Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/18 E. 2021/1916 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/18
KARAR NO: 2021/1916
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2018/664 E – 2018/1197 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 29/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde; kurum elemanları tarafından 29/06/2009 tarihli tutulan tutanak ile davalının işyerinde elektrik kullandığı sayacın incelemeye alındığını, sayaç muayene sonucunda davalının kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, 516,10 TL kaçak ve 2.278,30 TL elektrik bedeli olmak üzere toplam 2.794,40 TL tahakkuk et- tirilerek davalıya tebliğ edildiğini, ödenmeyen fatura bedelinin tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini beyanla itirazının iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesine ibraz ettiği cevap dilekçesinde; 01/05/ 2003 tarihinde dava konusu işyerini kiraladığını, kiralama esnasında eski kiracının borçlarının olduğunu, mal sahibi ile mukavele yapılarak davacı idareye başvurularak sayaca tatbik olunan eski kiracıya ait borçların eski kiracı üzerine bırakılması kaydı ile sözleşme yapılmasını talep ettiklerini, Davacı dairece 06/06/2003 tarihli düzenlenmiş sözleşme gereği sayacın kendi adına kaydının alındığını, yıllarda bu sayacı kullandığını ve borcunun olmadığını, Yine idarece düzenlenen 09/06/2009 tarihli tutanak ile sayacın değiştirilmesinin öngörüldüğünü, ancak elektrik fatura borcu olduğu için borcu temizlendikten sonra değiştirilme işlemi yapılacağı gerekçesi ile sayacın değiştirilemeden bırakıldığını ve 23/07/2009 tarihinde borçsuz olarak idarece tutanak tutulmak suretiyle sayacın değiştirildiğini ve kayda alındığını, Kendi kullandığı eski sayaç nosu 196100 iken, tutanağı hazırlayan görevlilerin … sayaç üzerinden işlem yaptıklarını, oysa tanzim olunan tutanaktaki … nolu sayacın kendisine ait olmadığını ve bu sayaçla ilgili adına hiç fatura gelmediğini, İlk kiralamada kullandığı sayacın 196100 ve sayaç değiştirilmesinden sonra verilen sayaç nosunun … olup, bu sayacı kaçak elektrik adı altında tanzim olunan 23/07/2009 tarihli tutanaktaki … nolu sayaçla hiçbir bağlantısı bulunmadığını, Davanın ve aleyhine yapılan icra takibinin muhatabının kendi olmadığını, kendine ait olmayan sayaç hakkındaki tutulan tutanağı ve buna bağlı tespiti kabul etmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce; “dosyadaki delillere uygun bilirkişi raporunda dava- lının kaçak elektrik kullanmadığına dair tespitin yapılmış olduğu” gerekçesiyle “davanın reddine” karar verilmiş, hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3 Hukuk Daire- si’nin 18/01/2018 tarih ve 2016/7985 Esas – 2018/317 Karar sayılı ilamı ile “… davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu, görev hususu göz ardı edilerek işin esasının incelenmesinin doğru görülmediği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozmadan sonra İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22/05/2018 tarih ve 2018/110 Esas 2018/256 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın reddine” karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 3.560,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından istinaf edilen davanın değeri 2.794,00 TL olup, karar tarihi itibariyle ,verilen karar davacı yönünden kesindir. Bu itibarla davacının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/06/2021