Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1351 E. 2021/3417 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1351
KARAR NO: 2021/3417
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2020
NUMARASI: 2018/1468 E – 2020/39 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili tarafından davalı aleyhine İst. And. …İcra Md. … E. Sayılı dosyası ile müvekkili tarafından sehven gönderilen 76.750,00 TL’nin tahsili için başlatılan icra takibinin, borçlu davalı şirketin haksız ve mesnetsiz itirazı sonucunda durdurulduğunu, mahkeme dosyasına sunmuş bulundukları 76.750,00 TL tutarlı … Bankası A.Ş.’ ne ait 21.07.2017 EFT tarihli dekont incelendiğinde, dekontun açıklama kısmında “… inşaat araç bedeli” açıklamasıyla birlikte 76.750,00 TL’ nin sehven davalı borçlu şirkete gönderildiğini, Müvekkilinin davalı şirketle yapmış olduğu tüm iyi niyetli girişimlere ve taleplere rağmen bedel iadesinin bugüne kadar yapılmadığını, müvekkil ile davalı arasında herhangi bir mal/hizmet sözleşmesi bulunmadığını, davalı şirketin taraflarınca başlatılan takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini iddia ederek, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının en az %20 icra inkâr tazminatı mahkûmiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ;paranın sehven gönderildiği iddiasının gerçeğe aykırı olup, havaleye ilişkin dekont açıklamasından görüleceği üzere, dava konusu bedelin dava dışı … İnşaat tarafından satın alınan araçların bedeline karşılık olarak gönderildiğini, Yargıtay’ ın yerleşik uygulamasına göre havale borç ödeme aracı olup, havalenin başka amaçla veya sehven yapılmış olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacı yanca bu yönde herhangi bir delil sunulmadığından davanın reddinin gerektiğini, paranın sehven gönderilmiş olması halinde davacının 1 yıldan fazla süre beklemesinin hayatın doğal akışına aykırı olup, bu durumun dahi davacının iddiasının en ufak bir gerçeklik payının bulunmadığını açıklıkla gösterdiğini, davacının takipte kötü niyetli olduğunu ve talebinin muhatabının dava dışı … İnşaat olacağını savunarak, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davanın dayandığı takibin iptaline, kötü niyetli takip nedeniyle davacı aleyhine en az %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının iddiasını usulünce ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının takip başlatmakta kötüniyetli olduğunu hususunda bir delil bulunmadığından tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle de davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir.1- Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından kötü niyetle icra takibinde bulunulması sebebiyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına da mahkum edilmesi gerekirken aksi yöndeki Mahkeme kararının usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek ,düzeltilmesi istenmiştir. 2-Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;davanın konusunun ,dava açan vekiline anlatılmasına rağmen eksik beyanla ve yanlış mahkemede dava açıldığını,bu sebeple davayı açan vekili azlettiğini, müvekkilinin tacir olmadığını, 6102 sayılı Yasanın 5. ve 4. maddeleri kapsamında bir davanın da söz konusu olmadığını , bu nedenle mahkemenin görev yönünden davayı reddetmesi gerekirken işin esasına girmek suretiyle davayı reddetmesinde usul yönünden hukuka aykırılık bulunduğu, müvekkili, davalı ile aralarında bir satış, ürün ya da hizmet ilişkisi bulunmadığından iş bu dava Tüketici Mahkemesinde görülemeyeceğinden özel hukuk uyuşmazlıklarında genel yargı mercii olan Asliye Hukuk Mahkemesinde davanın görülmesi lazım geldiğinden mahkemesi kararının bu yönüyle kaldırılması gerektiği, Esas yönünden ise ,müvekkilinin , dava dışı – ihbar olunan … Limited Şirketi ile prensipte anlaşmaya varmış ve … İnşaatın davalı şirketin bayisi olduğu ve paranın ana bayiye yatırılması gerektiği beyanı üzerine davalı tarafın … Bankası A.Ş.’ deki hesabına 21.07.2017 tarihinde 76.750,00 TL ‘lik tutar yatırılmış ve aradaki hukuki ilişkinin belli olmasını teminen faturaya ” “… İnşaat araç bedeli” açıklaması yapılmış olduğu, müvekkilinin kendisine düşen edimi ifa etmesine ve karşı tarafı edimini ifaya zorlamasına karşın … İnşaat tarafından arabanın kendisine teslim edilememesi nedeniyle dolandırıldığını anladığını, müvekkilinin , … İnşaata 3. kişinin edimini ifa amacıyla davalıya ödeme yapmamış, kendisi adına temlik alacağı araç için ana bayi olarak belirtilen davalı şirkete ödeme yaptığını, mahkemesinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığına dair iddiaların araştırılmak suretiyle karar vermesi gerekirken davayı mezkur gerekçe ile reddetmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davalı tarafça ,banka havalesi ile gönderilen paranın araç satış bedeli olduğu beyan edilmiştir. Davacı vekili de istinaf dilekçesinde “Müvekkil … , araç satın almak için dava dışı … İnşaat ile anlaşmıştır. … Limited Şirketi, kendilerini …Oto İnşaatın bayisi olarak müvekkile tanıtarak ödemenin …’nin hesabına “… İnşaat araç bedeli” notu ile gönderilmesini talep etmiştir. Müvekkil bunun üzerine, davalı tarafın … Bankası A.Ş.’ deki hesabına 21.07.2017 tarihinde 76.750,00 TL tutarını yatırmış ve faturaya “… İnşaat araç bedeli” notunu yazdırmıştır. Müvekkil bu ödemeyi yaptıktan sonra bir süre arabanın kendisine teslimini beklemiştir. Arabanın teslimi için dava dışı … İnşaat ile yaptığı görüşmelerde çeşitli mazeretler sunulması sonrası müvekkil, arabanın kendisine teslim edilmeyeceğini anlamış ve İst. And. …İcra Md. … E. Sayılı dosyasında davalı aleyhine takibe başlamıştır” şeklindeki beyanları ile ,sözkonusu paranın araç satış bedeli için gönderildiğini kabul ettiği, davacının tacir olmadığı ,davalı ile aralarında hususi araç satışına ilişkin sözleşmeye istinaden dava konusu bedelin gönderildiği anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada uyuşmazlığın temelinin araç satış sözleşmesinden kaynaklandığı dikkate alındığında, davacı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumundadır. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup, re’sen gözetilir. Bu sebeplerle davaya bakmakta Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik-dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esas yönünden karar verilmesi , usul ve hukuka aykırı bulunmuştur. Bu sebeple ,kararın HMK 353-1-a-3 . maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmesi için kaldırılması gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının kabulü ile, ilk derece mahkemesince GÖREV KONUSUNDA KARAR VERİLMESİ İÇİN HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf konusu kararın kaldırılmasına , Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/12/2021