Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1656 E. 2020/1884 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1656
KARAR NO : 2020/1884
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI : 2020/14 E – 2020/197 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalılardan sözleşmeli abone olarak elektrik satın aldığını, Yargıtay kararlarına rağmen yasal dayanağı olmayan kayıp kaçak, sayaç okuma, sistem kullanım, sanayi elektrik dağıtım ve perakende satış hizmet bedellerinin faturalara yansıtıldığını, müvekkili tarafından faturalara yansıtılan bu bedellerin ödendiğini, TRT payı, enerji fonu ve belediye tüketim vergisi de dahil bu ödemelerin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; talep edilen bedellerin yasal mevzuat çerçevesinde tahsil edildiğini, davacı tarafça sözleşme özgürlüğü çerçevesinde sözleşmenin akdedildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; mevzuat gereği kayıp kaçak ve diğer kesintilerin müvekkili gibi dağıtım şirketleri tarafından tahsil edildiğini, davacı tarafça sözleşme özgürlüğü çerçevesinde sözleşmenin akdedildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; talep edilen bedellerin yasal mevzuat çerçevesinde zorunlu olarak tahsil edildiğini, müvekkili şirket ile bir ilgisinin bulunmadığını, idari tasarrufların ilgili bulundukları yargı düzeyinde iptalinin talep edilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; talep edilen bedellerin yasal mevzuat çerçevesinde zorunlu olarak tahsil edildiğini, müvekkili şirket ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacı tarafça sözleşme özgürlüğü çerçevesinde sözleşmenin akdedildiğini, idari tasarrufların ilgili bulundukları yargı düzeyinde iptalinin talep edilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.İlk derece mahkemesince; davanın konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir.23/07/2016 yürürlük tarihli 6723 sayılı Danıştay Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile 12/01/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi “verilen” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez” . Böylece yeni düzenleme getirilmiştir, Değişiklik sonrası, HMK’nun geçici 3. maddesi 2. fıkrasında “Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ile 454. madde hükümlerinin uygulanmasına” dair bu düzenleme ile Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama arihi 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar ile temyiz aşamasından geçen dosyalar için HUMK’nun 427 ile 454. maddeleri gereğince Temyiz yoluna başvurulacağı, istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı açıktır.Davada, mahkeme hükmünün Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2018/2303 Esas – 2018/1463 Karar ve 10/04/2018 tarihli onama kararı ile Yargıtay denetiminden geçtiği, istinaf edilen bu kararın ise Yargıtay onama ilamı sonrası verilen karar olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemenin kanun yolunu hatalı nitelendirmesi, karara karşı istinaf yoluna başvurulma sonucu doğurmaz. Aksi halde uygulamanın HMK’nın geçici 3. maddesine aykırı olacağı açıktır. Bu nedenle, temyiz yolu açık kararın bağlı olduğu usul hükümleri çerçevesinde Yargıtay’a gönderilmesi gerektiği halde, sehven İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği anlaşıldığından, istinaf yoluna bağlı olmayan bu karara karşı dosyanın Yargıtay’a gönderme işlemi yapmak üzere ilgili mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmektedir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Dosyanın, HMK geçici 3. maddesi uyarınca, evvelce temyiz incelemesinden geçip esasla ilgili de değerlendirilme yapılmış olduğundan, istinaf yoluna değil, temyiz yoluna tabi olduğu anlaşılmakla, temyiz nitelemesiyle Yargıtay ilgili dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıya iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/12/2020