Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1447 E. 2020/1397 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1447
KARAR NO: 2020/1397
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2020
NUMARASI: 2014/1212 E – 2020/159 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının Türkiye’ye turistik amaçlı gezmeye geldiğinde, davalının yakın arkadaşının Sultanahmet’te bulunan halıcı dükkanlarında tanıştığını, daha sonra sürekli görüşmeye başladıklarını ve bu beraberliğin arkadaşlığın ötesine taşındığını, davacının Türkiye’yi sık sık ziyaret ettiğini, tüm ziyaretlerinde davalı ile görüştüklerini, davacının görüşmeler sırasında davalıya Türkiye’de iş kurmak istediğini belirttiğini, bunun üzerine davalının davacıya boğaz turu düzenlemek amacıyla seyahat acenteliği kurma fikrini paylaştığını ve davacıyı şirket kurmaya ikna ettiğini ve davacının ortaklarından birinin kendisi olması şartıyla bu işe girmeyi kabul ettiğini, işlemlere başlanılması amacıyla davalının yönlendirmesi üzerine, yanında çalışan … ve yine davalının akrabası …’nın ortağı … Ltd. Şti. hesabına toplam 131.500 Euro ödeme yaptığını, davalının yapılan ödemeleri borç olarak aldığını ve ödeyeceğini belirttiğini, davacıya bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, davacının ortağı olacağı vaad edilen herhangi bir seyahat acenteliği kurulmadığını, açıklanan nedenlerden dolayı, davacının davalı tarafa seyahat acentesi kurulması amacıyla verilen fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 Euro’nun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama devam ederken alacak miktarının yüksek olması, davalının finansal durumunun iyi olmaması ve başka alacaklılarının da bulunması bu nedenle mal kaçırma saiki ile hareket edebileceği dikkate alınarak, davacının daha fazla hak kaybına uğramasını önlemek amacıyla davalının malvarlığına ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ilişkinin bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ihtilafın ticari bir işletmeye ortaklık ile alakalı olduğunu ve bu nedenle yetkili Mahkeme’nin Asliye Hukuk Mahkemesi değil, ticari ihtilafları çözmekle yetkilendirilmiş Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın gönderdiğini iddia ettiği paraların sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iadesini istiyorsa eğer,bu paraları gönderdiği kişilerden talep edebileceğini, davacının her ne kadar ortaklık vaat edildiği ancak bu acenteliğin hiç kurulmadığı iddiasında bulunmuş ise de bu iddianın gerek dışı olduğunu, davalının, davacının iddia ettiği gibi bir zenginleşmenin kesinlikle olmadığını, dosyaya sunulmuş olan … imzalı olduğu iddia edilen borç beyanlarını da kabul etmediklerini, ayrıca davalının uğradığı tek zararın bu şirket işinden değil, davacı ile yaptığı harici ticaretlerden de büyük kaybının olduğunu, açıklanan nedenlerle, öncelikle davacı tarafın yabancı uyruklu kişi olduğundan davalının uğraması muhtemel zararları için MÖHUK madde 48 gereğince teminat yatırılması gerektiğini, davanın öncelikle husumet yokluğundan reddine, Mahkemenin aksi kanaatte olacak olur ise eğer haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ödünç ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince ” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar”a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK’nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46 Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2-Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 09/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.