Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/281 E. 2021/2416 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/281
KARAR NO: 2021/2416
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2017/531 E – 2019/525 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin araç onarım bakımı işiyle iştigal eden bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin muhtelif tarihlerde davalı tarafın araçlarının bakım ve onarımının üstlendiğini ve bu hizmeti eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, müvekkili şirketin davalı tarafa bu şekilde hizmet sunmasına rağmen, sunmuş olduğu hizmetlerin karşılığını davalı şirketten alamadığını, davalı tarafın bu hizmetler karşılığında müvekkiline çeşitli ödemeler yaptığını, ancak yapılan ödemelerin düşüldükten sonra davalı tarafın hala müvekkiline borcu kaldığını, taraflar arası tutulan cari hesaptan da anlaşılacağı üzere davalı borçlu tarafından yapılan ödemelerin düşüldükten sonra cari hesap bakiyesinin tam olarak kapanmadığı için cari hesapta davalı borçlunun bakiyesinin 40.194,64-TL borçlu olduğunun açıkça görüleceğini, müvekkili şirketin davalı tarafa sunmuş olduğu hizmetlerinin eksiksiz yerine getirmesine rağmen, davalı tarafın bu iş nedeniyle cari hesapta kalan bakiye borcunu ödemediğini, davalı tarafın bakiye kalan 40.194,68-TL borcunu ödememesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının 03/01/2017 tarihinde, takibe, borca, yetkiye, faize ve ferilerine yaptığı itiraz ile takibi haksız ve kötü niyetli olarak durdurduğunu, davalı borçlunun esasa ilişkin itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun, kötü niyetli ve asılsız olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ;davacı tarafın müvekkili şirketin kendilerinden alınan hizmet karşılığında çeşitli ödemeler yaptığını ve ancak hala davacıya borcu bulunduğunu, bu hususun taraflar arasındaki tutulan cari hesap ekstresinden anlaşıldığını, yapılan ödemelin düşüldüğünde müvekkili şirketin 40.194,64-TL borcu bulunduğunu belirterek müvekkili şirket aleyhine dava konusu icra takibi başlattığını, ancak müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından takibe itiraz edildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde cari hesap ekstresine göre müvekkili şirketin borçlu göründüğünü bildirmişse de ne takip dosyasına takibe dayanak herhangi bir evrak sunmuş ne de taraflarına tebliğ ettirmediğini, her ne kadar takip talebi ve ödeme emrinde borcun sebebinin cari hesap ekstresi olduğu belirtilmişse de kendilerine herhangi bir belge tebliğ edilmediği gibi icra takip dosyasında da böyle bir belgeye rastlanılmadığını, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine, alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davacı vekili vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın HMK’daki düzenlemelere aykırı olarak yasal süre içerisinde delilleri ibraz etmediği, ne var ki, mahkemece tahkikat aşamasında kök bilirkişi raporundan sonra davalı tarafa bilirkişi raporuna yapmış olduğu itiraz dilekçesindeki delillerin asıllarının dosyaya ibrazı için süre verdiği, bu hususa ilişkin olarak muvafakatlarının bulunmadığını belirtmelerine rağmen mahkemenin bu hususu dikkate almadığı, mahkemece faturalı alışverişten kaynaklanan ve tarafların ticari defterlerine işlenen cari hesap ekstresinde mevcut faturaların tarafların bağlı bulunduğu BA – BS Formlarının ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılıp talep etmesi gerekirken bu husus dikkate alınmayarak hüküm kurulduğu, halbuki bu formların dosyaya ibrazı halinde alacağın likit olacağının açıkça belirleneceği, Bilirkişi tarafından hazırlanan raporların çelişkili olup, davacının davalıdan 23.12.2016 takip tarihi itibariyle alacağın bulunmadığını belirttiği, aynı bilirkişinin kök raporda ise davalı tarafından dayanak belgelerin sunulmaması ihtimaline göre, davacının davalıdan 40.194,68 TL alacağının bulunduğunu belirttiği, daha sonra ek raporda ise davalı tarafından sunulan belgeler doğrultusunda alacağın bulunmadığını belirtiği, yine ek raporda yaptıkları ödemelere ilişkin yazılı belge sunulmadığından bahisle alacağın mevcut olmadığını belirttiği, büyük bir çelişkinin söz konusu olduğu, kaldı ki, bu durumda mahkemece somut uyuşmazlığın çözümü için tarafların banka kayıtlarının dosyaya ibrazını veya ilgili bankalardan tarafların banka kayıtlarının celbi gerekmekte iken , bu hususun dikkate alınmadığı,, davalılar lehine eksik ve hatalı olarak düzenlenen ek bilirkişi raporunu dikkate almasının hukuka aykırılık teşkil ettiği, tüm bu hususlar dikkate alındığında müvekkilinin muhtelif tarihlerde davalı tarafın araçlarının bakım ve onarımını eksiksiz ve gereği gibi yerine getirdiği, davalı şirketin ise faturalı alışverişten kaynaklanan 40.194,68 TL bakiye borcunun bulunduğu, davalı şirketin icra takibine haksız ve kötü niyetli itiraz ettiği,davanın reddine ilişkin kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, araç tamiri sebebiyle bakiye alacaktan dolayı yapılan takipte itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ;davacı tarafça ,davalı aleyhine “faturalı alışverişten doğan ve ticari defterlere işlenen cari hesap alacağı” şeklinde borcun sebebi belirtilerek 40.194,68 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı ,itiraz üzerine takibin durduğu ilgili icra dosyasından anlaşılmıştır. Mahkemece, tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 20/06/2018 tarihli kök bilirkişi raporunda; taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu,davalı defterlerinde davacı cari hesabının izlendiği,2015-2016 yıllarında davacı araçlarının tamirlerine ilişkin dökümlerin yapıldığı,bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup da davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan belgelerin dosyaya sunulduğu, davacının davalıdan 23/12/2016 takip tarihi itibariyle alacağının bulunmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Davalı tarafça delil olarak, tarafların ticari defter ve kayıtlarına, cari hesap ekstrelerine dayanıldığından, kök rapor sonrasında davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup da davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan, davalı tarafın dayanak belgeleri ibrazının yeni delil sunulması olmadığı, ayrıca buna göre tanzim edilen ek rapor sebebiyle raporlar arasında çelişki bulunmadığı,davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacı tararın, tarafların ticari defterlerine işlenen cari hesap ekstresinde mevcut faturaların tarafların bağlı bulunduğu BA – BS Formlarının ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılıp talep etmesi gerekirken bu hususun dikkate alınmadığına ilişkin istinaf sebebinin ise ,ticari refter ve belgeler ile bilirkişi raporları itibarıyla davaya katkı sağlamayacağı, bu yöne ilişkin istinaf sebebinin de yerinde olmadığı, istinaf konusu kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla,davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/09/2021