bir şekilde faturalandırıldığını, bilirkişi raporunda da işbu aboneliğin sözleşmeye aykırı feshedildiği tespit edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme ile tahliye durumunda sözleşmenin sona ermesi düzenlenmiş olup, abone, bildirim yükümlülüğünün aksine davranışlarında sözleşmenin 6.7 maddesine göre abone son bir yıllık süre içerisinde en yüksek değerli iki fatura bedeli toplamında ceza faturası ödemeyi kabul ettiğini, ancak davalı/borçlunun söz konusu aboneliğine ait yalnız bir adet tüketim faturası bulunduğunu, bu faturanın 08.12.2016 tarihli tüketim faturası olduğunu, bu nedenle ceza faturası hesaplanırken; tek tüketim faturasının 2 katı olarak hesap yapıldığını, söz konusu uygulamanın teamül ve hakkaniyete uygun olduğunu, davalının bir ay daha müvekkil şirket ile aboneliğine devam etmiş olsa idi 2 ayın fatura toplamı kadar cezai şart bedeli ödemek durumunda kalacağını, kötü niyetli olarak 2. ayın fatura kesiminden önce sözleşme ilişkisini sonlandırarak ilgili cezai şart tutarını bertaraf etmek istediğini, bilirkişi raporunda ise ceza faturası; 08.12.2016 tarihli tüketim faturası ve davalının müvekkili şirket bünyesindeki başka bir aboneliğine ilişkin 24.01.2017 tarihli tüketim faturasının toplanması suretiyle hesaplandığını, ceza faturasının 7.209,96 TL olarak hesaplanması halinde 865,19 TL icra cezai şart ve 360,50 TL gecikme zammı talep edilebileceği ileri sürmüştür. Dava, taraflar arasında yapılan Elektrik Enerjisi Serbest Tüketici Sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeni ile düzenlenen cezai şart faturasına dayalı başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 01.08.2016 tarihinde elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davalının davacıya 4002944932 abone numarası üzerinden indirimli elektrik enerjisi temin etmeyi yükümünü üstlendiği, sözleşmeye konu aboneliğin ticari abonelik olduğu, sözleşmenin 6.7 maddesinin “sözleşme bitiş tarihinden önce iş yerinin tahliyesi söz konusu olursa, abone tedarikçiye iki ay önceden yazılı olarak bildirimde bulunmak yükümlülüğünde olup bu bildirimi yapmaması halinde tahliye ayından önceki son 1 yıl içinde ödemekle yükümlü olduğu en yüksek 2 ayın fatura toplamına eşdeğer cezai şart ödeyeceğini kabul ve beyan eder” şeklindeki hükmü ile tarafların sözleşme ile TBK m.179/1 kapsamında seçimlik cezai şart düzenledikleri, sözleşme 01/01/2016 – 01/01/2017 tarihleri arası 1 yıllık süre için akdedilmiş olmasına rağmen davalının süreden önce aboneliğin kurulu bulunduğu iş yerini tahliye ettiği, sözleşmenin başlangıç tarihinin 01.11.2016 olduğu, 01.01.2017 tarihinde sözleşmenin sona erdiği görülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; hesaplamanın 3.604,98 TL ve 346,53 TL bedelli faturalar üzerinden yapılmış olduğu, 346,53 TL bedelli faturanın hangi aboneliğe ilişkin olduğunun rapordan anlaşılamadığı, bilirkişinin mali müşavir olduğu görülmektedir. Buna göre fatura bedelinin hangi aboneliğe ait olduğunun araştırılarak dosya üzerinde elektrik mühendisi bilirkişi ile inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu itibarla; davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/06/2021