Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1340 E. 2020/1266 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1340
KARAR NO: 2020/1266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 07/04/2020
NUMARASI: 2020/178 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde; davalı noter katibi …’ın … A.Ş’ne ait eski karar defterlerini istememesi sebebi ile sahte karar ile şirket dışından yetkili atandığına dair kararı onadığını, sahte karar ile yetkili kişinin sahte belgeler ile taşınmazı sattığını, bu şekilde yapılan satışın batıl olması sebebi ile tapu iptali ve tescil davası sonunda taşınmazın iade edilmek durumunda kalması sebebi ile davacının zararına sebebiyet verdiğini, davalı noterin Noterlik kanunun 162. maddesi gereğince, noterlerin katiplerin eylemlerinden sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin noterlerin zorunlu mesleki sorumluluk sigortasını yapan, poliçe kapsamında sorumlu olduğunu beyanla, fazlaya dair her türlü dava ve takip hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacının davalılardan kaynaklanan eylem sebebi ile doğrudan ve dolaylı zararı toplamı olan 10.203.305-TL’nin dava tarihinden itibaren asıl alacağa ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, banka dekontları ve mahkeme kararları ile davacının zararı açık olduğundan davalılar adına kayıtlı taşınmaz var ise 3. şahıslara devir ve temlikin önlenmesi için kaydına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkeme ihtiyati hacze ilişkin İİK 257 ve devamı maddelerini belirterek,somut durumda talep dosyası incelendiğinde; hukuk davasında kusur durumunun Türkiye Barolar Birliği ticari defterlerin onaylanmaları sırasında yaşanan tereddütlere, duraksamalara ilişkin genelgeler gereğince belirlenmesi gerektiği, bu aşamada kusura ilişkin yaklaşık ispatın oluşmadığı gerekcesiyle ; “İhtiyati haciz talebinin reddine ” karar vermiştir. Mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.İstinaf dilekçesinde; davalı noter kabiti … hakkında İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/102 Esas sayılı dosyası ile görevi kötüye kullanma suçu yönünden açılan kamu davasının yargılaması sonunda noter katibinin,eski karar defterini istemeden, imza kontrolü yapmadan, defteri onaya getiren kişileri sormadan işlem yapması usul ve yasaya aykırı görülerek şüpheli görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verilerek kararın kesinleştiğini, noter katibinin kusurlu olduğunun sabit olduğunu,1512 sayılı Noterlik Kanunun 162. maddesi gereği “ Stajiyer, kâtip ve kâtip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterler, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar.Nnoter, birinci fıkra gereğince ödediği miktar için, işin yapılmaması, hatalı yahut eksik yapılmasına sebep olan stajiyer veya noterlik personeline rücu edebilir.” şeklinde düzenleme bulunduğunu,ayrıca noter …, noterlik kanunun 162. maddesi gereğince meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu,davacı zararının ödeme belgeleri ile belli olduğunu,bu nedenle ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Talep, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın davalıdan müteselsilen tahsili talebine ilişkin açılan davada ayrıca ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Dosya kapsamından;davalı noter katibi tarafından yapıldığı ileri sürülen işlem nedeniyle davacının satın aldığı taşınmazın sahtelik sebebiyle tapusunun iptali sonrası davacı zararının işbu davada talep edildiği anlaşılmaktadır. İcra İflas Kanunu’nun 257/1. maddesi gereğince, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından, tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. İhtiyati haciz talebinde bulunulan aşamada kusur ve zarar miktarının tam olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyet ile bağdaşmaz. Bu durum karşısında mahkemece; belirtilen iddialar ve yaklaşık ispat yönünden bildirilen ceza dosyası ,noter katibi hakkında mahkumiyet hükmü vs tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacının alacağı rehinle de temin edilmediğine göre, davalıların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarına dava değeri kadar ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesi gerekir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının ihtiyati haciz isteminin uygun miktarda kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken, istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle,İİK’nın 257. md.si kapsamında, davacının ihtiyati haciz isteminin reddine dair ara karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, bu ara karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; davacının talebi ile bağlı kalınarak ” Dava değeri ile sınırlı toplam (10.203.305,00 TL) nın %10 u oranında (1.020.330,50 TL ) takdiri teminat davacı tarafça yatırıldığında, davalılar adına kayıtlı gayrimenkul ve 3. kişilerde bulunan hak ve alacaklarına, borca yeter tutarda ihtiyati haciz uygulanmasına” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Buna göre;davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen 07/04/2020 tarihli ara karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü ile dava değeri olan 10.203.305,00 TLnın %10’u oranındaki 1.020.330,50 TL tutarında HMK 87. maddesine uygun nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu olarak teminat davacı tarafça yatırıldığı takdirde, bu miktarla sınırlı olmak üzere, davalılar adına kayıtlı taşınmazlar ve 3. kişilerde bulunan hak ve alacaklarına, borca yeter tutarda ,dava sonuna dek kayden ihtiyati haciz konulmasına, 2- Teminatın ilk derece mahkemesince alınmasına, 3-Teminat yatırıldığında ihtiyati haciz kararından bir suretinin infazı için talep eden davacı tarafa verilmesine 4-Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davacıya isteği halinde iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu 467,10 TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/10/2020