Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1632
KARAR NO: 2022/56
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARAS: 2017/689 E – 2018/228 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/01/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı şirkete banka yoluyla 50.000,00 TL.para havale edildiği halde davalı şirketin herhangi bir mal ve hizmet vermediği gibi havale edilen paraları iade de etmediğini, bu nedenle söz konusu paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi için başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini, söz konusu paranın ileride alınabilecek mal veya hizmet avansı olarak gönderildiğini, herhangi bir mal veya hizmet alınmadığını belirterek, davalının itirazının iptali ve takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … AŞ.ile ticari ilişkisi olduğunu, davacı ile …AŞ.nin farklı tüzel kişilikler olduğunu, müvekkili tarafından … AŞ.ye 2 yıla yakın bir süredir hizmet verildiğini, bu işlerin yapımına esas bedellerin davacıdan 50.000,00 TL.olarak tahsil edildiğini, … AŞ.den herhangi bir alacakları bulunmadığını, davacının dayandığı 08/11/2016 tarih 30.000,00 TL.bedelli dekontun üzerinde ödemenin … AŞ.adına yapıldığının yazılı olduğunu, davacı firma ile bugüne kadar herhangi bir çalışmaları bulunmadığını, bir diğer dekontun açıklamasında cari hesaba aktarım yazılı olduğunu, davacı ile müvekkili arasında cari hesap ilişkisi olmadan bu ifadeyle gönderilen paranın hizmet karşılığı olarak … AŞ.adına ödeme yapıldığının göstergesi olduğunu, farklı zamanlarda ve yakın aralıklarda devamlı olarak sehven para gönderilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olup basiretli bir tacirden beklenemeyecek bir iddia olduğunu, … AŞ ile davacının kardeş firma olup ticari ilişkileri bulunduğunu, takibe konu ödemelerin davacı tarafından yapılacağının her iki şirket yetkilisinin katıldığı toplantıda görüşüldüğünü, davacının ödeme yaparken … AŞ adına ödeme açıklamasında bulunmuş olmasının da açıkça hangi borç için ödeme yaptığını bildiğini gösterdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini , davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiş olup,istinaf dilekçesinde özetle, yargılama süresince sunulan deliller ve en son bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemenin haksız ve isabetsiz bir şekilde hukuka, kanuna ve usule aykırı olarak davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, müvekkilinin alacağının dayanağı, icra dosyasında da suretleri olan ve müvekkili tarafından davalıya banka hesabı üzerinden havale yoluyla gönderilen 04.11.2016 tarihinde 10.000,00 TL, 07.11.2016 tarihinde 10.000,00 TL ve 08.11.2016 tarihinde 30.000,00 TL olmak üzere toplamda gönderilen 50.000,00 TL’ olduğu, davalı borçludan bu paraları Sebepsiz Zenginleşme hükümleri gereğince geri ödenmesi talebiyle icra takibi başlatıldığı, davalı ve müvekkilinin banka hesap kayıtlarının incelenmesinde, müvekkili şirketin … Bankası nezdindeki hesabından davalıya ait, … Bankası Hesabına 04.11.2016 tarihinde saat 22.11 de 10.000,00 TL, 07.11.2016 tarihinde saat 12.29 da 10.000,00 TL ve en son 08.11.2016 tarihinde saat 12.15 te 30.000,00 TL olmak üzere toplamda 50.000,00 TL para havalesi gerçekleştiği,ancak bu tarihten sonra işbu dava tarihine kadar da davalı tarafından kendisine gönderilmiş bulunan paralarla ilgili herhangi bir iade işlemi yapılmamış veya para karşılığı herhangi bir mal veya hizmet teslim edilmediği, müvekkili ile davalı arasında para gönderilmesi sonrası herhangi bir alacak borç ilişkisi olmamasına rağmen davalıdan ileride alınabilecek mal veya hizmet avansı olarak gönderilen 50.000,00 TL paranın iadesinin talep edildiği, davalı borçlunun tarafından cevap dilekçesinde, müvekkili tarafından gönderilen paraları başka bir şirket tarafından gönderilmiş gibi gösterilmeye çalışıldığı, bir dekont ile ilgili açıklama yapılarak diğer iki dekont yok sayılmış, banka hesabına müvekkili şirketin hesabından para gönderilip gönderilmediğine hiç değinilmediği, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin davalı şirket ile dava konusu havale edilen para işlemleri dışında herhangi bir ticaretinin olmadığı, müvekkili şirketten gönderilen paranın davalı tarafından dava dışı … A.Ş. cari hesabına işlediği, davalı şirketin tüm ticaretinin dava dışı … A.Ş. isimli şirketle olduğu ve davalının bu şirkete borçlu olmadığı, müvekkili şirketin davalıdan 50.000,00 TL alacaklı olduğu ve yine davalının aldığı paraya ilişkin herhangi bir fatura da kesmediğinin tespit ve rapor edildiği, Ayrıca davada tanıklarının dinlenilmesi talebinin mahkemece gerekçesiz şekilde red edildiği, müvekkilinin herhangi bir kötüniyetinden bahsedilemeyeceğinden, aleyhe %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin de haksız olduğu, Müvekkili şirket yetkilisinin , şirketi davaya konu para gönderilmesi işlemlerinden sonra devraldığı, o dönemki şirket muhasebecisi ile dava dışı … A.Ş.’nin muhasebecisinin ortak ve aynı olması sebebiyle yapılan usulsüzlük ve kanunsuzlukların mağduriyetini yaşamış olduğu, buna rağmen alınan bilirkişi raporunda haklı oldukları tespit edilmesine rağmen, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olmasının hukuka ve kanuna açıkça aykırı olduğu ileri sürülmüştür. HMK 355.maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak yapılan icra takibinde , borca itirazın iptali talebine ilişkindir.Davanın dayanağı olan ,İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davacının davalı hakkında 50.000 TL alacak için ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe süresinde itiraz ettiği anlaşılmıştır. Takip dayanağı olarak gösterilen, banka kanalıyla davalı hesabına gönderilen havale dekontları incelendiğinde 07/11/2016 tarihli 10.000 TL.lık ödemenin “…” açıklamasıyla yapıldığı, 04/11/2016 tarihli 10.000,00 TL.tutarlı ödemenin “cari hesaba aktarım” ve 08/11/2016 tarihli 30.000,00 TL.tutarlı ödemenin de “…” açıklamasıyla yapıldığı görülmüştür. Tarafların ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Raporda davacının alacağının dayanağını teşkil eden 50.000,00 TL.toplam tutarındaki ödemenin, davacı şirketin 2016 yılı yevmiye defteri satıcılar hesabına “…” açıklamasıyla 3 ayrı şekilde kayıt altına alındığı, davalının defterlerinde ise bu ödemelerin dava dışı … AŞ.hesabına kaydının yapıldığı, davalının dava dışı … AŞ.ile yoğun bir ticari ilişkisi mevcut iken davacı ile davaya konu havaleler dışında bir ticari ilişkisinin olmadığı, dava dışı … AŞ.ile davacı arasındaki ticari ilişkide, … AŞ.nin davacıya toplamda 433.254,99 TL.tutarında 3 adet fatura düzenlediği, karşılığında davacının 336.193,73 TL.ödeme yaptığı, bu ödemenin 50.000,00 TL.lık kısmının takibe konu olan ödemeler olup, … AŞ.nin cari hesap borcundan mahsup edildiği belirlenmiştir. Mahkemece , toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu neticesinde, davacı ve davalı arasında iş bu davaya konu edilen 3 adet havale işlemi dışında hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığı, davacının ve davalının ayrı ayrı dava dışı … AŞ.ile ticari ilişkilerinin olduğu, davacının bu firma ile olan ticari ilişkisini de … AŞ.nin düzenlediği faturalar nedeniyle oluşan cari hesap borcunun bir kısmını ödediği, ödemenin 50.000,00TL.lık kısmının dava konusu havaleler ile davalı firmaya gönderilmek suretiyle … AŞ.nin cari hesabından mahsup edildiği, davacının ödemeleri defterlerinde bu şekilde kayıt altına aldığı, davalının da söz konusu ödemeleri … AŞ.nin cari hesabında borçtan düştüğü dolayısıyla davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının olmadığı, sebebsiz yere gönderilmiş bir havale işleminden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle ,mahkemece itirazın iptali talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Kötüniyet tazminatına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesiyle; davacının karşılığının olmadığını bile bile davalı hakkında icra takibi başlatmakla haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davacının takip konusu tutarın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesinde “bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” düzenlemesi yapılarak, kötüniyet tazminatının şartları belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; yaptığı icra takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı davacı, borçlu davalıya kötüniyet tazminatı ödemekle yükümlüdür. Kanun metninde geçen “kötüniyet” kavramını, zarar verme kastı şeklinde değil; haksız olduğunu bildiği halde icra takibini yapmaktan kaçınmama olarak yorumlamak gerekir. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davanın reddine gerekçe yapılan tüm hususların, davacının icra takibi yapmakta haksız ve yukarıda izah edildiği üzere , haksız olduğunu bildiği halde icra takibini yapmaktan kaçınmama olgusunun gerçekleştiği , kötüniyet tazminatı koşullarının da oluştuğu sonucuna varılmakla ,bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/01/2022