Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/21 E. 2020/180 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/21
KARAR NO : 2020/180
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN EK KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI : 2019/764 E
DAVANIN KONUSU: Adi Ortaklığın Feshi ve tasfiyesi
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilince açılan asıl davada ( 2019/764 E. Sayılı ), müvekkili şirket ile davalı şirket arasında inşaat yapılması amacıyla adi ortaklık kurulduğu, 26.03.2013 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi’nin 5. maddesinde adi ortaklığı temsil yetkisinin davalı … Şirketine verildiği, aynı maddede resmi kurumlar nezdindeki işlemleri yapma, banka hesapları açma, kapama, çek hesabı açma ve çek keşide etme, tapu müdürlüğü nezdindeki işlemleri yapma gibi çok önemli ve mali sonuçlar doğuran yetkilerin davalı tarafa verildiği,davalı tarafin temsil yetkisini kötüye kullanarak ve hileli işlemler tesis ederek ortaklığı zarara uğrattığı ileri sürülerek adi ortaklığın feshi talepli dava açılmıştır.Yine aynı Mahkemenin 2019/975 E. Sayılı dosyası ile davalının adi ortaklıktaki temsil yetkisinin kaldırılması talepli dava açılmıştır. İşbu dava ile ortaklığa ilişkin tüm idari-mali yetkileri elinde bulundurduğu bildirilen davalının temsil yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece iki davanın birleştirilmesine, birleşen dosyada da 09.10.2019 tarihli tensip zaptının 11. maddesinde “Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; asıl dava değeri ve adi ortaklığın sermayesi nazara alınarak 50.000,00 TL nakti veya gayri nakti teminat yatırılması halinde Beşiktaş …. Noterliği’nin 26/03/2013 tarih ve … yevmiye numaralı adi ortaklık sözleşmesinin 5. maddesindeki temsil yetkisine ilişkin olarak … dava sonuçlanıncaya kadar davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve davacı … Ltd. Şti. tarafından birlikte temsil ve ilzam edilmesine ” ilişkin 18/10/2019 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Ara kararında takdir edilen teminat HMK m. 393’te belirtilen 7 günlük süre içinde yatırılamamış, davacı tarafça 08.11.2019 tarihli dilekçeyle teminatın büyük ölçüde tamamlandığı söylenerek yeniden tedbir talep edilmiştir. Mahkeme 11.11.2019 tarihli ara kararı ile “…davacı tarafça yasada öngörülen süre içerisinde teminatı yatırarak uygulanması için başvuruda bulunmadığından, ihtiyati tedbir kararının amacına uygun yerine getirilmemiş olması ve bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verilmesi için durum ve koşullarda herhangi bir değişlik olmadığından yerinde görülmeyen yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.26.11.2019 tarihli dilekçe ile tespit edildiği beyan edilen yeni durumlar sebebiyle yeniden tedbir talep edilmiştir. Mahkemenin 28.11.2019 tarihli ara kararında “Davacı tarafça her ne kadar daha önce verilen ihtiyati tedbir kararının teminat yetersizliği nedeniyle uygulanamadığı, teminat bedelini yatırmaya hazır olduklarından yeniden tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2012/16582 Esas, 2012/19651 Karar sayılı içtihatında da belirtildiği üzere; HMK’nın 393/1. maddesine göre ihtiyati tedbirin mahkemece verildiği tarihten itibaren bir hafta içerisinde uygulanacağı, aksi halde ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının belirtilmesine rağmen davacı tarafça yasada öngörülen süre içerisinde teminatı yatırarak uygulanması için başvuruda bulunmadığından, ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalktığı, ayrıca ihtiyati tedbir kararının amacına uygun yerine getirilmemiş olması ve bu aşamada tekrar ihtiyati tedbir kararı verilmesi için durum ve koşullarda herhangi bir değişiklik olmadığından yerinde görülmeyen yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine ” karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir.Mahkemenin 28.11.2019 tarihli ara kararında da 11.11.2019 tarihli ara karardaki aynı gerekçelerle tedbir talebinin reddine karar verdiği, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu olan ortaklığın malvarlığının korunabilmesinin ancak tedbir kararı verilmesi ile mümkün olacağı, Borçlar Kanunu hükümleri gereği gayrimenkul satışı gibi önemli işlemlerin tüm ortakların onayı ile yapılması gerektiği, TBK 637/2 ve 3. maddesindeki konuyla ilgili düzenlemenin dikkate alınması gerektiği, davalı tarafın bu emredici hükme aykırı hareket ettiği, gayrimenkul satışının önemli tasarruf işlemlerinden olduğu, bu hususun sundukları delillerle de ispat edildiği ve önlenebilmesinin de ancak tedbir kararı verilmesi ile mümkün olduğu,bunun yanı sıra temsil yetkisinin sona erdirildiği hususunda davalıya ihtarname gönderilmiş olduğu halde, davalının tek başına kötüniyetli işlemler yapmaya devam ettiği, tapu iptali tescil davası açılarak tedbir kararı alınmamış olsaydı tüm gayrimenkullerin davalı tarafça satılmış olacağı,davalının, temsil yetkisi sınırlandırılmadığı sürece bilmedikleri birçok farklı borçlandırıcı işlem tesis etmesinin mümkün olduğu ileri sürülerek 28.11.2019 tarihli ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması, davalının yönetim yetkisinin sınırlandırılması, adi ortaklığa ilişkin temsil yetkisinin Globalsan hisselerini devralan davacı … ve davalı tarafından birlikte kullanılmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, tarafların oluşturduğu Adi Ortaklığın temsili 26/03/2013 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi 5. maddesinde düzenlenmişir.Buna göre ,tapu daireleri vs. kurumlarda işlem yapma ve adi ortaklığı temsil yetkisi davalı … Şirketine verilmiştir. 19/04/2018 tarihli “Sözleşme ” başlıklı noterlik belgesine göre , davacılar … Şirketi ile … arasında yapılan bu sözleşme ile … sahip olduğu % 50 hisse, … Şirketi tarafından …’a devredilmiş, dosyaya ibraz edilen muvafaktanameye göre iş bu devre davalı muvafakat etmiştir.Dosyaya celp edilen tapu kayıtlarındaki devirler, ipotek ve haciz şerhleri, çekilen krediler hakkındaki banka cevapları ile yaklaşık ispata ilişkin kayıt ve belgelere göre, her ne kadar Adi Ortaklığın temsili 26/03/2013 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi 5. maddesinde düzenlenmiş ve adi ortaklığı temsil yetkisi davalı … Şirketine verilmiş ise de, devam eden adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının yargılama ve tasfiye sürecinde, adi ortaklığın malvarlığının korunması yönünden tedbir alınmasının adi ortaklığın ve taraf şirketlerin menfaatine olacağı, davacı …’ın adi ortaklıktaki diğer davacı şirket hisselerini usulünce iktisap ettiği de gözetilerek, davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 28/11/2019 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurularının kabulü ile aşağıda yazılı olduğu şekilde tedir kararı verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacıların, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 28/11/2019 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurularının kabulü ile, bu kararın kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden;1-Adi ortaklık sözleşmesinin 5. maddesindeki temsil yetkisi başlığındaki işlere ilişkin olarak …nın temsilinin dava sonuna kadar davacı … ve davalı … tarafından BİRLİKTE KULLANILMASINA, davalı adi ortak … Şirketinin Adi Ortaklık Sözleşmesi 5. maddedeki yetkilerinin bu şekilde sınırlandırılmasına,2-Teminat olarak takdiren 50.000,00 TL nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu alınmasına, teminatın ilk derece mahkemesine ibraz edilmesine veya yatırılmasına,3-Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davacıya isteği halinde iadesine,4-Davacıların yapmış olduğu 56,30 TL istinaf giderinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/02/2020