Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/372 E. 2020/313 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/372
KARAR NO : 2020/313
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/08/2019
NUMARASI : 2019/1130 D.İş E – 2019/1136 D.İş K
TALEP KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan taleple ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz talep eden vekilince verilen dilekçede , taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca ,müvekkilinin bu sözleşmeden doğan ve ifa edilmeyen alacağının tahsilinin güvence altına alınması için ihtiyati haciz kararı verilmesi talebi üzerine, mahkemece alacaklı tarafın dosyaya sunduğu faturalar, sözleşme, kabul belgeleri, noter ihtarnamesi, muavin defter dökümü dayanak olmak suretiyle yapmış olduğu, 814.361,38 TL’lik bedele ilişin ihtiyati haciz talebinin %15 teminat ile kabulüne karar verilmiştir. Sözkonusu ihtiyati haciz kararı ile ilgili olarak,karşı taraf vekili verdiği itiraz dilekçesinde özetle; taraflar arasında 29.08.2018 tarihli sözleşme bulunduğunu, ancak her ne kadar talep eden taraf, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu iddia etmiş ise de bunun gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında TTK m.89 uyarınca yapılmış bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, talep edenin gönderdiği Beşiktaş …. Noterliği 19.06.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede talep edenin iddialarına itiraz edildiğini ve iddia olunan borcun kabul edilmediğini, hatta müvekkili şirketin talep edenden alacaklı olduğunun ihtar edildiğini, İİK uyarınca ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, taraflar arasında muaccel bir borç bulunmadığını, sözleşmeye göre kar miktarının henüz hesap edilmediğini, bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğunu, cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla cari hesap olsa bile TTK 90.madde kapsamında gönderildiği iddia olunan ihtara süresi içinde itiraz edildiğini beyanla, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Mahkemece itirazın duruşmalı incelemesi sonucunda;18/09/2019 tarihli ek karar ile , sözleşmenin 6.2. maddesi uyarınca ilişkinin adi ortaklık ilişkisinden çıkmayacağı ve bununla öngörülen amacın yapılacak olan işlerdeki hak edişlere esas olacak şekilde yapılan işin kısmi bedelinin ödemesi olduğu, ancak sözleşme 6.2. maddesi uyarınca da herhalükarda hesap sonunda, iş bitiminde kardan mahsup edileceğinin açıkça kararlaştırılmış olduğu ve adi ortaklığın BK. 620 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, ortaklık tasfiyesi sonunda tarafların birbirlerinden olan hak ve alacaklarının netleşeceği, buna göre de TBK’nun 642 ve devamı maddeleri uyarınca adi ortaklık tasfiyesi yapılmadan talep edenin itiraz edene yönelik bu ilişkiden kaynaklanan herhangi bir talepte bulunamayacağı, itirazın yerinde görüldüğü gerekçesiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Sözkonusu kararı talep eden vekili istinaf etmiştir.Karşı taraf hakkında açılan itirazın iptali davasında tebligat yapılamadığını,bu durumun da ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının hatalı olduğunu gösterdiğini,taraflar arasında bir adi ortaklık bulunduğuna ilişkin mahkeme nitelemesinin hatalı olduğunu,müvekkili şirketin THY ile akdedilen ana sözleşme kapsamında karşı tarafın alt yüklenicilerinden birisi olduğunu, bu sebeple ortak bir amacın gerçekleştirilmesi için bir araya gelmelerinin sözkonusu olmadığını, nitekim asıl sözleşme kapsamında başkaca taşeronlar da bulunduğunu, bu sebeple taraflar arasında taşeron sözleşmesine benzer bir işgörme sözleşmesi bulunduğunu, müvekkili şirketin aynı zamanda proje kapsamında yapılan işin karşılığını talep ettiğini, yapılan iş bedeli olan 307.648,09 TL’nin tahsili için projenin sona ermesinin beklenmesine gerek olmadığını , zira sözleşmenin 8. maddesinde bu bedelin karşı tarafa yapılan hak ediş ödemesini takiben 5 iş günü içerisinde müvekkili şirketin banka hesabına yatırılacağının düzenlendiğini, bu alacağın muaccel hale geldiğini,kabul anlamına gelmemekle birlikte adi ortaklık ilişkisinin varlığı kabul edilse dahi alacağın muaccel olduğu, davalının Türkiye’deki malvarlığını kaçıracağı, faaliyetlerini durduracağı yönünde emareler bulunduğunu, vadesi gelmemiş bir borç sebebiyle ihtiyati haciz verilmesi şartlarının dahi bulunduğunu ileri sürerek, istinaf konusu kararın kaldırılmasını istemiştir. İleri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; taraflar arasındaki ilişkinin ve buna göre ihtiyati haciz şartlarının somut olayda bulunup bulunmadığının tesbiti için ,taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerinin irdelenmesi ile, ibraz edilen belgelerin bu kapsamda değerlendirilmesi gereklidir. Taraflar arasındaki sözleşmenin, 2.0 maddesinde “sözleşmenen konusu ” düzenlenmiş olup,… (…. Sanayi ve Ticaret A.Ş) ’nin, dava dışı …A.Ş. (“İşveren”) ile yapmış olduğu sözleşmede FD tarafınca üstlenilen edimlerin … (… Mimarlık Ticaret Limited Şirketi )ile birlikte yarı yarıya (%50) ortaklaşa gerçekleştirilmesi ve İşveren ile yapılmış olan sözleşmede …’ye ait tüm hak ve yükümlülüklerden tarafların ortaklaşa sorumlu olacağı belirtilmiştir.İşbu sözleşme gereği, ana sözleşme kapsamında ifa edilmesi gereken tüm planlama, inşaat çalışmaları ve edimlere karşılık olarak toplamda m2 başına ana sözleşmenin 8.1 maddesinde belirlenen miktar ve yine ana sözleşmenin aynı maddesinde belirlenen toplam tasarım ücreti yüklenici ve alt yüklenici arasında eşit oranda bölüşülecektir.Yine aynı sözleşmenin 6.2 maddesindeki düzenlemeye göre , tarafların kar ortağı olduğu ve aralarındaki kar paylaşım oranının %50 olarak belirlenmiş olduğu belirtilmiştir. Kar paylaşımı, “tüm gelir ve giderlerin hesaplanmasından sonra ve proje (iş) bitiminde nihai olarak hesaplanır ve %50 oranında paylaşılır. Bununla birlikte proje sürecinde işveren tarafından yüklenicinin hesabına yatırılan hak ediş bedellerinden alt yüklenicinin hesabına aktarılan (masraflar hariç) bedeller, iş bitiminde kardan mahsup edilir” şeklinde düzenlenmiştir. Yine aynı maddede ,ana sözleşmenin 8.2 maddesinde belirtilen işveren tarafından onaylanan hak edişlerin, yüklenicinin hesabına yatırılmasını müteakip 5 iş günü içerisinde alt yüklenicinin belirtilen banka hesabına yatırılacağı düzenlenmiştir.Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin yukarıda açıklanan hükümlerinden anlaşıldığı üzere; karşı tarafın, dava dışı THY ile yaptığı ana sözleşme uyarınca mimarlık hizmeti alımı karşılığında ihtiyati haciz isteyen-alt taşerona ödenecek bedel, hakedişlerin alınmasından sonra bunun, % 50 paylaşılacağı şeklindedir. Taraflar arasındaki sözleşme bir Taşeronluk Sözleşmesidir. Taraflar arasındaki ilişkide kar ve zarar paylaşımı bulunmayıp,davalıya ödenecek bedel ,masrafların düşülmesinden sonra ,iş bedeli karşılığı olarak, hak edişten kalanın %50’si, yani karın belli bir yüzdesidir. Dolayısı ile ,sözleşmedeki bu madde, ödeme biçimini düzenleyen bir maddedir. Cari hesap mutabakatı bulunmadığı, mevcut durum itibarıyla salt hakediş ödemelerinin yapılmış olmasının, ihtiyati haciz isteyenin yaptığı iş karşılığı, diğer tarafın ödeyeceği bedele hak kazandığı anlamına gelmeyecektir.Böylece ,sözleşmedeki düzenleme itibarıyla ,somut olayda taraflar arasındaki ilişkinin karşı tarafın asıl sözleşme ile yüklendiği işle ilgili olarak davacıya yaptırdığı mimarlık hizmetine karşılık,ödeyeceği bedel ve hizmete ilişkin yapılan sözleşme olduğu,karın %50’sinin paylaşılacağına ilişkin sözleşmedeki ibarenin, yapılan iş karşılığı bedelin davacıya nasıl ödeneceğini amaçladığı,bu iş gördürme sözleşmesine göre, hakediş alındığı halde iş karşılığının ödenmediğine dair ihtiyati haciz isteminde, hakediş bedelinin içerisinde gider ve masrafın ne miktarda olduğu hususları net olmayıp, yargılama ile ortaya çıkacağı ,taraflar arasında cari hesap mutabakat belgesi bulunmadığı dikkate alınarak, alacağın muacel olup olmadığının bu aşamada ortaya çıkmadığı anlaşılmakla ,ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin ek kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlışılmış, ihtiyati haciz isteyenin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;İhtiyati haczin kaldırılmasına dair 18/09/2019 tarihl ek karara yönelik ihtiyati haciz isteyenin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderinin talep edenin üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/03/2020