Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1596 E. 2020/1841 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1596
KARAR NO: 2020/1841
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2020/148 E – 2020/447 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin profesyonel site yönetimi hizmeti verdiğini, taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, şirket çalışanlarının 06.12.2019 tarihinde mesai bitiminden sonra saat 19:00 civarlarında ofisten ayrılmış olup 07.12.2019 tarihinde saat 09:30 sıraları ofise geldikten sonra elektriğin olmadığını fark ettiklerini, elektrik sayacının kontrol edildiğini, ilk başta darbe aldığının düşünüldüğünü, ancak detaylı olarak kontrol edildiğinde ise darbe değil, patlama ve erime olduğunun tespit edildiğini, bunun akabinde hemen davalı firma aranarak arıza kaydı oluşturulduğunu, davalı …’tan gelen yetkilinin 07.12.2019 tarihinde mesai bittikten sonra iş yerine geldiğini, bu yetkililerin kazı çalışması esnasında bu durumun gerçekleştiğini ve sorunun çözüldüğünü belirttiklerini, mesai saatinden sonra gelindiği ve şirket içerisinde kimse olmadığı için elektrik durumunun kontrol edilmediğini, 08.12.2019 tarihinde pazar günü müvekkili şirket yetkilisinin şirkete giderek elektrikleri kontrol ettiğini, elektrik sayacında herhangi bir numara ve gösterge bulunmadığının fark edildiğini, iş yerinde bazı kısımlarda elektrik olduğunu, bazı kısımlarda ise olmadığının görüldüğünü, bunun üzerine tekrardan arıza kaydı oluşturulduğunu, arıza kaydı üzerine yetkililer gelene kadar iş yerindeki elektronik cihazlar kontrol edildiğinde çoğunun çalışmadığının tespit edildiğini, davalı …’tan gelen yetkilinin durumları tespit edip hepsini tutanak altına aldığını, bundan sonra ise patlayan elektrik sayacının değiştirilmesi için talep formu oluşturulduğunu, 09.12.2019 tarihinde ise elektrik sayacı değiştirildiğini, yaşanan bu olaydan sonra müvekkili şirketin maddi kaybı oluştuğunu, elektrik saatinde yaşanan arıza nedeniyle bir çok elektronik cihazın hasar gördüğünü, tüm bu zararların tazmini için davalı …’a 13.12.2019 tarih ve … sayı ile başvuru yapıldığını, bu yapılan başvuru üzerinde … tarafından taleplerinin incelendikten sonra reddedildiğini, yaşananlardan müvekkili şirketin herhangi bir kusur sorumluluğu yükümlülüğünün bulunmadığını beyanla fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 1.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. talep ve dava etmiştir. davacı tarafça davanın haklarını saklı tutarak şimdilik bir meblağ üzerinden açılmış olmasını kabul etmediklerini, davacı tarafça tanzim için müvekkili şirkete süresi içerisinde müracaat etmediklerini, dava konusu olayda müvekkili şirketin sorumluluğun doğuracak illiyet bağının mevcut olmadığını, vücut bulan olayla ilgili müvekkili şirkete bir kusur atfetmeğin imkansız olduğunu, bu sebeple olay için şirket eylemleri arasında illiyet bağı da kurulamayacağını ve dolayısıyla sorumluluk yükletilemeyeceğini, olay ile ilgili sorumluların bulunup davanın onlara yönlendirilmesinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan ayrıntılı inceleme sonucu hasarın sayaç değişimi veya enerji açma-kesme gibi direktörlüğümüz sorumluluk alanı içinde bulunan sayaç operasyonlarından kaynaklanmadığının tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle haksız, yersiz ve asılsız olan bu davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini, meydana gelen olayda gerçek anlamda sorumlu olan ilgililerin tespit edilerek ilgililere ihbar edilmesini, ayrıca husumet ve zamanaşımı itirazlarının da bulunduğu, davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “somut olayda uyuşmazlığın elektrik arızası nedeni ile tazminat davası olduğu, TTK 5/A maddesi 1. fıkrasında arabulucuya başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığı ve arabulucuya başvuru şartı mahiyeti gereği sonradan tamamlanamayan özel dava şartlarından olduğu gerekçesiyle “davanın 6102 sayılı TTK 5/A, 6326 sayılı Kanun’un 18/A-2 ve HMK’nın115/2. maddeleri gereğince, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı istinaf başvurusunda özetle; müvekkilinin alacaklarının ve zararının tazmini için öncelikle İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi 2020/58 Esas sayılı dosya ile 20.01.2020 tarihinde dava açıldığını, bu mahkeme tarafından 03.02.2020 tarihinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderildiğini, dava açıldığında Tüketici Mahkemelerinde arabuluculuk makamı olmadığından davayı ikame ederken arabuluculuğa başvurulmadığını, görevsizlik kararından sonra Ticaret Mahkemelerinde arabuluculuğa başvurulması zorunlu olduğundan karar kesinleşmeden 12.02.2020 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu, başvurudan sonra Tüketici Mahkemesi’nin kararının kesinleştiğini ve dosyanın 02.03.2020 tarihinde İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edildiğini, akabinde İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 05.03.2020 tarihli ara karar tesis edilerek arabuluculuk tutanağının dosyaya sunulmasının istendiğini, arabuluculuk başvurusu neticesinde tayin edilen arabulucunun verdiği gün doğrultusunda 06.03.2020 tarihinde son tutanağın imzalandığını, 09.03.2020 tarihinde ise mahkemeye sunulduğunu, tutanağın sunulması ile birlikte mahkeme tarafından 11.03.2020 tarihli tensip tutanağının hazırlandığını, resen araştırılması gereken dava şartına ilişkin herhangi bir karar verilmediğini, ancak 22.09.2020 tarihindeki duruşmada davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkemenin vekalet ücreti hususunu hiç değerlendirmediğini, yargılama giderlerinde olduğu gibi, vekalet ücretinin de müvekkili lehine hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürmüştür. Dava, meydana gelen elektrik arızası nedeni ile uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davanın başlangıçta tüketici mahkemesinde açıldığı, tüketici mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın ticaret mahkemesine gönderildiği, görevsizlik kararından sonra davacı tarafça arabulucuğa başvurulduğu iddiasında bulunulduğu görülmektedir. Davanın ticari dava niteliği, tüketici mahkemesinde dava açılmasıyla ortadan kalkmaz. O halde; mahkemenin gerekçesine göre arabulucuya başvurmak dava şartı olarak kabul edildiğinden TTK’nın 5/A ve 6325 SK’nun 18/A maddesi 2.bendi son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılamayacağından dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararda isabetsizlik görülmemiştir. Davalının istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede ise; mahkemece, dava hakkında usulden red kararı verildiğine ve davalı da yargılama sırasında kendini vekil ile temsil ettirdiğine göre, lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm kurulmaması isabetsiz olup, davalı vekilinin istinaf itirazları yerindedir. Bu nedenle; davacının istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek davalı lehine vekalet ücreti takdirine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Davanın 6102 sayılı TTK 5/A, 6326 sayılı Kanun’un 18/A-2 ve HMK’nun 115/2 maddeleri gereğince, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, 2- Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcı ile 54,40 TL başvurusu harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.040,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
İstinaf İncelemesiyle İlgili Olarak; Davacıdan Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene davalıya isteği halinde iadesine, Davacının yapmış olduğu İstinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu 34,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/12/2020