Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/383 E. 2021/1726 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/383
KARAR NO: 2021/1726
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2019
NUMARASI: 2017/96 E – 2019/1001 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin süt ürünlerini dezenfekte ederek satış hizmeti sunduğunu, … abone numarası ile elektrik enerjisi aldığını, abonelik başlangıcından beri faturalarını düzenli olarak ödediğini, 26.08,2016 tarihinde davalı şirket görevlilerince işyerinde harici hat çekilerek kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesi ile … seri numaralı tutanak tutulduğunu, akabinde 9.555,80 TL ek tüketim bedeli ve 13.943,90 TL kaçak tüketim bedeli olmak üzere toplam 23.499,70 TL borç tahakkuk ettirildiğini, 16.341,00 TL ödendiğini, bakiyesinin ödenemediğini, kaçak elektrik kullanmadığını, tutanak tarihinden sonra fatura bedellerinin eskiye göre daha düşük olduğunu belirterek , 9.555,80 TL ve 13.943,90 TL bedellerinden davalıya borcunun olmadığını, ödenen 16.340,00 TL’nin tahsilat tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde;davalı şirketin 26.08.2016 tarihinde … nolu tesisatta yaptığı kontrolde … marka … nolu sayacın giriş sigortasından harici hat çekilerek elektrik kullanıldığının tespit edilerek … sayılı kaçak tutanağı tanzim edildiğini, zabıt esnasında harici hat üzerinden beslenen cihazların kurulu gücü baz alınarak geçmişe yönelik 360 günlük tüketim hesabı yapıldığını, davacının tutanak tarihinden sonra yani tesisat düzeltildikten sonra büyük güçlü cihazlarını çalıştırmadığı ve tüketimleri baskıladığının görüldüğünü, tanzim edilen zabıt tutanağını davacının imzaladığını, dava tarihine kadar tutanağa bir itirazı olmadığını, ödemelerini yaparken ihtirazı kayıt öne sürmediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davada kaçak kullanım yapılmadığı iddiası ile menfi tespit ve istirdat talep edilmiştir. Mahkeme, davacı tarafın 05/12/2017 tarihli dilekçesinde belirtildiği üzere davalı tarafça 23.499,70 TL dava sırasında tahsil edildiğinden istirdat davasına dönüştüğü, davacı tarafın kaçak elektrik kullandığı ancak davalı tarafça 360 gün kullanım süresi hesaplandığı oysa ki buna ilişkin bir bilgi ve delilin dosyada bulunmadığı, bu sebeple dolaylı yoldan hesaplanarak davacının kaçak kullanım süresinin 58,34 gün olacağı buna mukabil de kaçak kullanım bedelinin 4.444,36TL olduğu, davacı tarafça davalıya 24.899,86 TL ödeme yapıldığı, yapılan 20.455,50TL ödemenin fazla olduğu ve iadesi gerektiği gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulüne; 20.455,50 Tl nin 23/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu,davanın reddi gerektiğini,davacının harici hat çekerek kaçak elektrik kullandığını,kaçak tutanak tarihinde davacının harici hat üzerinden beslenen aletlerin gücü baz alınarak aboneli tarifeden geçmişe dönük bir yıllık hesaplama yapıldığını,mevzuata göre ,daha fazla geçmişe gidilemediğinden 360 günlük süre yönünden hesaplandığını,davacının tutanak sonrası büyük güç çeken cihazlarını çalıştırmadığını,kaçak tutanağının davacı tarafça imzalandığını,davacının ödeme yaparken ihtirazi kayıtta bulunmadığını,geri istemeyemeceğini,faturaya davacının süresinde itiraz etmediğini,bilirkişi raporunda kaçak süresinin belirlenmesinde hata yapıldığını,yönetmelik 23/3.fıkrası gereği kurulu güç hesaplamasının dikkate alınması gerektiğini,tüketim düşüklüğü tespitinin de gerçeği yansıtmadığını,yönetmelik gereği kaçak anında beslenen cihazların kurulu güçleri dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini,bilirkişi raporundaki tenzil işleminin de hatalı olduğunu,yönetmelik 29.maddede hesaplama süresinin belirtildiğini,iletim dağıtım bedellerinin gömülü iddiasının da kabul edilemez olduğunu,kayıp kaçak vs bedellerin alınması ile bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Alınan ek raporda davacı tarafça toplam 23.499,70 TLlık tahakkuk karşılığı taksitlendirme sonrası toplamda 24.899,86 TL ödeme yapıldığının belirlendiği,davacının ödeme tutarının kök raporda dava dilekçesindeki gibi 16.340 TL olarak değerlendirilerek davacının tahakkuklar nedeniyle toplam 4.415,48 TL borçlu olduğu,ödediği tutardan borçlu olduğu kısım çıkartıldığında davacının iade alacağının 11.942,52 TL olarak hesaplanmasına karşın,ek raporda davacının yaptığı belirlenen 24.899,86 TLlık ödemeden yine davacının borçlu olduğu 4.415,52 TLya 24.48 TL gecikme zammı ile 4,40 TL gecikme zammı KDVsi ilavesi ile davacının toplamda 4.444,36 TL borçlu olduğu ve bu tutar ödenen tutardan mahsup edildiğinde davacının 20.455,50 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Kök ve ek rapor arasında davacının ödediği tutar ile davacının borçlu olduğu tutara gecikme zammı ve gecikme zammı KDV ilavesi farkı nedeniyle farklı bir sonuç meydana geldiği tespit edilmiş ,davacının borçlu olduğu tutar ödenen kısımdan yönetmelik hükümleri doğrultusunda çıkartıldığında davacının iade alacağının 20.455,50 TL olduğu ek raporda belirtilmiştir. Davacının harici hat çekerek kaçak elektrik kullandığı sabittir.Kaçak tutanağı davacı tarafça imzalanmıştır.Kaçak tespit tutanağı aksi sabit olana kadar geçerli olduğundan aksi davacı tarafça ispatlanamamıştır. Kaçak kullanım hesabında ilgili yönetmelik 26.maddeye göre kaçak öncesi dönem,ihtkilaflı dönem ve sonraki dönem olarak sayaç bazında tüketim miktarı ve gün tespiti sonrası ,yönetmelik 29.madde gereği davalının kaçak kullanım süresinin 180+180360 gün olarak tespitinin yerinde olmadığı,bu sürede kaçak kullanımın verileriyle ispatlanamadığı,bu sürenin varsayıma dayalı olduğu,bu durumda tüketim miktarının toplam kurulu güç üzerinden sözleşmede kayıtlı güç olan 8,35 kW ve harici hat üzerindeki cihazların kurulu gücü olan 16,66 kW toplamı yani 25,01 kW üzerinde ihtilaflı dönemin ortalama tüketimi hesaplanarak ihtilaflı dönemde sayacın kaydettiği tüketim miktarı tenzil edilerek hesaplama yapılması gerektiği,bu yöntemde de yine sürenin 360 gün olduğu,bu durumda toplam kurulu güce göre ortalama tüketim hesabı yapılacağından gerçek kullanılan kaçak tüketim miktarının belirleneceği,kaçak hat üzerinde kullanılan cihazların kurulu gücünün toplam 16.660 W olduğu,yönetmelik 28.maddeye göre ayrı hat çekilme durumunda kaçak tüketimin bu hat üzerindeki cihazların kurulu gücü dikkate alınarak hesaplanması gerektiğinden,kullanım süresine dair kesin bilgi olmayışı gözetilerek 31/08/2015-26/08/2016 arası 360 günlük ihtilaflı dönemin sözleşmedeki kurulu güç ile hatta bağlı aletlerin kurulu gücü toplamı olan 25,01 kW esas alındığında ve kaydedilen sayaç değeri düşüldüğünde 25,01kWx06x8 saatx360gün=43217,28 kwh den sayacın kaydettiği 35440 kwh düşüldüğünde,davaya konu kaçak tüketim enerji miktarının 7777,28 Wh olarak belirlendiği,ferileri ile birlikte kök raporda borçlu olunan kısım kök raporda 4.415,48 TL,ek raporda sadece kök raporda belirlenen bu tutara gecikme zammı ve kdv eklenerek 4.444,36 TL olarak belirlendiği görülmüştür. Yine kök raporda davacının istirdata konu ettiği ödeme dava dilekçesindeki beyan ettiği tutar,ek raporda davalı kurumdan celbedilen taksit ödeme planına göre toplam yapılan 24.899,86 TL baz alınarak borçlu olunan 444,36 TL ödeme toplamından çıkartıldığında fazla ödenen bedelin 20.455,50 TL olarak hesaplanmasında aykırılık olmadığı ,kök ve ek raporun aslında birbiri ile çelişmediği,toplam ödeme miktarı ve gecikme zammı ve kdv kaynaklı belirlemeler sonrası hesaplamada düzeltme yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda yönetmelik hükümlerine göre bilirkişinin davacının borçlu olduğu tutara yönelik kök ve ek rapordaki hesaplamalarında mevcut verilere göre aykırılık bulunmadığı ,hükme esas kök ve onu tamamlayan ek bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli olduğu,asıl borç ve ferilerinin hesaplamasının da yönetmelik ve mevzuata uygun bulunduğu görülmüştür.Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı olmadığı açıktır. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.397,32 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 349,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.047,98 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/06/2021