Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1713 E. 2021/2955 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1713
KARAR NO: 2021/2955
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2016/655 E – 2020/472 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde;i davacının 01.02.2013 tarihinde kiraladığı iş yerinde kaçak elektirk kullanıldığı gerekçesiyle hakkında İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden takip yapıldığını, davacının iş yerinde kozmetik ürünler imalat ve satışını yaptığını, Manisa’da bulunan işyerini 2014 yılında dava konusu faturanın düzenlendiği adrese taşıdığını, 01.02.2013 tarihinde kiraladığı iş yerini 2014 yılı ocak ayına kadar doğalgaz, elektrik ve su gibi hiçbir abonmanlık sözleşmesi olmaksızın kirasını ödediğini, kaçak kullanımın olduğunu ancak bu kullanımın önceki kiracı tarafından gerçekleştirildiğini, 2014 yılı ocak ayına kadar hiçbir faaliyeti olmadığından kaçak kullanımı da olmadığını, takibin haksız olduğunu,davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve davalının %40 oranında tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, kaçak tespiti yapılarak tutanak tutulduğunu, davacının sözleşme olmaksızın kaçak elektrik kullandığını, dava dilekçesi ile kaçak elektrik kullanıldığının ikrar edildiğini, davalı şirketin yaptığı işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davada kaçak elektirk tutanağına istinaden yapılan tahakkuka ilişkin yapılan takipte davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı talep edilmiştir.İstanbul Anadolu 6.Tüketici Mahkemesinin 2015/2392 Esas, 2016/345 Karar sayılı 17.03.2016 tarihli görevsizlik kararı sonrası yargılamaya devam edilmiştir. İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyada davalı alacaklı tarafından, borçlu davalı hakkında, 72.621,12-TL asıl alacak, 14.267,63-TL geçikme faizi, 2.568,18-Tl geçikme faizi KDV.si olmak üzere toplam 89.456,93-TLnın tahsili yönünden yapılan ilamsız takibin itiraz üzerine durdurulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme,davacı tarafça söz konusu adresin 01/02/2013 tarihinden itibaren kiralandığı, ancak bu adreste herhangi bir abonmanlık sözleşmesi yapılmadığı, faaliyete başlanılmadığı, kira bedellerinin ödendiği, 2014 ocak ayında faaliyete başlanıldığı belirtilmiş ise de ,bir iş yeri kiralandıktan sonra uzun süre boş bırakılarak kiralarının ödenmesinin hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı,davacının bu iddiasına delil sunamadığı, davalı tarafça tahakkuk ettirilen kaçak kullanım tutarından 01.02.2013 tarihinden sonrası için davacının sorumlu bulunduğu, tutanak tarihi olan 18/09/2013 tarihine kadarki 229 günlük süreden sorumlu tutulması gerektiği, belirtilen tarihten öncesine ilişkin kaçak elektrik kullanımın ispata muhtaç olduğu,davacı tarafça dava konusu taşınmazın kiralandığı tarih (01/02/2013) ile dava konusu tutanak tarihi (18/09/2013) arasındaki 229 günlük sürenin değerlendirmeye alınması gerektiği, Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği madde 13 doğrultusunda, davacı tarafça abonelik sözleşmesi yapılmaksızın tüketilen elektriğin kaçak elektrik enerjisi tüketimi sayılacağı, buna göre, tutanak tarihi itibariyle yürürlükte olan EPDK 622 Sayılı Kurul Karar hükümleri doğrultusunda; (güç – süre – tahakkuk – çalışma saati ) davacı şirketin kira kontratı başlangıç tarihi (01/02/2013) ile tutanak tarihi (18/09/2013) arasındaki 229 günlük süre için 13740 kwh. lik tüketime tekabül eden 7.276.74 TL, kaçak elektrik faturasından sorumlu tutulması gerektiği, bunun üzerinde talep edilen tutardan sorumlu olmayacağı, davalının kötüniyetli olarak takip yaptığı ispat olunamadığı gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulü ile; davacının davalıya İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu borçtan dolayı 7.276,74 ana para alacağı yönünden borçlu bulunduğunun, bakiye 65.344,38 TL miktar ana para borcu yönünden talebin kabulü ile borçlu bulunmadığının tespitine, takibin 65.344,38-TL ana para borcu yönünden iptaline, 7.276,74-TL asıl alacak ve ferileri ile takibin devamına, kabul edilen tutar üzerinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;davacının sözleşmesinin 23/01/2014 tarihinde yapıldığı,ancak kaçak tutanağının 18/09/2013 tarihinde tutulduğu,bu nedenle bilirkişi raporunu kabul etmediklerini,bilirkişinin sorumlu olduğu dönemi belirleme yetkisinin bulunmadığı,dava dışı şirkete ait sunulan kira sözleşmesi ve belgelerin fotokopi olduğu,geçerli sayılmaması gerekirken bilirkişi tarafından kabul edildiğini,görev sınırını aştığını,rapora itirazlarının değerlendirilmediğini,davacının sorumlu olduğu dönem 01/02/2013-18/09/2013 arası 7.276,74 TL,dava dışı kiracının sorumlu olduğu dönem 15/06/2010-07/07/2013 arası 65.344,38 TL olmak üzere davacının 15/06/2010 ile 18/09/2013 dönemi için 7.276,74+65.344,38 = 72.621,12 TL alacaklı olduğunun teyit edildiğini,mahkemenin davacı beyanına itibar ettiği,davacının kiralama yapmasına rağmen sözleşme yapmadığın,davacınınsözleşmesiz kaçak kullandığını,davacının 2010 yılından beri sorumluluğu bulunduğu,davanın reddi gerektiği belirtilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davalı tarafça davacının 15.06.2010 ile 18-09.2013 tutanak tarihine kadar dava konusu yerde ticari faaliyette bulunduğu gerekçesiyle , bu tarihler arasında sayaç tarafından kayıt altına alınan 137216 kwh. üzerinden kaçak tahakkuk hesaplaması yapılmıştır. Ancak davacının davaya konu yeri 01/02/2013 tarihinde kiraladığı bellidir.Davacı 2014 yılında faaliyet başladığını bildirmiş isede,uzun süre kira ödenen taşınmazda faaliyetin yapılmadığının ispatlanamadığı,ayrıca bu yerde … Ltd.Şti.nin faaliyette bulunduğu, mahalde ticari faaliyet sürdüren … isimli şirketin 2013 Ocak kira bedelini ve 2013 Şubat ayına ait 14 günlük kira bedelini ödemediği hususu mal sahibi ve … yetkisi tarafından imza altına alındığı belirlenmekle ,bu yerde davacının kiralama döneme öncesi … Ltd.Şti.nin bulunduğu anlaşılmıştır.Bu nedenle davacının kira sözleşmesi tarihi olan 01/02/2013 tarihinde önce bu yerde bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının sözleşme tarihi olan 01/02/2013 ile tutanak tarihi olan 18/09/2013 tarihleri arasında sözleşmesiz kaçak elektrik kullandığı açıktır.Bu iki tarih arasında 229 günlük süre kaçak elektrik kullanıldığı görülmekle, tutanak tarihindeki 622 sayılı kurul kararı gereği yapılan hesaplamada ,ticarethane tarifesi gereği 250 saat/30 gün=8,33 saat/gün,abone olmayanlara çalışma saati %20 arttırılarak 8,33 saat/günx1,20=10 saat/gün çalışma süresi olarak baz alındığında 229 günx10.000 wattx0,6×10 saat/gün =13740 kwh enerji bedeli(aktif tüketim bedeli) üzerinden davacının sorumlu olduğu,aktif enerji tüketiminin birim fiyatına göre hesaplanmasıyla ,iletim,dağıtım,ceza bedeli vs kalemler eklendiğinde ise davacının sorumlu olduğu dönem yönünden 7.276,74 TL borçlu olduğu,bunu aşan kısımdan borçlu olmadığı bilirkişi raporu ile belirlendiğinden,hükme dayanak kök ve ek raporun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine, elverişli, ilgili mevzuat ve 622 sayılı kurul kararına uygun olduğu belirlenmiştir. Buna göre dava konusu yerde başka kiracının bulunduğu dönem yönünden davacının sorumlu olmadığı ve buna dair kaçak tahakkukunun 65.344,38-TL’lik kısmından borçlu olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 4.463,67 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.170,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.293,27 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2021