Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1483 E. 2021/2744 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1483
KARAR NO: 2021/2744
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2020
NUMARASI: 2018/1324 E – 2020/340 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi gereği davalı şirketin tüketim tesislerine tedarikçi vasıtasıyla aktif elektrik enerjisi satışının olduğunu, bu ticari kapsamın elektrik enerjisinin tüketim noktalarına tesisi ve teminine ilişkin olduğunu,davacı şirketin Elektrik Piyasası Yönetmeliklerin’de “Serbest Tüketici” olarak Tanımlı Elektrik Tüketicilerine Elektrik Tedarik Hizmeti Sunan Enerji Piyasası Denetleme Kurulu tarafından lisanslandırılmış tüketici odaklı bir şirket olduğunu, davalı …’ne davacı şirket tarafından aktif elektrik enerjisi satışının gerçekleştirildiğini,davalının muaccel hale gelen Elektrik Fatura Borçlarını ödemediğini, davalının noter ihtarına rağmen borcunu ödememesi nedeniyle davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla yapılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini beyanla, davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından ileride çok sayıdaki sözleşmede kullanılmak üzere tek taraflı olarak hazırlanmış olan sözleşme hükümleri genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, davaya konu Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin davacı tarafından tek taraflı olarak önceden “Tüketici”ye atıf yapılarak kaleme alındığını, düzenleyenin karşı tarafı durumundaki davalı şirket menfaatine aykırı hükümler ile sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı sözleşme hükümlerinin yazılmamış sayılmasının gerektiğini, somut olayda enerji tedarikçisi konumunda olan davacının hakim durumunu kullanarak sözleşmenin uzatılmayarak feshedildiğini bildirmesinin davalının zararına neden olduğunu, enerji satın almaya devam etmek zorunda olan davalının daha yüksek bedelle bir başka tedarikçiyle sözleşme akdetmek zorunda kaldığını, davacının sözleşme hükümlerine dayanarak sözleşmeye devam etmeyeceğini ve feshedildiğinin bildirilmesi hususunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının sözleşme hükümlerine dayanarak sözleşmenin uzatılmayacağını ve feshedildiğini bildirmesi hukuka aykırı olduğunu, davacının takibe konu ettiği fatura içeriklerinde yer alan sözleşme konusuna yabancı … ve başkaca ad altındaki bedellerin davalı şirkete yansıtılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ,davacı alacaklı tarafça davalı borçlu hakında 84.001,75 TL alacağın tahsili için yapılan ilamsız takipte borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür. Mahkeme, davacının davalıya elektrik hizmeti verdiği ve söz konusu faturalardan ötürü alacaklı olduğu, davalının herhangi bir ödeme iddiasında da bulunmadığı, bilirkişi raporunda asıl alacak miktarının 81.917,42 TL olarak belirlendiği,takip öncesi davalının temerrüde düşürülmediği ve alacağın yargılama ile belirleneceği gerekçesiyle; ” Davanın kısmen kabulü ile, davalının Bakırköy … İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak miktarı olan 81.917,42 TL üzerinden iptali ile bu miktar itibariyle takibin aynen devamına, asıl alacağın takip tarihi itibariyle değişen oranlarla ticari avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, koşullar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;n bilirkişi raporunda davacı firmanın, elektrik enerjisi faturalarında %3’lük indirimi uygulamadığı tespitinin doğruyu yansıtmadığını, bu hususu kabul etmediklerini, davalı tarafın davacı şirket tarafından tahakkuk ettirilen dava konusu olmayan bir önceki Elektrik Enerjisi faturalarını ödememesinden dolayı, taraflar arasında imza altın alınan elektrik enerjisi sözleşmesi’nin Ödemeler Başlıklı 7.2. Maddesine istinaden, iş bu davaya konu edilen elektrik enerjisi faturalarını indirimsiz bir şekilde ödeyeceğini taahhüt ederek ve bu suretle sözleşme imzaladığını,bu nedenle davacı şirketin davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan hakkını kullanarak, dava konusu olan faturaları indirimsiz bir şekilde tahakkuk ettirdiğini,mahkemenin dava konusu olan fatura alacağı’nın %3’lük kısmını iptal ederek, takibin devamına karar vermesinin hatalı olduğunu,ikili anlaşmalar gereği fatura bedeline itirazın ödemeyi durdurmayacağını,faizin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Kanununun 51. Maddesine göre fuygulanacağını,alacağın likit olduğunu ,bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Hükme dayanak bilirkişi raporunda ,davacının takibe konu yaptığı 2 adet faturanın davalının 2 ayrı aboneliğine ilişkin olduğu ve herbir fatura hesaplamasında davacı tarafça %3 lük indirim oranının fatura bedeline yansıtılmadığı,yenilenebilir enerji bedeli piyasa maliyet gideri olarak yekdem tutarının sözleşmelerde davalıdan tahsiline ilişkin hüküm bulunduğundan fatura içinde dahil edilmesi gerektiğini, 01/10/2018 tarihli takibe konu 2 adet fatura 03/11/2017 tarihli sözleşmenin 12 ayılk süresi içerisinde tahakkuk ettirildiğini, takibin 12.979,18 TL+68.938,24 TL = 81.917,42 TL (asıl alacak)+727,16 TL (işlemiş faiz-sözleşme ile belirlenen)=82.644,58 TL davacının takibe konu alacağı bulunduğu hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu kapsamında davacının her iki abonelik sözleşmesi gereği takip konusu yaptığı iki ayrı fatura içeriğinde sözleşmeler gereği %3 lük indirim oranını fatura bedellerine yansıtmadığı belirlenerek bu doğrultuda yapılan hesaplamada davacının takip konusu alacağının toplam 82.644,58 TL olarak hesaplandığı,alınan raporun yönetmelik,EPDK kararları ve sözleşmeler ile mevzuata uygun, taraf, mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşıldığından, yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkı sağlamayacağı anlaşılmıştır. Ayrıca, sözleşme hükümleri gereği indirim oranın uygulanıp uygulanmadığı ,hatta uygulanması gerekip gerekmediği hususlarının yargılamayı gerektirdiği,bilirkişi hesaplaması sonrasında indirimli ve indirimsiz fatura bedellerinin belirleneceği gözetildiğinde davacı alacağının likit olmadığı değerlendirildiğinde, davacının icra inkar tazminatı talep edemeyeceği kabul edilmelidir.Bu durumda davada icra inkar tazminatı koşulları oluşmamıştır. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/10/2021