Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1618 E. 2021/3424 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1618
KARAR NO: 2021/3424
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2018/960 E – 2020/105 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı …’nun İstanbul ili Kadıköy ilçesi … mh. … sk.’ta (… ada … parselde) kain taşınmaz ile ilgili olarak, dava dışı kat malikleri ile dava dışı müteahhit firma arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden, müteahhit firmanın alt taşeronu olarak müteahhit firma ile imzaladığı ve imzalayacağı sözleşmelerle üstlendiği ve üstleneceği inşaat işlerinin tamamını müvekkil şirket ile ortak bir şekilde yapmak üzere müvekkili ile anlaştığını, taraflar arasında ‘ Proje Ortaklığı Sözleşmesi ‘ imzalandığını, müvekkil şirketin bu kapsamda sarf olunacak masraflar için davalı tarafa 50.000,00 TL avans ödemesi yaptığını, Ancak davalı taraf yukarıda belirtilen inşaat işlerinin yapımı işini, dava dışı müteahhit firmadan alamadığından taraflar arasında imzalanan ‘Proje Ortaklığı Sözleşmesi’nin hayata geçirile- mediğini ,sözleşmenin belli bir süre sonra taraflarca karşılıklı olarak iptal edildiğini, her iki tarafın bu yöndeki iradelerini sözleşmenin üzerine yazarak imzaladıklarını, Müvekkil şirketin, avans olarak davalı tarafa ödediği 50.000,00 TL bu güne kadar iade edilmediğinden davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dos- yası ile icra takibine girişildiğini, davalını haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla, İtirazın iptali ile takibin devamına, davalı/borçlunun % 20’ oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesi usulsüz olarak muhtarlığa tebliğ edildiğinden açılan davadan 01.02.2019 tarihinde haberdar olduğunu ve süresi içerisinde cevap dilekçesi sunduğunu, Mimarlık mesleğini icra eden davalının İstanbul İli, Kadıköy İlçesi … Mah. … Sokak ve tapunun … parsel sayılı alanında ilgili müteahhit firma/firmalar ve Kat Malikleri ile yapılan sözleşme uyarınca ‘ proje müellifi’ olduğunu , davacı tarafın dava dilekçesinde tanımladığı sözleşme kapsamının doğru olmadığını, Dava konusu sözleşmenin 3. Maddesinde görüleceği üzere, davacı şirket ile akdedilmiş olan kısmi proje ortaklığı sözleşmesinde, davalının ilgili alanda yapacağı çalışmaların bir kısmı olan, duvar restorasyon uygulamalarında , tüm kar ve riskleri, taraflar karşılıklı olarak paylaşmayı kabul ve taahhüt ettiklerini , taraflar arasında imzalanan bu sözleşmenin, inşaatın bütününde proje müellifi olan davalının üstlendiği işin, sadece inşaat alanında ortaya çıkan tarihi eserin restorasyon uygulamalarının yapılmasına ilişkin olduğunu, Davacı şirketin dava dilekçesinde yapılacak masraflar için davalıya 50.000,00 TL avans ödemesi yapıldığı belirtmekte ise de, bu iddianın gerçeğe aykırı olduğunu, ilgili sözleşmenin 4. Maddesinde “ortaklığın sermayesi ve pay oranları”na ilişkin tanımında sözleşme evresinde davalının iş bu sözleşme dahilinde tanımlı restorasyon uygulamaları işi hazırlık masrafları için harcadığı 200.000,00 TL’lik bedelin % 50 sinin (100.000,00 TL), davacı … Ltd. Şti. Tarafından davalıya ödenmesinin gerektiği karşılıklı olarak kabul edildiğini, fakat davacı şirket tarafından bu bedelin sadece 50.000,00 TL’lik kısmının davalıya ödendiğini, Davalının borçlu olması bir yana davacı şirketten 50.000,00 TL alacaklı olduğunu, fakat sözleşme karşılıklı olarak feshedildiğinden davalının bu bedeli davacı şirketten talep etmediğini, Davacının davalıya ödediği bu bedelin restorasyon uygulamalarının avansı niteliğinde olmadığını, Davacı şirket davalının mimari proje ve sorumluluğunu üstlendiği inşaatın, inşaat işlerinin yapımı işini, dava dışı müteahhit firmadan alt taşeron olarak alamayınca, ‘Proje Ortaklığı Sözleşmesinin’ hayata geçirilemediğini iddia etmiş ise de, ilgili alanda yapılacak olan inşai -restorasyon uygulamaları, 3194 Sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelikler uyarınca, Kültür Bakanlığı İstanbul V numaralı Koruma Kurulu tarafından onaylanan projelerin, Kadıköy Belediyesi tarafından ruhsata bağlanmasından sonra gerçekleşebileceğini, ilgili alanda davalının çalışmalarıyla, Kadıköy Belediyesi tarafından 01/02/2019 tarihinde Yapı Ruhsatı düzenlenerek inşaata başlama izni alındığını, davacı şirket ile davalı arasında yapılan sözleşmenin 13/01/2017 tarihli olduğunu, mahalde tarihi eser çıkması sebebiyle ruhsat alımının biraz zaman aldığını, bu sürede sözleşmenin davacı şirket yetkililerinin talebiyle, 02/08/2017 tarihinde karşılıklı olarak iptal edildiğini , taraflar aralarındaki alacak-borç ilişkisinin kapatıldığını, Karşılıklı ibralaşma sonucu, sözleşmenin eki olan ve davalı tarafından davacı şirkete verilen teminat senedinin aslının, davacı şirket tarafından müvekkiline iade edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin bütün sonuçlarıyla sona erdiğini, sözleşme fesih sürecinin tamamlandığını, Takibin kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “1-Davanın KABULÜ İLE; İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, 2-Alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20 si oranında hesaplanan 10.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davacının ödediği dava konusu bedelin restorasyon uygulamalarının avansı olmadığını, ilgili proje alanında yapılacak olan inşai -restorasyon uygulamalarının, 3194 Sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelikler uyarınca, Kültür Bakanlığı İstanbul V numaralı Koruma Kurulu tarafından onaylanan projelerin Kadıköy Belediyesi tarafından ruhsata bağlanmasından sonra gerçekleşebile- ceğini, davalının çalışmaları sonucu Kadıköy Belediyesi tarafından 01/02/2019 tarihinde Yapı Ruhsatı düzenlenerek inşaata başlama izni alındığını, mahalde tarihi eser çıkması nedeniyle ruhsat alımının biraz zaman aldığını, bu sürede sözleşmenin davacı şirket yetkililerinin talebi ve karşılıklı anlaşma ile 02/08/2017 tarihinde iptal edildiğini ,karşılıklı ibralaşma sonucu, sözleşmenin eki olan ve davalı tarafından davacı şirkete verilen teminat senedinin aslının, davacı şirket tarafından müvekkiline iade edildiğini ,taraflar aralarındaki alacak-borç ilişkisinin kapatıldığını, sözleşmenin bütün sonuçlarıyla sona erdiğini, bilirkişi incelemesinin objektif iyi niyet kurallarına uygun olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı şirket, davalı … ile aralarında ortaklaşa inşaat yapılması hususunda 13/01/2017 tarihli ‘Proje Ortaklığı Sözleşmesi ‘nin imzalandığını, bu kapsamda davacı tarafından sarf olunacak masraflar için davalıya 50.000,00 TL avans ödemesi yapıldığını, ancak davalı söz konusu inşaat işlerinin yapım işini yüklenici firmadan alamadığından taraflar arasındaki ortaklık sözleş- mesinin karşılıklı irade açıklaması ile iptal edildiğini , fakat davacının sözleşme kapsamında avans olarak ödediği 50.000,00 TL’nin iade edilmediğini beyanla alacak talep etmektedir. Davacını alacak talebi BK’nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalıdır. 6098 sayılı TBK. m.77/1’e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı TBK. m. 79 ve 80’de “aynen geri verme ilkesi”ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Eldeki davada; Dosya kapsamına göre , davacı tarafından davalı adına 50.000,00 TL tutarında para gönderildiği sabit olup bu husus davalının da kabulündedir. Davacı bu paranın proje kapsamında yapılacak masraf avansı olarak gönderildiğini, da- valı ise ödemenin davacının sözleşmedeki yükümlülüğünden kaynaklandığını beyan etmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin Ortaklığın Süresi başlıklı 11. Maddesinde aynen ” Müteahhit ile … arasındaki sözleşme gerçekleşmediği takdirde ,iş bu sözleşme geçersiz kabul eder ve …’den teminat senedi karşılığı almış olduğu nakit avansı iade eder.” denilmiştir. Toplanan delillere göre; davalı ile dava dışı müteahhit arasındaki sözleşmenin gerçekleşmediği, bu nedenle taraflar arasındaki proje ortaklığına ilişkin 13/0/12017 sözleşmenin henüz hayata geçirilmeden ve tarafların karşılıklı irade açıklamaları ile 02/08/2017 tarihinde geriye etkili olarak sonlandırıldığı, sözleşme kapsamında davalı tarafından davacı şirket emrine düzenlenen (50.000,00) Ellibin TL tutarındaki 13/01/2017 tarihli teminat senedinin iade edildiği, ancak davacının “avans” olarak yaptığı 50.000,00 TL tutarındaki ödemenin iade edilmediği anlaşıldığından söz konusu ödemenin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iadesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 3.415,5 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 854,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,5TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/12/2021