Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1476 E. 2020/1540 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1476
KARAR NO: 2020/1540
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/19/2020
NUMARASI: 2020/491 E –
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan Beyoğlu … Noterliğinin 19/07/2016 tarih … nolu protokol gereği …’in … adi ortaklığındaki tüm haklarını aktif ve pasifi ile müvekkiline devir ettiğini, Hisse devir protokolünün 8/ 5 maddesinde “…, … İŞ ORTAKLIĞININ İstanbul ili Sarıyer ilçesi … Mahallesinde 3. Kişi arsa malikleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin tüm mükellefiyetlerini … ALMIŞTIR” şeklindeki hükmü gereği … ada … parseldeki müteahhit ile yapılan sözleşmeden kaynaklanan hakların müvekkiline geçmiş olduğunu, hisse devir protokolünde, … ada … parsel ile ilgili … ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmadığını, bu durum …/ … parseldeki yerin … adi ortaklığının ortağı sıfatı ile davalı adına tescilli olduğunun kanıtı olduğunu, müvekkili …’in adi ortaklıktaki hissesini devir alması sebebi ile, … ada … parselden kaynaklanan bağımsız bölümlerin müvekkiline geçmiş olduğunu, 05.01.2016 ve 14.01.2016 tarihli … ve … inşaat ile yapılan sözleşmeler gereği …’ya geçen … ada … parsel (birleşme ile … ada … parsel’deki) … blok … kat … nolu bağımsız bölümün, … Blok … Kat … nolu bağımsız bölümün ve … Blok … nolu bağımsız bölümün davalı … Ltd. Şti adına olan tapusunun iptali ile müvekkili … A.Ş. adına tescilini, tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise taşınmazların karar tarihine en yakın tarihteki rayiç bedellerinin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti’den alınarak müvekkiline ödenmesini, davanın tapu iptali ve tescil olması, dava konusunun taşınmazlar olması, davalının mal kaçırıyor olması, davanın yaklaşık olarak ispat edilmiş olması, telafisi imkansız zararların olması sebebi ile taşınmazların doğrudan dava konusu olması sebebi ile, HMK’nın 389. madde gereğince taşınmazların 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için HMK’nın 389 ve devam maddeleri gereğince TEMİNATSIZ OLARAK, mümkün olmaz ise teminat karşılığında ihtiyati tedbir veya ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava adi ortaklığı ilgilendirdiği için adi ortaklığı oluşturan tüm ortaklar adına ikame edilmeyen davanın usulden reddi gerektiğini, davanın belirsiz olmayıp belirli olduğunu, koşulları oluşmadığı halde belirsiz olarak açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili firmanın Beyoğlu … Noterliği’nin 02/10/2012 tarih ve … yevmiye numaralı sözleşme ile … İŞ ORTAKLIĞI adı altında bir adi ortaklığa ortak olduğunu, kurulan adi ortaklığın ortaklarının; … A.Ş., … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti. olup ünvanı … İş Ortaklığı ( … İnşaat İş Ortaklığı olduğunu, söz konusu adi ortaklık ile; Sarıyer İlçesi, … Mahallesinde bulunan; …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … nolu adaların ve bitişik yaklaşık 1.000 dönümlük arsanın ( proje konusu arsalar ) tamamına ilişkin arsa sahipleriyle kat karşılığı sözleşmeler yapma, proje konusu arsaları satın alma ve söz konusu arsalar üzerinde inşaat, konut ve/veya ticaret alanı yapma konusunda bir iş ortaklığı kurulduğunu, adi ortaklık sözleşmesi gereği müvekkili firmanın proje için üzerine düşen edimleri ifa etmiş söz konusu proje için diğer ortaklarla birlikte Sarıyer / … Mahallesinde kentsel dönüşüm amaçlı arsa malikleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, bilahare 19 Temmuz 2016 tarihinde müvekkili firmanın Beyoğlu … Noterliği’nin 19/07/2016 tarih ve … yevmiye numaralı protokol ile adi ortaklıktaki %45’lik hissesini 12.000.000,00 TL- bedelle … A.Ş.’ye devrettiğini, haliyle yapılan hisse devri ile müvekkilinin adi ortaklıktan çıkmış ve bu aşamadan sonra sadece arsa sahibi statüsüne geçmiş olduğunu, adi ortaklık sözleşmesi ile devir protokolü bir bütün olarak tetkik edildiğinde davacı tarafın taleplerinin hiçbir dayanağının olmadığı, taleplerin hangi amaç ve saikle yapıldığının anlaşılmasının mümkün olmadığının tespit edileceğini, davacı tarafça tapu iptal ve tescili istenen taşınmazların müvekkili firmaya ait olduğunu, … Adi ortaklığı adına alınmış bir taşınmaz olmadığını, kaldı ki devir protokolünde de söz konusu taşınmazın davacıya devir ve tescil edileceğine dair herhangi bir taahhüt, kabul vs. Bulunmadığını, ne protokolde ne de … ile yapılan sözleşmede dava konusu edilen taşınmazlara ilişkin davacının herhangi bir tescil talep hakkı bulunmadığını, dava konusu taşınmazlar müvekkilinin usulüne uygun olarak iktisap ederek mal varlığına kattığı değerler olduğunu, bu meyanda davacının terditli olarak talep ettiği tazmin talebinin de yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar vermesini istemiştir. İlk derece mahkemesince ;23/09/2020 tarihli ek karrala ”Adi ortaklığı ilgilendiren tüm davalarda haklar açısından bütün ortakların davacı olması gerektiğinden, adi ortaklığı oluşturan diğer ortakların da davaya muvafakatinin sağlanması için davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin sürenin yerine getirilmemesi halinde davanın aktif dava ehliyeti nedeniyle reddedileceğinin ihtarına,” karar verildiğinden, ihtiyati tedbir talebinin bu aşama da bu nedenlerle reddine karar verilmiştir. 29/09/2020 tarihli ek kararla;” davacı vekilinin talep dilekçesi incelendiğinde; adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmayıp, bu nedenle adi ortaklık yetkilisi tarafından verilen vekaletnameye istinaden davaya verilen muvafakat yeterli olmamakla, Mahkememizin 23/09/2020 tarihli ihtiyati tedbir ara kararındaki aynı gerekçelerle” ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmiştir. 30.09.2020 tarihli ek kararla; ” talep dilekçesi incelendiğinde; davaya konu taşınmazın adi ortaklık kapsamında kalıp kalmadığının tespiti yargılamayı gerektirmekte olup, ibraz edilen deliller de yaklaşık ispatı yerine getirmediği ” gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; 19/07/2016 tarih … nolu protokol gereği …’in … adi ortaklığındaki tüm haklarını aktif ve pasifi ile müvekkiline devrettiğini, hisse devir protokolünün 8/ 5 maddesi ile müvekkilinin …’in adi ortaklıktaki hissesini devir alması sebebi ile, … ada … parselden kaynaklanan bağımsız bölümlerin müvekkile geçmiş olması sebebi ile davanın yaklaşık ispat edilmiş olduğunu, taşınmazların dava konusu olması, davanın noter hisse devir protokolü, kat karşılığı inaşaat sözleşmesi, … ile yapılan sözleşme, … le yapılan 14.01.2016 tarihli sözleşmeye göre yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yaklaşık olarak ispat edilmiş olmasına göre, HMK 389. madde hükmüne göre tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından tapudan adi ortaklık adına taşınmaz tesçil edilemediğini, adi ortaklığın ortakları adına taşınmaz alındığını ve tapudan tesçil edildiğini, davalı … Ltd Şti.’nin adi ortaklıktaki hissesini, 12.000.000 TL bedel ile, Beyoğlu … Noterliği’nin 19 Temmuz 2016 tarih ve … yevmiye nolu “Protokol “ başlıklı hisse devir sözleşmesi ile müvekkiline tüm aktif ve pasifi ile, 3. Kişiler ile yapılan sözleşmelerdeki tüm hakları ile devir ettiğini, dosyasına sunulan sözleşmeler ve 3. şahıs … ile yapılan 05.01.2016 tarihli sözleşme ve buna ek yapılan 14.01.2016 tarihli ek protokol gereğince, … ada … parseldeki taşınmazın müvekkiline ait olması gerektiğinin yaklaşık ispat edildiğini, yine bu sözleşmeye göre taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını ve 1380 ada 3 parsel’deki arsa için arsa sahipleri … A.ş. ve .. Ltd Şti Müteahhit … Ltd Şti ile Beyoğlu … Noterliği’nin 15.01.2016 tarih, … yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Uyuşmazlık, davalı şirketin dava dışı adi ortaklıktaki hisselerinin noter yoluyla devralındığı, dava konusu taşınmazların bu hisse devir sözleşmesi ile davacıya geçtiği halde tapuda davalı adına kayıtlı olduğu iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil istemli davada talep edilen ihtiyati tedbir kararına ilişkindir. Buna göre yapılan değerlendirmede; davanın adi ortaklığa karşı açılmadığı, adi ortaklıktan alacak veya tasfiye vb taleplerin davada olmadığı, uyuşmazlığın dava konusu taşınmazların bu hisse devir sözleşmesi içinde olup olmadığının tespiti ile çözümlenebileceği anlaşılmaktadır. Dava, davalıların noterden, davacıya devrettikleri şirket hisseleri ve şirketler adına tescilli hisse haklarını devraldıkları projelerden dava konusu taşınmazların da bağlı olduğu şirket hisslerinin, aradaki protokole rağmen davacı yana iade edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Diğer deyişle, şirket hisse devri ve buna bağlı projelerdeki hakların da devrine rağmen, protokole göre iade edilmemesinden doğan tapu iptal veya terditli olarak tazminat davasıdır. Adı geçen projeler, şirket hisse devri ile beraber, davalı şirkete geçen şirketin hak ve varlıkları olup, bunların iade edilmemesi uyuşmazlığın temeli olup, protokol de bu iddianın sözleşme kısmıdır. O halde, hisse devri ve bağlı haklardan kaynaklanan uyuşmazlık bulunduğu değerlendirilmiş olup, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince “6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yer alan ticari işletme, ticaret sicili ve unvanı, haksız rekabet, ticari defterler, acente, şirketler (anonim, limited, kollektif ve komandit), kıymetli evrak (poliçe, bono, çek ve diğerleri), yolcu ve eşya taşıma, deniz ticareti (gemi, donatma iştiraki, deniz kazaları, deniz taşımaları), sigorta (hayat, mal, sorumluluk ve deniz sigortaları) ve ilişkilerinden ve sigorta sözleşmesinden kaynaklanan prim alacaklarına ilişkin davalar ile 6098 sayılı TBK’nın 520 vd. maddelerinde düzenlenen simsarlık (tellallık) sözleşmesinden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar” ve “Banka ve finans kuruluşlarından kullandırılan genel veya ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davaları sonunda verilen hüküm ve kararlar”a karşı istinaf inceleme görevinin 12., 13. 14. veya 43 Hukuk Dairesi’ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı kanaatiyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13. 14. veya 43. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerektiği tespit edilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2-Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13., 14. veya 43. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 19/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.