Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1450 E. 2021/2755 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1450
KARAR NO: 2021/2755
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2015/665 E – 2019/1372 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başlangıçta tüketici mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun temsil ve ilzama yetkili bulunduğu … Ltd Şti’ni temsilen … mahallesi … cadde No:… adresindeki yeri 25/04/2008 tarihli kira mukavelesi ile kiracı sıfatıyla kiraya aldığını, kiralama işleminden önce …- … isimli kişi kiracı olarak bulunduğunu, müvekkili temsili olduğu şirket adına abone olmak ve abonelik sözleşmesi imzalamak üzere gerekli belgeler ile … Bakırköy işletme müdürlüğü’ne başvurduğunu, başvurunun reddedilmesine müteakiben bu defa 28/07/2008 tarihinde yazılı dilekçe ile sözleşme yapımı için müracaat edildiğini, bahse konu dilekçe 28/07/2008 tarih ve … kayıt nosu ile İşletme müdürlüğünce kayıt altına alındığını, yazılı dilekçe ile yapılan başvuruya Bakırköy İşletme Müdürlüğünce 30/07/2008 tarihli ve … sayılı cevabi yazı ile “ilgili tesisata ait borçlar ödenmeden adınıza sözleşme yapılamayacaktır” şekilde cevap verildiğini, bulunan borcun müvekkil ile hiçbir alakasının olmadığını, elektrik borcu sebebiyle sözleşme talebinin reddedildiğini, …’ın yaptığı kanunsuz, usulsüz, haksız ve keyfi uygulama ve işlemlerle müvekkillerinden kaçak elektrik bedeli adı altında tahsil etmiş bulunduğu yaklaşık 25.000,00-TL’nin tahsil tarihinden itibaren davanın sonuçlanıncaya kadar uygulanabilecek en yüksek ve değişik faiziyle birlikte davalıdan istirdadını müvekkilleri adına talep ettiğini, karşı tarafın beyan ve delillerine karşı beyanda bulunma ve delil sunma haklarını ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak haklı davanın kabulünü, yargılama ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ve müvekkilinin tacir olduğu için iş bölümü itirazında bulunduklarını, her iki tarafı tacir olan davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacıların borçlu olmadığının tespiti talebini havi Bakırköy 6 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/225 esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, davanın bu talep yönünden reddi gerektiğini, müvekkili kurumun yaptığı işlemlerin amacının kamu yararına yönelik olduğunu, kanun ve yönetmelikler doğrultusunda hareket ettiğini, müvekkili kurumun kendi yetkisi hacirinde fazla bir talebininde söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin alacağı kaçak elektrik tespit tutanağı, kaçak elektrik faturaları, borç döküm ekstreleri ile sabit olduğunu belirterek davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından;” davacının idareye kayıtlı olmayan sayaçtan abonesiz elektrik enerjisi kullandığının tespit edilmesi üzerine 12 adet tutanağın düzenlendiği ve sayaçtaki veriler göz önünde bulundurularak davacı tarafından kaçak elektrik tüketimi tahakkukunun yapıldığı, tahakkuklar ödenmeden davacının abone yapılmadığı, davacı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki menfi tespit davasının açıldığı, davacının eylemi Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13 ncü maddesi uyarınca kaçak elektik tüketimi olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafından yargılama esnasında 6111 sayılı yasadan faydalanılarak toplam 32.123,55-TL ödeme yapıldığı, bunun üzerine mahkememizce yeniden rapor alınması yoluna gidildiği, hükme esas alınan ve yukarıda anılan esaslara uygun düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davacının kaçak elektrik enerjisi tüketimi nedeniyle davalıya 5.553,45-TL fazla ödeme yaptığı anlaşıldığı ” gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜNE, davacının davalı alacaklıya fazla ödediği 5.553,45-TL’nin davanın tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile iadesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusuna özetle; müvekkilinin … adına dava konusu yerde 25.04.2008 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı sıfatıyla kiraladığını, abonelik sözleşmesi yapma talebinin önceki kiracı …-… isimli kiracı tarafından kullanılan elektrik enerjisinden doğmuş borcun ödenmemesi nedeniyle kabul edilmediğini, müvekkili şirketin faaliyetine başlamış olması nedeniyle bulunduğundan mecburen elektrik kullanılması gerektiğini, kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiğini, tek sayaç olmasına rağmen …’ın aynı mecura ait başka başka isimler adına ceza tutanakları düzenlediğini, daha önce açılmış bulunan Bakırköy 16. As.Ticaret Mahkemesindeki dosyamız kesinleşmiş ve 12.500 TL borcun olmadığına karar verildiğini, kurula başvurarak mahsup talep ettiklerini ancak bu taleplere cevap verilmediğini, davalının tehditleri nedeniyle 6111 uyarınca yapılandırmaya girmiş yapılandırma sonucunda eski kiracının borçları da dahil takibe, tutanaklara konu tüm borçlar toplam 46.000 TL olarak ödendiğini, davalını bu dosya ile daha önce den başlatılan ve itiraz edilen takiplerdeki alacak taleplerinin yeni bir dosyaya dahil edilip yeniden tahsili amacıyla yapıldığını, dava konusu takip dosyasında talep edilen alacakların daha önce takibe konu edilerek itirazlar nedeniyle takibin durduğunu, bilirkişi raporunun davalı …’IN EPMHY’nin 24. maddesine aykırı davranarak, davacının abonelik başvurusunu haksız olarak reddettiği , bu nedenle her bir kaçak elektrik tutanağına istinaden yapılan kaçak elektrik tüketim hesabında hesaba katılan kaçak enerji ceza bedelinin alınmaması kanatinde olunduğunun açıklandığını, mahkemece mevcut delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığını ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının kayıtsız sayaçtan kaçak elektrik kullandığının tespit edilmesi nedeniyle, davalı müvekkilince elektrik tahakkuku yapıldığını, bu kaçak elektrik tahakkukları davalı müvekkil kurumca yapılandırılarak ve taksitlendirilerek 32.123,55 TL ödeme yapıldığını, hükme esas alınan 11.11.2019 Tarihli Bilirkişi Raporunda, Davacı şirketin 6111 Sayılı yasa kapsamında davalı şirkete Anapara 22.828,74 TL, Gecikme Zammı 7.876,94 TL, Faizin KDV’si 1.417,87 TL olmak üzere toplamda 32.123,55 TL ödediği, iş bu ödemenin içinde davalı şirkete 5.553,45 TL fazla ödemesinin bulunduğunu belirtildiğini, bilirkişinin l kaçak elektrik tutanaklarının tarihlerinin belirlenmesine rağmen, davalı tarafın davacı şirket adına herhangi bir cari hesap ekstresinin dava dosyasına sunulmadığı, kaçak elektrik tutanakları ve faturalarının hangi tarihlerde davalı defterlerine tahakkuk ettirildiğinin, bu fatura ve tahakkuklarının muacceliyet tarihlerinin dosya kapsamı içerisinde tespit edilemediği, bunun karşısında davacı tarafın da 6111 sayılı kanun kapsamında borcunu yapılandırıp öderken taksitlendirdiği, hangi taksitin hangi alacağa tekabül ettiğinin tespit edilemeyeceği gibi, bu tutarın içinde fazla ödenen 5.553,45 TL’nin de hangi tahakkuk/fatura veya borç kalemine karşılık geldiğinin tespitinin yapılamayacağından bu konuda herhangi bir faiz hesabının yapılamayacağının izahtan vareste olduğunu belirtildiğini, davacı tarafın 5.553,45 TL fazla ödeme yaptığını belirttiğini, bilirkişinin yapmış olduğu bu hesaplama EPDK,EPY ve sair ilgili mevzuatı hiçe sayar bir hesaplama olduğunu, davacının kaçak elektrik kullandığını, bunun bilirkişi tarafından da tespit edildiğini, davacının kaçak elektrik faturasının aksini kanıtlayacak bir belge sunmadığından dolayı, aksi kanıtlanmadığı için davalı müvekkil kurumun sunmuş olduğu tutanaklara göre hesaplama yapmak zorunda olduğunu, abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Dava, kaçak elektrik tahakkukundan kaynaklanan takip nedeniyle menfi tespit ve ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; bilirkişi raporunda, davacının iş yerindeki elektrik sayacının “Alt Kapağı Mühürsüz-İdareye Kayıtsız Sayaçtan Elektrik Kullanmak” nedeni ile kaçak elektrik kullanımı olduğu, davacının dava konusu adresteki işlerinin elektrik tesisatı üzerindeki sorumluluğu kira başlangıç tarihi olan 25/04/2008 tarihinden itibaren başlamakla birlikte, bu tarihten bu dava konusu işyerinin elektrik tesisatına düzenlenen kaçak elektrik tutanaklarından sorumlu olduğu, davalı tarafından bedeli davacıdan talep edilen 2 adet kaçak tutanağı 25/04/2008 tarihinden önce olduğundan dikkate alınamayacağı, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu ve davalı kurumu tarafından davacı adına düzenlenmiş olan on iki adet kaçak elektrik kullanımı tespit tutanaklarından, davacının kira başlangıç tarihi olan 25/04/2008 tarihinden sonra düzenlenmiş olan on adet kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağından sorumlu olduğu, bunların EPDK’nın elektrik piyasası müşteri hizmetleri yönetmeliği ile kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanılması durumunda yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esaslar yönetmeliklerinin ilgili maddelerine istinaden, yapılan hesaplamalara göre 12/05/2008 tutanak tarihli 298,55-TL için, 07/08/2008 tutanak tarihli 1.189,62-TL için, 14/10/2008 tutanak tarihli 668,88-TL için, 27/10/2008 tutanak tarihli 237,35-TL için, 14/04/2009 tutanak tarihli 1.864,60-TL için, 03/09/2009 tutanak tarihli 2.752,86-TL için, 28/10/2009 tutanak tarihli 1.505,82-TL için, 22/11/2009 tutanak tarihli 317,79-TL için, 11/02/2010 tutanak tarihli 2.838,31-TL için ve 15/03/2010 tutanak tarihli 894,98-TL için toplam 12.568,76-TL kaçak elektrik kullanım bedeli olduğu, davacının 6111 sayılı yasa ile birlikte yapılandırma yoluna gittiği, toplam 32.123,55-TL ödeme yaptığı ve buna bağlı olarak tutanaklarda 12/05/2008 tarihli 636,85-TL için, 07/08/2008 tarihli 3.985,08-TL için, 14/10/2008 tarihli 430,42-TL için, 27/10/2008 tarihli 39,55-TL için, 03/09/2009 tarihli 417,84-TL için ve 22/11/2009 tarihli 43,71-TL için toplam 5.553,45-TL fazla ödeme yaptığı, davacı tarafın da 6111 sayılı kanun kapsamında borcunu yapılandırıp öderken taksitlendirdiği, hangi taksitin hangi alacağa tekabül ettiğinin tespit edilemeyeceği gibi, bu tutarın içinde fazla ödenen 5.553,45-TL’nin de hangi tahakkuk/fatura veya borç kalemine karşılık geldiğinin tespitinin yapılamayacağını mütalaa ettiği anlaşılmaktadır. Bakırköy 6 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/225 esas sayılı dosyasındaki talep ile bu davadaki taleplerin tartışılarak davaya konu kaçak tutanaklarının aynı olup olmadığı tespit edilerek menfi tespit hükmü ile iadesi gereken miktarın buna göre belirlenmesi gerekirken bu hususların değerlendirilmediği görülmektedir. Buna göre, tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla; yapılandırmaya ilişkin belgeler ve ödemeler getirtilerek hangi borçlardan dolayı hesaplama yapıldığı,, dava konusu yerin şirketin faaliyet alanı olması nedeniyle davacı asilin borçtan sorumluluğunun ayrıca değerlendirilerek yapılandırmada borcun üstlenilme halinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitiyle davacı asil yönünden taleplerinin ayrıca değerlendirilmesi ve kesinleşen karara göre iadesi gereken miktarın tespitiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacıların ve Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/10/2021