Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/327 E. 2021/2214 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/327
KARAR NO : 2021/2214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI : 2015/109 E – 2019/1195 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 13/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “… Bağcılar-İSTANBUL” adresindeki taşınmazın maliki ve davalı kurumun… nolu abonesi olduğunu,
Davalı kuruma ait saatlerin kapalı alanda ve kilit altında bulunduğunu, faturaya konu olan taşınmazın 1998 yılından bu yana kapalı olduğunu ve hiç kullanılmadığını, içeride sadece 2-3 lamba bulunduğunu, başkaca elektrikli veye elektronik eşya bulunmadığını, davalı kurum tarafından o tarihten beri okuma yapılmadığını,
En son davacı adına 24/10/2013 tarihli Elektrik Tüketim Tahakkuku yapılarak CR 642819 sıra nolu 59.806,90 TL bedelli fatura düzenlendiğini, söz konusu fatura miktarının hatalı ve fahiş miktarda olduğunu, kuruma yapılan itirazlardan bir sonuç alınamadığını,Borcun icraya sevk edildiğini ve müvekkilinin elektriğinin kesildiğini beyanla ,
Davacının davaya konu fatura ve protokolden dolayı davalıya 32.230,17 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, protokole binaen icra tehdit ve baskısı altında ödenen 38.263,30 TL’nin davacıya faiziyle birlikte iadesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; tahakkuk ettirilen fatura bedellerine itiraz için öngö- rülen sürede itirazda bulunulmadığını, zamanaşımı yönünden davanın reddinin gerektiğini,Müvekkili şirket kayıtlarında yapılan inceleme sonucu ; davacının 6273280 nolu tesisat aboneliğinin 08/08/2014 tarihine kadar devam ettiği, ilgili tesisatın 19/05/1998 tarihinden itibaren 24/10/ 2013 tarihine kadar hiç okunmadığı ,dolayısıyla bu dönem aralığındaki tüketimin faturalandırılamadığı hususunun tespit edildiğini, 24/10/2013 tarihinde yapılan okuma sonucu 59.806,90 TL’lik faturanın tahakkuk edildiğini,Daha sonra davacının kuruma başvurusu ile taksitlendirme protokolü yapıldığını, davacı tarafından taksitlerin bir kısmının ödendiğini, 09/03/2015 tarihi itibarı ile faiz ve masrafları ile birlikte kalan bakiye borcun toplam 27.389,67 TL olarak gözüktüğünü,Dava konusu tesisat için yapılan işlemler ve tahakkuk ettirilen fatura bedellerinde her hangi bir hata bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.İlk Derece Mahkemesi’nce: “davacının abonesi olduğu dönemde bağlı olan sayaçların, 19/05/1998-24/10/2013 ilk/son okuma tarihleri arasında sayaç okuma işaretlerine göre tüketim bedelinin 59.806,90 TL olduğu ve bu bedelin taksitlendirme protokolü kapsamında, davacı tarafından 70.494,47 TL olarak ödendiği, davacının aboneliğini kapatmadığı sürece, sözleşme ve abonelik kapsamında adına fatura tanzim edileceğini bilmesi gerektiği, temerrüde düşmesi için faturanın tebliğ edilmesine veya elek- triğin kesilmesine gerek olmadığı, dava dilekçesinde kullanılmadığı iddia edilen bir yerin elektriğinin kesilmemesi için protokol yapıldığı, davalının müterafik kusurunun da bulunmadığı, davacının, tüketim bedelinin 59.806,90 TL olduğu ve bu bedelin taksitlendirme protokolü kapsamında, davacı tarafında ödenen 70.494,47TL.’nin hukuka ve mevzuata uygun olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; uyuşmazlığın davalı kurum tarafından sözleş- meye aykırı suretle haksız para tahsil edilip edilmediği hususunda toplandığını,
Yargılama sırasında dava konusunda aldırılan ;
İki kişilik bilirkişi heyeti raporunda “davalı kurumun; baz aldığı birim fiyatlarının bili- nemediği , Dağıtım , iletim ve PSH bedelleri hesaplanırken tüketim miktarı olan 210.930 kwh değil de neden 93.118,973 kwh alındığının anlaşılamadığı ,TRT Payı ve Enerji Fonunun hangi bedel üzerinden tahakkuk ettirildiğinin anlaşılamadığı ” yönünde görüş bildirildiğini, bu raporun davanın yaklaşık haklı- lığına dair kanaat uyandırmasına rağmen dava konusu faturanın haksız olup olmadığındaki uyuşmazlık çözümlenemediğinden keşfen bilirkişi incelemesi talep ettiklerini,İkinci rapor taleplerinin kabul edildiğini, ancak üçlü bilirkişi raporu yerine yine tek kişi- den rapor alınması yoluna gidildiğini, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmişse de, bilirkişi incelemesinin keşfen değil dosya üzerinden yapıldığını,Alınan her eki raporun eksiklikleri gidermek bir yana, dava konusu ihtilafı daha da keş- mekeş hale getirdiğini, denetime ve hükme elverişli olmadığı halde mahkemece hükme esas alındığını,Yerel Mahkemece” davalı idarenin zamanında fatura düzenlemediği için 23.936,32 TL bedeli talep edemeyeceğini,ancak davacı tarafın zamanaşımı definde bulunmadığından ötürü ödemesi gerektiği”ne hükmedildiğini, definin davalı tarafından ileri sürüleceğini, huzurdaki dava- da davacı durumunda bulunan müvekkilinin böyle bir yükümlülüğünün bulunmadığını, mahkemenin hukuki nitelemede yanılgıya düştüğünü,
Davalının bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve sayaca periyodik bakım ve okumayı yapmadığını, Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine göre müterafik kusurlu sayılarak indirim yapılması gerektiğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;
Dava, İİK 72 md ne dayalı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olup elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Dosya içeriğinden ;
Davacının “…Bağcılar/İstanbul” adresinde bulunan taşınmazda bulunan ticarethanede kurulu 6273280 nolu tesisat ile ilgili olarak davalı şirketin abonesi olduğu,
Davalının 20/11/2015 tarihli cevabi yazısı ve ekleri ile Abone Hareketleri Listeleme dokümanına göre aboneliğin 1977 yılında başladığı ve 08/08/2014 tarihinde sona erdiği , bu tarihe kadar her hangi bir kaçak kaydının olmadığı,Dava konusu 24/10/2013 tarihli CR642819 seri nolu faturanın 2013/10 dönemi için tahakkuk ettirildiği, ilk okuma:19/05/1998, son okuma: 24/10/2013 tarihi ,ilk endeks sıfır,son endeks 14.062 kwh ,çarpan 15,tüketim 210.930 kwh, fatura bedelinin 59.806,90 TL olduğu,Davacı vekilinin 18/11/2013 tarihinde BEDAŞ Taksim Müdürlüğü’ne yazdığı dilekçe ile “ilgili yerin 1998 yılından beri kapalı olduğunu, hiç bir şekilde kullanılmadığını,kaldı ki boş depo duru- mundaki yerde 2-3 ampulden başka elektrikli alet bulunmadığını” beyanla itirazen faturanın ve saatin incelenmesini talep ettiği,
Taraflar arasında dava konusu tahakkuk ile ilgili olarak düzenlenen 05/08/2014 tarihli taksitlendirme protokolü gereğince, protokol tarihinde 60.493,47 TL’ye ulaşan borcun taksitler halinde ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığı, davacı vekilinin protokolü ihtirazı kayıt ile imzaladığı ve bu protokol kapsamında ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece YTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi …- oğlu ile Mali Müşavir…’dan aldırılan 05/02/2018 tarihli ek raporda ” dava konusu fatura düzenlenirken ,aktif ve kapasitif tüketim miktarlarının doğru olarak belirlendiği,ancak hangi döneme ait birim fiyatlarının baz alındığı, Dağıtım, İletim ve PSH bedellerinin hasıl hesaplandığı, TRT Payı ve Enerji Fonu’nun hangi bedel üzerinden tahakkuk ettirildiğinin anlaşılamadığı, dolayısıyla faturada tüketim miktarlarının doğru hesaplandığı ancak fatura tutarı hususunda bir yorum yapmanın mümkün olmadığı ” belirtilmiştir.
Elektrik Mühendisi … tarafından düzenlenen raporda ise “davacının 6273280 sayılı tesisata abonesi olduğu dönemde bağlı … marka 1133701 seri nolu aktif ve … Marka 181521 seri nolu indüktif reaktif sayaçların 19/05/2013 ilk-24/10/2013 son okuma tarihleri ara- sında sayaçların okuma hareketlerine göre tüketim bedelinin 59.806,90 TL olduğu,anılan bedelin taksit- lendirme protokolü gereği davacı tarafından 70.494,47 Tl olarak ödendiği, zamanaşımı nedeniyle da- vacının söz konusu faturanın 40.448,03 TL’lik kısmından sorumlu olması gerektiği ,davacının 23.936,32 TL ödeme yaptığı ” hususu tespit edilmiştir.
Mahkeme gerekçesinde de yazılı olduğu üzere, davalının tahsil ettiği alacağın zaman aşı- mına uğradığı yönünde davacı tarafça ileri sürülmüş zamanaşımı def’i bulunmadığından bu hususun mahkemece re’sen gözetilmesi mümkün değildir. Bilirkişinin bu yöndeki tespit ve hesabı hatalı olup mahkemece de dikkate alınmamıştır.
Ancak dosyaya ibraz edilen ve hükme dayanak yapılan rapor , yargısal denetime elverişli olmayıp davacının rapora vaki itirazları karşılanmamıştır.
Ayrıca mahkeme gerekçesinde davalının müterafik kusurlu olmadığı belirtilmiş ise de , Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal niteliğindeki 2014/15145 Esas, 2015/9168 Karar nolu 21/05/2015 tarihli ilamında : “Davacının sayacının, davalı kurum tarafından süresinde ve düzenli aralıklarla okunmaması nedeniyle davaya konu uyuşmazlığın doğduğu dosyadaki belgelerle sabittir. TBK’nun 114/2. maddesi delaletiyle sözleşme ilişkilerine de uygulanması gereken TBK’nun 52. maddesi uyarınca, davacı ile birlikte davalının da müterafik kusurlu olduğu açıktır. HGK’nun 22/05/2012 günlü ve 2002/19-340 E.-2002/420 K., 13. Hukuk Dairesi’nin 19/01/2004 günlü ve 2003/321 E.- 2003/72 K. sayılı ilamlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Davalı kurumun müterafik kusuru nedeniyle, davacının sorumlu olduğu bedelden (borcun tamamından) en fazla % 50 oranında indirim yapılması gerekmektedir” denilmiştir.Hâl böyle olunca, mahkemece; tüketim bedelinden, davalının da müterafik kusuru nede- niyle TBK’nun 114/2. maddesi delaletiyle 52. maddesi uyarınca uygun bir oranda indirim yapılması gerekmektedir.Buna göre, mahkemece yeni oluşturulacak konusunda uzman üçlü bilirkişi kurulundan ,yukarıda belirtilen hususlar dahilinde, önceki raporlara itirazları ve çelişkiyi giderici mahiyette ,hükme ve yargısal denetime elverişli yeni rapor alınarak sonucuna göre rapor verilmesi gerekirken ,eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/09/2021