Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/23 E. 2020/297 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/23
KARAR NO : 2020/297
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI : 2017/654 E – 2018/419 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 03/03/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …Ş. tarafından dava dışı …Anonim Şirketi ve … aleyhine bu kişilerin şahsi borçları sebebiyle İstanbul …. İcra Dairesi … E. numarasıyla icra takibi başlatıldığını belirterek, davacı şirketin takip ve borçla ilgisi bulunmadığının ancak 23/03/2017 ve 04/05/2017 tarihlerinde davacı şirketin merkez adresi olan ”…. Plaza K:… D:… Bahçelievler/ İSTANBUL” adresinde yapılan haciz sonrasında davacı şirkete ait mallara haciz konulduğunu, bu sırada mevcut icra dosyası borcu ile davacı … A.Ş’nin alakısının olmadığının belirtildiği ve istihkak iddiasında bulunulduğu, yine de haciz işleminin yapılarak davacı şirketin mallarının haciz işleminin yapıldığını, davacı şirketin cebri icra baskısı altında haczedilen mallarının üzerindeki tasarruf hakkının kısıtlanmasını önleyebilmek için dosya borcu tutarı olan 47.918,00 TL’yi davalı şirkete ödemek zorunda kaldığını, yapılan ödemenin haciz tehdidi altında ve ihtirazi kayıtlı olarak yapıldığının 04/05/2017 tarihli haciz tutanağında belirtildiğini, davalının haksız ve hukuka aykırı haciz işlemleri ve haciz tehdidi altında ihtirazı kayıt ile davacı tarafından davalıya ödenen ve sebepsiz zenginleşmeye konu olduğu belirtilen 47.918,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin kesinleşerek davalının alacağının sabit hale geldiğini, davalının sebepsiz zenginleşmediğini alacağının tahsili için yasal yollara başvurduğunu, davacının icraya konu borçlu …A.Ş yerine borcu ödemesi nedeniyle sebepsiz zenginleşenen aslında söz konusu takip borçlusu dava dışı … şirketi olduğunu, borçlu şirketin davacının bu ödemesi nedeniyle borcundan kurtulduğunu, bu açıdan davanın borçtan kurtulan dava dışı borçlu şirket …A.Ş’ye karşı açılması gerektiğini, davada, davalının pasif husumet ehliyetinin olmadığını, ayrıca takip hukukuna göre, mahcuzlar borçlulara ait sayıldığından haczin haksız olmadığını, haciz işleminin 04/05/2017 tarihinde yapılmış olmasına rağmen dava konusu edilen paranın 08/05/2017 ve 10/05/2017 tarihlerinde ödendiğini, dava konusu edilen 04/05/2017 tarihli haciz işlemi sırasında haczedilen malların toplam kıymeti 13.100,00 TL iken davacının 47.918,00 TL yatırmasının da haciz baskısının bulunmadığını gösterdiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir. Davacı şirketin, İstanbul …İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasında (takip dosya tarafları alacaklı …A.Ş. ile borçlular dava dışı …dava dışı … A.Ş. dava dışı … hiç ilgisi olmadığı halde (… AŞ ortağı … davacının eski ortağı olduğu beyanı ile) taraflarına haciz yapıldığını iddia ile, haksız yere bedel ödediğini bu nedenle davalının sebepsiz zenginleşmesi nedeni ile ödenen bedelin faizi ile iadesini talep ettikleri davadaki talebin bu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, borcu ödenen kişinin dava dışı üçüncü kişi olduğu, bu nedenle üçüncü kişinin mal varlığında borcun ödenmesi nedeni ile artış oluştuğu, sebepsiz zenginleşenin takip alacaklısı davalı değil bizzat borcu ödenen takip borçlusu … Şirketi) olduğu gerekçesiyle “Davacının davasının husumet nedeniyle reddine” karar verilmiştir.Mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesinde; ödeme anında haiz tehdidine ilişkin açıklamalar belirtilerek davacı şirket ile dava dışı ….ve …A.Ş. ve … arasındaki şahsi borç sebebiyle yapılan icra takibinde bu takip ve borç nedeniyle, davacının ilgisi bulunmamasına rağmen, davacı şirket adresinde yapılan haciz sırasında şirket mallarına haciz konulduğu istihkak davası açıldığı, haciz tehdidi nedeniyle davacı şirket tarafından borcun 48.144,00 TL’sinin 08/05/2017 tarihinde, 51.056,84 TL’sinin 10/05/2017 tarihinde dosyaya ödendiği, daha sonra hesap yanlışlığı nedeniyle 3.138,82 TL’nin davacıya geri ödendiği, bu nedenle davacı tarafça, toplam 47.918,02 TL’nin, kendisine ait bir borç olmamasına rağmen haciz ve icra baskısı ile icra dosyasına ödenmek zorunda kaldığı ve yapılan ödemenin haciz tehdidi altında ihtirazı kayıt ile yapıldığının 04/05/2017 tarihli haciz tutanağında belirtildiği, icra takibinde borçlu olarak belirtilen … A.Ş.’nin davacı şirketin eski ortaklarından … ortak olduğu bir şirket olduğu, icra dosyası borçlularından … ise davacı şirketin eski ortağı olduğu ve şirketteki ortaklığının 2016 yılı başında sona erdiği haciz işlemleri sırasında … isimli kişinin davacı şirketin yönetim kurulu üyesi ve SGK’lı çalışanı pozisyonunda olduğu, işyerinde haciz sırasında … şirketi adının yazılı olduğu bazı evraklar baz alınarak haciz işlemi yapıldığı, belirtilen her iki şirketin ayrı tüzel kişiliği olduğu ve birbirinin borcundan sorumlu tutalamayacağı, yine takip borçlusu …’nın davacı şirketin sadece yönetim kurulu üyesi ve SGK’lı çalışan olması sebebiyle davacı şirkette hiçbir hisse ve ortaklığı bulunmamasına rağmen haciz işlemi yapılmasının usule aykırı olduğu, bu nedenle borçla ilgisi bulunmadığı halde başkalarının borcu nedeniyle icra dosyasına haciz ve icra baskısı ile yapıldığı belirtilen ödemeler sebebiyle davacının sebepsiz zenginleştiğinin açık olduğu, bu nedenle davanın husumetten red kararının usul ve hukuka aykırı olduğu beyanıyla davanın kabulü için kararın kaldırılmasını istemiştir.Tüm dosya kapsamından istinafa konu taleplerin incelenmesinde, davacının borçlu olmadığı bir icra dosyasındaki 3. kişilerin borcu nedeniyle davacı şirket adresinde yapılan hacizler sebebiyle icra baskısı altında ihtirazı kayıtla yaptığı ödemeler nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ve yapılan ödemelerin iadesini talep etmiş ise de, icra dosyası içeriğinde davalının alacakları nedeniyle dava dışı 3. kişiler yönünden icra takibi ve haciz işlemlerini yaptığı, icra konusu borcun davacı tarafından … Şirketi yönünden icra dosyasına yatırıldığı, hatta davacının haczedilen malların istihkak iddiasıyla açtığı davanın, icra borcunun kapatılması nedeniyle konusu kalmadığına karar verildiği gözetilerek, takip hukuku açısından davalının borçlular yönünden takip yapmakta haklı olduğu, takip borçlularının borcunun 3. kişi tarafından ödendiği iddia edilse bile davalının takipteki alacağını tahsil etmesi karşısında aslında sebepsiz zenginleşenin davacı tarafından borcu ödenen takip borçlusu 3. kişi yada kişiler olduğu, bu açıdan davacıya bu davada husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmıştır.Mahkemenin davanın husumet nedeniyle reddi kararı usul ve hukuka uygun bulunduğunda davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/03/2020