Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/136 E. 2021/1452 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/136
KARAR NO: 2021/1452
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2019
NUMARASI 2018/183 E – 2019/1179 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının elektrik abonesi olup 30/11/2017 tarihli e-fatura ile müvekkilinden fazla tahsilat yapıldığını, fatura bedeline hem itiraz edildiğini, hem de tahsil edilen bedelin iadesini istediklerini, davalı yanca ihtar içeriğine uygun işlem yapılmadığından Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının yetki itirazında bulunduğunu, yetki itirazının yersiz olup hizmetin verildiği yerin şirket merkezi olması nedeniyle takip başlatılabileceğini, müvekkilinin elektrik alım satım sözleşmesine ilişkin ek protokol ile indirimli tek terimli tek zamanlı sanayi orta gerilim tarifesi üzerinden elektrik kullandığının sabit olduğunu, 19/04/2018 tarihli fatura orta gerilim olarak faturalandırılmışken bir sonraki faturada ne değiştiğinin anlaşılamadığını, fatura içeriği incelendiğinde iki kalemde artış yapıldığının anlaşıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin icra takibine dayanak yapılan ihtarnameye konu faturadan kaynaklı davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket hakkında haksız ve hukuki dayanaktan yoksun başlatılan icra takibine, icra dairesinin yetkisine, takip konusu yapılan borca ve fer’ilerine yönelik itirazlarını aynen tekrar ettiklerini, davacının müvekkili şirket portföyünde yer alan … nolu aboneliğinin Ticarethane tarifesinde olduğunu, faturalarına yansıyan dağıtım bedelinin de bu tarifeye göre hesaplandığını, davacının sanayi sicil belgesini yasal süresi içinde görevli dağıtım şirketi … ibraz etmemesinden doğan, kendi kusurundan kaynaklı bir işlem nedeniyle, müvekkili şirketi sorumlu tutması ve müvekkili şirketten talepte bulunmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, açılan davanın bu yönüyle de yasal dayanaktan yoksun olduğunu, sonuç olarak müvekkili şirketin hatalı veya eksik bir işlemi bulunmadığını, ortada bir hata var ise, davacının muhatabının müvekkili şirket olmadığını belirterek; öncelikle yetki itirazlarının değerlendirilmesini, davacının haksız davasının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, icra takibi nedeniyle %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” Dava konusu faturalar incelenmesi için dosyanın elektrik bilirkişisine gönderilmiş olup, incelenen raporda, … A.Ş. (…) ile … Sanayi ve Tic. A.Ş. (Müşteri) arasında imzalanan 01.05.2014 tarihli “Elektrik Alım-Satım Sözleşmesinin “Sözleşmenin Süresi” başlıklı 8.maddesine istinaden işbu sözleşmenin tarafların ortak mutabakatı ile 01.06.2017 tarihinden itibaren 6 ay süreli olmak üzere 30.11.2017 tarihine uzatılmış olduğu, tarafların 01.06.2017-30.11.2017 tarihleri arasında Sözleşmenin diğer maddeleri aynı kalmak koşuluyla Sözleşmenin 4.maddesinde belirtilen fiyatın; EPDK tarafından yayınlanan … Dağıtım Sistemi Kullanıcıları Tarifesinde Yer Alan Perakende Tek Terimli Tek Zamanlı Sanayi OG Aktif Enerji Birim Fiyatı’nı baz alan %1,6612 … Endeksli indirim yapılacağı hususunda mutabakata varmış oldukları, ancak faturalandırmanın indirim bedel üzerinden hesaplanmadığı, Tek Terimli Tek Zamanlı Ticarethane OG tarifesi üzerinden hesaplama yapıldığı, buna göre davacının 9.451,40 TL fazladan tutar ödemiş olduğunun tespit edildiği, davalı her ne kadar belgenin sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddini talep etmiş ise de, davacıya belge sunma yükümlülüğünün yüklenemeyeceği, sözleşmeyi imzalayan tarafın davalı olduğu, belge sunulmasına dair sözleşmede hüküm bulunmadığı, dağıtım şirketi olarak belgeyi … yazı yazarak davalının da temin edebileceği, denetim yükümlülüğü elinde bulunan tarafın davalı olduğu, fatura bedelini tahsil eden tarafın davalı olduğu, dava konusu fatura öncesinde davalı tedarikçi şirketçe davacı şirketin Sanayi Grubunda kabul edildiği dikkate alındığında eksik belgeye ilişkin davalının davacıya çıkardığı bir bildirim olmadığı, bu belgenin davalı tarafça da temin edilebileceği” gerekçesiyle davanın kabulü ile Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasındaki takibin 9.541,40 TL asıl alacak üzerinden devamına, ihtar masrafının yargılama gideri kalemi olarak tahsiline, 9.541,40 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle;bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunduklarını, dava konusu işlemlerin açıklığa kavuşması adına, davanın görevli dağıtım şirketi olan … A.Ş.’ ne (…) ihbarı ile ilgili bilgi ve belgelerin celbi sonrasında itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınması talep ettiklerini, mesleki mazeret nedeniyle katılamadıkları 04.11.2019 tarihli celsede, talepleri doğrultusunda önce davanın …’a ihbarına karar verilerek yargılamaya devam edildiğini, ancak sonra tahkikat bitirilerek yokluklarında sözlü yargılama ve hüküm duruşmasına geçilerek karar verildiğini, müvekkili şirketin davacı şirket ile 01.05.2014 tarihinde imza edilen elektrik enerjisi satış sözleşmesi gereği davacının elektrik tedariki müvekkil şirket tarafından sağlandığını, enerji tedariki sağlanırken tüketicinin abone grubunun tespiti, Elektrik Piyasası Kanunu, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve diğer ikincil mevzuata dayanılarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından hazırlanan “Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Tedarik Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslara” göre yapıldığını, davacı ile imza edilen 01.05.2014 tarihli sözleşmenin ‘faturalandırma esasları’ başlıklı 3. maddesinde: “müşteri, elektrik enerjisi tedarikinin başlaması için aboneliğin bulunduğu bölgede görevli dağıtım şirketine olan yükümlülüklerini yerine getirilmiş olmalıdır.” şeklinde ve ‘enerjinin birim fiyatı’ başlıklı 4. maddesinde: “Müşteriye, sözleşmenin geçerli olduğu süre zarfında, 11. Maddede belirtilen şartlar uygun olduğu sürece uygulanacak elektrik enerjisi birim satış fiyatı… Bu fiyata Sistem Kullanım bedeli, Kayıp bedeli, Enerji fonu, TRT Fonu, Belediye Tüketim Vergisi (BTV), Katma Değer Vergisi (KDV), güç bedeli, güç aşım bedeli, reaktif enerji bedeli, kesme bağlama bedeli, sökme takma bedeli, vb… tüm vergi, resim harç, fon, kayıplar, yasal eke bedeller ve ilgili kurum ve kuruluşlara müşteri adına Limak’ın ödediği tüm bedeller ilave edilecektir.” şeklinde düzenlemeler bulunduğunu, müvekkili şirketin, görevli tedarik şirketi dışında bir tedarikçi olarak (bölgenin görevli tedarik şirketi … A.Ş.’dir) serbest tüketici olan davacı şirketle imzaladığı ikili anlaşma gereği enerji tedarik ettiğini, davacı şirketin abone grubunun tespiti ve abone grubu değişikliği faaliyet gösterdiği bölgedeki görevli dağıtım şirketi olan …A.Ş. (…) tarafından yapıldığını, Tarife Uygulamalarına ilişkin Usul ve Esasların 3. maddesinin 2. fıkrası ile 8. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacı şirketin abone grubunun tespitini ‘sanayi’ olarak yapan …, 2017 yılı 10 ve 11. fatura dönemlerinde değişikliğe giderek davacının abone grubunun ‘ticarethane’ olduğunu müvekkili şirkete bildirdiğini, müvekkilinin de Usul ve Esasların 21. maddenin 3. fıkrası kapsamında işlem yaparak …’ın ticarethane abone grubu üzerinden kendisine fatura ettiği bedelleri davacıya yansıttığını, icra takibi öncesinde davacı tarafından müvekkili şirkete keşide edilen ihtarnameye verilen 27.12.2017 tarih, 12027 sayılı cevapta bu hususlar açıklandığını, mahkemenin gerekçesinin yargılama aşamasında sunulan mevzuat hükümleriyle tamamen çeliştiğini, davacıya belge sunma yükümlülüğünün yüklenemeyeceği, belge sunulmasına dair sözleşmede hüküm bulunmadığı yönündeki Mahkeme gerekçesinin de hatalı olduğunu, sözleşmenin ‘Abone Grubu’ başlıklı 2. maddesi: “Müşteri, abone grubunun değişmesine neden olabilecek hür türlü uygulama ve/veya gelişmeyi, takip eden beş gün içerisinde ve her şart altında ilgili ay sona ermeden en geç bir (1) hafta önce …’a yazılı olarak bildirir. Bu bildirimi takiben Tarafların Kurum ve/veya Dağıtım Şirketinin yeni tarife kategorisindeki şartlar üzerinde mutabakata varmaları halinde Sözleşme yeni koşullar üzerinden devam eder” şeklinde olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, taraflar arasında mevcut elektrik abonmanlığı nedeniyle davacının sanayi sicil belgesi sahipliği nedeniyle sanayi tarifesi üzerinden faturalandırma yerine ticarethane tarifesi nedeniyle elektrik tüketim bedeline ilişkin fazla olarak tahakkuk ve tahsil edilen bedel nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu uyuşmazlık; sanayi tarifesinin uygulanması için sanayi sicil belgesinin ibrazına yönelik yükümlülüğün hangi tarafta olduğuna ve yerine getirilip getirilmediğine ilişkindir.Dosya kapsamından; 01.05.2014 tarihli “Elektrik Alım-Satım Sözleşmesinin “Sözleşmenin Süresi” başlıklı 8.maddesine istinaden işbu sözleşmenin tarafların ortak mutabakatı ile 01.06.2017 tarihinden itibaren 6 ay süreli olmak üzere 30.11.2017 tarihine uzatılmış olduğu, tarafların 01.06.2017-30.11.2017 tarihleri arasında Sözleşmenin diğer maddeleri aynı kalmak koşuluyla Sözleşmenin 4.maddesinde belirtilen fiyatın; EPDK tarafından yayınlanan … Dağıtım Sistemi Kullanıcıları Tarifesinde Yer Alan Perakende Tek Terimli Tek Zamanlı Sanayi OG Aktif Enerji Birim Fiyatı’nı baz alan %1,6612 Tedaş Endeksli indirim yapılacağı hususunda mutabakata varmış oldukları, ancak faturalandırmanın indirim bedel üzerinden hesaplanmadığı, Tek Terimli Tek Zamanlı Ticarethane OG tarifesi üzerinden hesaplama yapıldığı, buna göre davacının 9.451,40 TL fazladan tutar ödemiş olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen elektrik enerjisi satış sözleşmesi kapsamında davalı şirketin 05/11/2012 tarihli sanayi sicil belgesine göre sanayi tarifesinden yararlandığı, davacı tarafından sanayi sicil belgesinin vize ettirilmemesi nedeniyle 2014 Aralık-2015 Ocak, Şubat ve Mart aylarına ilişkin fark tahakkuku nedeniyle icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edildiği görülmektedir. Dava konusu tahakkukun yapıldığı tarihte yürürlükte olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 18/12/2012 tarihli toplantısında, 1/1/2013 tarihinden itibaren uygulanmak üzere ekteki Dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Perakende Satış Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esasları Düzenleyen kararının sanayi abone grubu başlıklık 2/2. maddesinde; “Görevli perakende satış şirketinden enerji alan müşteriler için görevli perakende satış şirketi, görevli perakende satış şirketi dışında bir tedarikçiden enerji alan dağıtım sistemi kullanıcısı müşteriler için dağıtım şirketi sanayi abone grubundaki tüketicileri vize bitim tarihinden en az iki ay önce sanayi sicil belgelerinin yenilenerek ibraz edilmemesi halinde bu tüketicilerin tüketimlerinin ticarethane abone grubundan faturalandırılacağına dair yazılı olarak bilgilendirmekle yükümlüdür. Bildirim yapılmasına rağmen sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi halinde bu tüketicilerin verilen 30 (otuz) günlük süre sonrasındaki ilk fatura döneminden itibaren tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesi üzerinden faturalandırılır. Görevli perakende satış şirketi, dağıtım şirketini abone grubu değişikliği hakkında bilgilendirir.” hükmü getirilmiş, 29. madde ile 29/12/2010 tarihli ve 3002 sayılı Kurul kararı ile onaylanan 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar yürürlükten kaldırılmıştır. Bu kapsamda; satış şirketlerine yönelik sanayi abone grubundaki tüketicileri vize bitim tarihinden en az iki ay önce sanayi sicil belgelerinin yenilenerek ibraz edilmemesi halinde bu tüketicilerin tüketimlerinin ticarethane abone grubundan faturalandırılacağına dair yazılı olarak bilgilendirme yükümlülüğü getirilmiştir.Bilgilendirme yükümlüğünün satış şirketine ait olduğu belirlenmekle; yükümlüğünün yerine getirilip getirilmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. maddesinde düzenlenmiş ve”Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı belirlenmiştir. Dosya kapsamında; davalı elektrik şirketi bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatlayamamış, aksine bu yükümlülüğünün bulunmadığını ileri sürmüştür.O halde; bilgilendirme yükümlülüğü bulunan davalı elektrik şirketi tarafından bu yükümlülüğün yerine getirilmeden, ticarethane tarifesi üzerinden tahakkuk yapılması mevzuata uygun olmadığından davalı tarafça bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.İcra inkar tazminatına yönelik istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede ise, İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesinde düzenlenen icra inkâr tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemektir. İtirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri üzerine icra borcunu inkâr etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir.Buna göre, davalının mevzuat gereği bildirim yükümlülüğü bulunduğu halde takibe itiraz etmiş olduğu, alacağın likit olduğu hususları nazara alındığında icra inkar tazminatına ilişkin kurulan hüküm usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 651,77 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 162,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 488,82 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/05/2021