Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/253 E. 2020/226 K. 21.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/253
KARAR NO: 2020/226
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 16/01/2020
NUMARASI : 2019/652 E
DAVANIN KONUSU: Alacak
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan öninceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında iki ayrı adi ortaklık sözleşmesi akdedildiğini, her iki sözleşme konusu projelerin tamamlandığını, aşamalarda hakedişler ve iş tesliminin yapıldığını, müvekkiline her iki sözleşme gereği adi şirket gelirlerinden payına düşen muhtelif ödemeler yapılmış ise de; bu ödemelerin müvekkilinin katlandığı yatırım maliyeti ve ödemelerini dahi karşılamayan ödemeler olduğunu, davalının zarar ettiğini ileri sürerek ödemeden imtina ettiğini, sözleşme gereğince alacaklı olduğunu ileri sürerek, alacak talepli olarak açılan davada, her iki ihale konusu işin yatırım maliyetleri çıkarılarak, hakedişlerle aradaki farkın bulunması ve sözleşmeye göre tasfiye bakiyesi olarak ortaklara paylaştırılması gerekirken, davalının haksız tutumu sebebiyle şirketin dava dışı Esenyurt Belediye Başkanlığı’ndan olan hakedişlerinin davalı şirkete ödenmesinin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasını,ödenmesi gereken hakedişlerin mahkemece tayin edilecek bir banka hesabına yatırılmasının sağlanmasını talep etmiştir. Mahkemece 17/09/2019 tarihli tensip tutanağında, geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartlarnın HMK’nun 389. maddesinde düzenlendiği, ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi, ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup, haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı gibi davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, 2 hafta içerisinde istinaf yolunun açık olduğu belirtilmiştir.Tedbir talebinin reddini de içeren iş bu tensip tutanağı davacı vekiline 30/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, süresinde bu red kararı istinaf edilmemiştir. Davacı vekilinin 16/01/2020 tarihli duruşmada ihtiyati tedbir talebini tekrar etmesi üzerine ,mahkemece duruşmada verilen 3 no.lu ara karar ile “İhtiyati tedbir talebinin tensip zaptının 9 no’lu bendinde belirtilen gerekçe doğrultusunda reddine” şeklinde karar verilmiştir. Duruşmada verilen 16/01/2020 tarihli iş bu ara kararını davacı vekili istinaf etmiştir. Davada, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli koşulların bulunmasına rağmen, talebin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kararın kaldırılması ve tedbir kararı verilmesi istenmiştir. Yapılan ön inceleme sonucunda; istinaf edilebilecek kararlar HMK 341. maddesinde düzenlenmiştir. HMK 341.maddede “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı” istinaf yoluna başvurulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, ilk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talebinin 19/07/2019 tarihli tensip ara kararı ile reddine karar verildiği, söz konusu ara kararın davacıya 30/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, istinafa konu olabilecek ara kararının 19/07/2019 tarihli bu ilk karar olduğu, fakat istinaf edilmeksizin kesinleştiği, istinafa getirilen 16/01/2020 tarihli duruşmada verilen karar ise, …nun 341. maddesinde düzenlendiği şekilde, yeni bir ihtiyati tedbir kararı olarak kabul edilemeyeceğinden, ortada istinafı kabil nihai karar ya da ara karar bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK 352/1-ç maddesi uyarınca başvuru şartı oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun, ortada istinafı kabil bir karar bulunmadığından, HMK 352/1-ç maddesi uyarınca reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf masrafının istinaf eden üzerinde bırakılmasına, Gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olduğundan istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/02/2020