Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/169 E. 2021/1566 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/169
KARAR NO : 2021/1566
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI: 2017/853 E – 2018/564 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla ödenmeyen kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili için davalı … aleyhine 20.04.2017 tarihinde icra takibinin başlatıldığını, kurumca 29.12.2016 tarihinde yapılan kontrolde sözleşme yapmadan … marka … seri numaralı elektrik sayacından enerji kullanıldığından dolayı kaçak elektrik tutanağının düzenlendiğini, yapılan hesaplamaların yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olduğunu, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, asıl alacağa %16,80 yıllık 6183 sayılı yasa gereği değişen oranlar üzerinden gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si ile birlikte takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kendisine bildirilen elektrik kullanıma ilişkin bedelleri ödediğini, davacı kurumun davalının elektrik sayacını okumadığını, kaçak elektrik tutanağının tanzim edildiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanımına neden olacak ve davacı kurumun izni olmadan kesilen elektriği açma gibi eylemlerde bulunmadığını, 6.533,14 TL icra takibini kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” davalı, kesik olan elektrik enerjisini, abone olmadan dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açıp kullandığından Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26.c. Maddesine göre kaçak elektrik enerjisi tükettiği, kaçak elektrik tüketim bedelinin bilirkişi tarafından hesaplandığı, her ne kadar davacı taraf bu hesaplamaya yönelik itirazda bulunmuş olsa da; itiraz dilekçesinde de belirttiği gibi Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanmasında ve faturalamada esas alınacak süre başlıklı 29/1-a maddesine göre; ” Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak faturalandırmada, aşağıda yer alan süreler esas alınır. 26 ncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla kaçak elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün olarak alınır.” hükmünün uygulanması gerektiği, dosyada kaçak elektrik kullanımının başladığı ve bittiği tarihlere ilişkin doğru bulgu ve belge bulunmadığı, yalnızca kaçak elektrik kullanımına ilişkin tespit tutanağının mevcut olduğu, bilirkişinin de bu nedenle bu madde doğrultusunda 90 günü esas aldığı ve hesaplamanın mevzuat hükümlerine göre uygun olduğu, dolayısıyla davacı vekilinin hesaplamanın soyut olduğuna ilişkin itirazlarına itibar edilmediği” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının KISMEN İPTALİNE, Takibin 2.649,92 TL asıl alacak, 69,17 TL Gecikme zammı, 12,45 TL Gecikme zammı KDV’si olmak üzere toplam 2.731,54 TL olarak DEVAMINA, Bakiye talebinin REDDİNE, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 16,80 oranında ve 6183 sayılı Kanun gereği değişen oranlarda faiz (gecikme zammı) ve iş bu gecikme faizi tutarına % 18 oranında KDV işletilmesine, alacağın likit olmadığından inkar tazminat talebinin reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkemenin, hükmünü oluştururken tahkikat aşamasının bitirilerek sözlü yargılama aşamasına geçildiğini taraflara bildirmediğini, davalı vekilinin cevap dilekçesinde “müvekkil davaya konu yerde 2014-2016 yılları arasında kiracı olarak bulunmuş ” denilmek suretiyle davalının bahse konu tarih aralığında kaçak tüketimin gerçekleştiği adreste bulunduğunu ikrar ettiğini, davalının ikrarına rağmen mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporunda hatalı bir şekilde “tüketim miktarı” “90 gün” üzerinden hesaplandığını, eksik incelemelerle tanzim edilen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu ve yeniden ek rapor alınması taleplerinin gerekçe gösterilmeksizin kabul edilmediğini ileri sürmüştür. Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuku eden bedelin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davalı tarafça tahsilat borcundan elektriği kesik olan kayıtlı sayaçtan elektrik kullandığı 29.12.2016 tarih ve C/3054277 sayılı kaçak tutanağıyla tespit edildiği, bilirkişi raporunda Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereğince 90 gün olarak hesaplanmış olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre bilirkişi raporunun ilgili mevzuat ve yönetmelik hükümlerine uygun, taraf ve yargısal denetime elverişli olduğu, davacı tarafça yönetmelik hükümleri gereği doğru bilgi ve bulgunun sunulmamış olması nedeniyle rapora itirazın yerinde olmadığı, davalının kullanım süresine ilişkin ikrarın kaçak tüketimin başladığı zamanı kanıtlamadığı, davacı vekilinin son duruşmada hazır bulunduğu ve sözlü yargılama için süre talebinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/05/2021