Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1743 E. 2021/2967 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1743
KARAR NO: 2021/2967
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2016/575 E – 2020/355 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit-İstirdat
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … Mah. … Cad. … Arkası … Sitesi No:… Bayrampaşa/İstanbul adresinde bulunan işyerini 01.05.2015 tarihinde kiraladığını ve 15.05.2015 tarihinde de resmi vergi açılışı yaptığını,davacının işyerinde kot yıkama olarak tabir edilen tekstil işiyle iştigal ettiğini, 26.05.2015 tarihinde davalı ile elektrik kullanımı için sözleşme imzaladığını, sözleşme sonrasında da 21.03.2015 tarihinde tesisata önceden takılmış olan … marka … seri no’lu sayacın davacı üzerine geçtiğini,davacının 26.05.2015-29.02.2016 tarihleri arası işyerinde bahsedilen faaliyette bulunduğunu ve davalı tarafından gönderilen elektrik faturaları düzenli ödenirken 29.02.2016 tarihinde işyerinde davalı kurum elemanlarının incelemesi sonrası mıknatıs vasıtasıyla kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla davalı tarafından davacı adına … no’lu sayaç ile ilgili … no’lu zabıt tanzimi ile haksız olarak 11.03.2016 son ödeme tarihli 80.913,70-TL kaçak ve 133.780,30 TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplamda 214.694,40 TL. tahakkuk yapıldığını,itirazın dikkate alınmadığını, davalı idarenin ödeme yapılmaz ise elektriğin kesileceği yönünde sürekli yaptıkları tehditler neticesinde elektriğin iki gün kesik kaldığı ve sonrasında davalıya 09.03.2016 tarihinde 40.000-TL ödendiğini,davacı şirketin taksitlendirme yapmaya zorlandığından 18.03.2016 tarihinde de 15.000 TL. daha olmak üzere toplamda 55.000-TL ödendiğini, meydana gelen olaylar sonrasında davacının iş yapamaz duruma gelmesi nedeniyle 21.03.2015 tarihinde makineleri … isimli şahsa satarak işyerini kapatmak zorunda kaldığını ve aboneliğin iptalini talep ettiğini, işyeri için … adına sözleşme yapıldığını, davacının 10.989-TL güvence bedelini talep etmesine rağmen borca karşılık mahsup edildiğini öğrendiğini,davacının kaçak ve ek tahakkuların nasıl ve neye göre hesaplandığını bilmediğini ve öğrenmek için davalıya müracaat ettiğini, verilen cevapta hesaplamanın abonelik sözleşmesinde yazan kurulu/bağlantı gücüne göre ve 28.05.2015 tarihindeki endeks okumasının referans alınarak yapıldığının bildirildiğini, ancak yapılan tüm işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, davacının sayaca müdahale etmediğini ve kaçak elektrik kullanmadığını,davacının işyerinde toplam 10 ay bulunduğu, bu süre içinde davacıya 21.000-36.000 TL. aralığında elektrik bedellerinin tahakkuk ettirildiğini, davacının kaçak elektrik kullanması durumunda belirtilen fatura meblağlarının çok daha düşük olması gerektiğini, kendisine maddi yarar sağlama gibi bir kastının olmadığını,davacının işyerini 25.03.2016 tarihinde devrettikten sonra işyerinde aynı makineler ile çalışmaya devam edildiğini, yeni dönemdeki tüketimlere ait fatura bedellerinde belirgin bir artış olmadığını, bu durumun davacının kaçak elektrik kullanmadığını gösterdiğini, davalı tarafın müvekkilin mıknatıs ile kaçak elektrik kullandığını iddia etsede, elektronik sayaçların özelliği gereği sayaca mıknatıs ile müdahale edilmesinin ve elektronik sayaca dışardan müdahale edilerek kaçak elektrik kullanılmasının mümkün olmadığını, mıknatıs ile kacak mekanik sayaca müdahale edilebileceğini, söz konusu sayacın davacı işyeri dışında davalı kuruma ait trafonun duvarında olduğunu, trafo içinde sayaçların güvenliği davalı tarafından sağlandığından kaçak kullanımdan abonenin sorumluluğunda olamayacağını, dava süresinde davalı kurumun davacı aleyhine cebri icra uygulaması yapmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız ve hukuka aykırı tahakkuk ettirilmiş 80.913,70 TL. kaçak ve 133.780.30-TL kaçak ek tahakkukların iptali ve davacının borçlu olmadığının tespiti,davacıdan haksız bir şekilde tahsil edilen 55.000-TL’nin 18.03.2016 ödeme tarihinden ve 10.989-TL güvence bedelininde aboneliğin iptal edildiği tarihten itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının … Mah. … Cad. … Arkası … Sitesi No:… Bayrampaşa/İstanbul adresinde kot yıkama işi yaptığını, 26.05.2015 tarihinde müvekkil ile abonelik sözleşmesi imzaladığını, dava konusu … no’lu tesisatın olduğu mahalde 29.02.2016 tarihinde yapılan kontrolde mıknatıs ile sayaca müdahale edilmek suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilerek davacı hakknda … no’lu tutanağın düzenlendiğini, saat 09:15 sıralarında yapılan tespit sırasında R:248A, S:232A ve T:256A olmak üzere toplam 736A akım çekildiğinin ölçüldüğünü, yürürlükteki mevzuat hükümleri doğrultusunda davacıya 25.01.2016- 29.02.2016 tarihleri arası 35 gün için 81.683,72 TL. kaçak bedeli ve 25.01.2016 – 28.05.2015 tarihleri arası 242 gün için 93.780.30-TL kaçak ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplamda 175.464,02 TL. bedel tahakkuk ettirildiğini, davacının iddiasının aksine elektronik sayaçlarda da mıknatıs ile kaçak elektrik kullanımının mümkün olduğunu, davacının protokol gereği ödenmemiş borçları bulunduğundan güvence bedelinin iadesinin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 37. maddesi gereğince mümkün olmadığını, davaya konu mahalde 29.02.2016 tarihinde yapılan kontrolde sayaca mıknatıs ile müdahale edildiği tespit edildiğinden tutanağının düzenlendiğini, davacıya yapılan kaçak işlemi ve tahakkukun Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26. ve devam maddelerine uygun olduğunu, davacı taraf işyerinde 3 vardiya çalışmadığını iddia etse de tüketim ekstrelerinden ve sayaç bilgi dökümünden işyerinde 3 vardiya çalışıldığının anlaşıldığını, ayrıca mevzuat doğrultusunda da kaçak ve kaçak ek tahakkuklarına iletim, Psh, dağıtım, Psh sayaç bedeli ve kayıp kaçak bedelinin dahil edilmesi gerektiğini ve bunun yasal bir zorunluluk olduğunu, söz konusu faturaların ve fatura bedellerinin EPDK’nm yasal düzenlemeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine göre düzenlendiğini ve tüm fatura bileşenlerinin tahsil edilmesi gerektiğini, davacı taraf kaçak elektrik kullanarak müvekkil şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davacı taraf yapılan işlemlere itiraz etmesine rağmen tüm işlemlerin mevzuat hükümleri doğrultusunda yapıldığını, davacı tarafın ihtiyatı tedbir kararı talep ettiğini, davalı şirketin özelleştirme ile artık bir kamu idaresi olmayıp ticari faaliyet içinde kar amacı güden bir şirket olduğunu, ancak tüm faaliyetlerinin EPDK tarafından izlendiğini ve kurumca belirlenen gelir tavanı üzerinden gelir elde etmesinin zaten mümkün olmadığını, bu nedenlerle belgeler ve gerekçelerle dava konusu faturaların davacının sayaca mıknatıs ile müdahalesi nedeniyle kaçak elektrik kullanması neticesinde tahakkuk ettirildiğini, dolayısıyla borçtan davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davada davacı hakkındaki kaçak elektrik kullanım iddiasıyla 80.913,70 TL kaçak ve 133.780,30TL. kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplamda 214.694,40 TL’lik borçtan davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve o cebri icra tehditi ile ödendiği bildirilen 55.000,00 TL’nin ve davalı tarafa ödenen 10.989-TL güvence bedelinin istirdatı talep edilmiştir. Dava menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi …’dan alınan bilirkişi raporuna karşı itiraz üzere ek rapor alındığı,bunada itiraz sonrası bu kez bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek rapor kapsamında, tutanakta sayaca mıknatıs ile müdahale yapıldığı belirtilmiş ise de, dosya içeriğindeki fotoğraflar fotokopi olduğundan mıknatısın varlığı görülemediği gibi ayrıca tutanakta … görevlilerinin kaçak elektrik tutanağında tespit edilen mıknatısın delil olarak mühürlü bir torba ile muhafaza altına alındığı bilgisi bulunmadığı, tutanağa göre sayaç trafo binasının duvarında olup söz konusu tesisin kendisine ait trafosunun bulunmadığı bu haliyle sayaçın Bedaş’ın kontrolündeki trafo binasının dış duvarında olduğunun anlaşıldığı, davaya konu olan Köhler marka sayacın tesisata 20.03.2015 tarihinde takıldığı , yeni sayaç ve davacı tarafın yeni aboneliğinden itibaren de endeks okumalarının OSOS olarak yapıldığı ,davalı …’ın davacıya kaçak ve ek tahakkuk yaptığı dönemleri de kapsadığı ,işin niteliği gereği işyerinde en fazla2 vardiya çalışalabileceği,sayaç değişikliği sonrası tüketimlerin bariz bir şekilde artışına rastlanmadığı,ilgili tesisattan beslenen tüketici tutanak öncesi ve sonrası endeksi dikkate alındığında mümkün görülmediği bilirkişi raporunda grafik olarak belirtilen endeks ve güç dikkate alınarak yapılan değerlendirmelerde, tutanak öncesi kaçak elekrik tüketimin varlığının ispat edilmediğinin belirtildiği, bu hali ile davacının kaçak enerji kullandığı iddiasıyla yapılan tahakkuk ve ek tahakkukun yerinde olmadığı ,ayrıca kaçak tahakkuku olmayacağından cebri tehditle ödenen 5.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 18/03/2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdatı gerektiği gibi,ayrıca davalı tarafa ödenen 10.989-TL güvence bedelinin aboneliğinin iptal tarihi olan 25/03/2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte iadesi gerektiği gerekçesiyle ; “Davanın kabulü ile; 1-Davacıya ait … nolu sayaca ilişkin olarak … nolu zabıta istinaden 11/03/2016 son ödeme tarihli 80.913,70-TL kaçak ve 133.780,30-TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplam 214.694,40-TL olarak tahakkuk ettirilen borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Davacının faturalara istinaden haciz baskısı altında ödediği 55.000-TL’nin ödeme tarihi olan 18/03/2016 tarihinden ve güvence bedeli olarak yatırılan 10.989-TL’nin aboneliği iptal tarihi olan 25/03/2016 tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;mahkeme kararını hatalı ve eksik incelemeye dayandığı,davanın reddi gerektiği,yapılan tespit ve tahakkukların yönetmelik hükümlerine uygun olduğu,sayaç yanı veya üzerine kuvvetli bir mıknatıs konularak sayacın elektronik kartının çalışmamasının sağlandığını,sayacın teknik olarak bu şekilde bozulduğunu, davacının kaçak elektrik kullandığını ve yönetmelik hükümlerine göre tahakkuk yapıldığını,yapılan ödemenin ihtirazi kayıt ileri sürmeden yapıldığını, istirdat talebinin yerinde olmadığını,davada haksız fiil iddiasına dayanıldığından,ticari faize hükmedilemeyeceğini,bilirkişi raporları arasında ciddi görüş farklılıkları bulunduğunu,dosyaya mıknatısın varlığını açıkca gösteren fotoğrafların sunulmasına rağmen bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını,protokol gereği güvence bedelinin de güncellenmiş değerinin baz alınması gerektiği gibi, ayrıca ödenmemiş borç nedeniyle iade edilemeyeceğini,bu nedenle istirdat talebinin de yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davalı taraf sayaç yanında mıknatıs bulunduğu ve mıknatısla sayacın tüketim kaydetmemesinin sağlandığını ileri sürerek bu konuda kaçak tutanağı tanzim etmiş,buna dayanarak davacı hakkında kaçak ve ek tüketim tahakkukları düzenlemiş,davada bu tutardan menfi tespit ile ödenen bedel ile güvence bedelinin de istirdadı talep edilmiştir. Kaçak tespit tutanaklarının, kaçak elektrik kullanan suç failini açıkça belirtir ve doğru tespitlere yönelik düzenlenmesi, bundan sonra aksinin sabit oluncaya kadar geçerli olduğu değerlendirilebileceğinden, ortada doğru tespite dayalı kaçak tespit tutanağı bulunmadığından,hükme dayanak bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça tutulan kaçak tutanağının gerçeği yansıtmadığı, sayaç yanında mıknatısla müdahale edildiğinin karanlık fotokopi fotoğraflardan anlaşılamadığı,sayacın yanında olduğu bildirilen mıknatısın delil olarak muhafaza altına alınmadığı,mahkemeye sunulmadığı ,tarafların tacir olduğu,ticari faiz uygulanması gerektiği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalıdan alınması gereken 19.173,48 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.793,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.380,11 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2021