Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1333 E. 2021/2628 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1333
KARAR NO: 2021/2628
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2020
NUMARASI: 2015/791 E – 2020/73 K
Birleşen İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/962 E. sayılı dosyasında;
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … Mah. … Bahçesi … Sk. No: … Bayrampaşa adresinde … – … ismi ile iştigal eden bir firma olduğunu, davalı kurum tarafından davacı hakkında … nolu 1.kaçak elektrik tutanağına istinaden 19.141,31 TL, 02.05.2015 tarih ve … nolu 2. kaçak elektrik tutanağına istinaden 99.832,21 TL borç tahakkuk ettirildiğini, davacının tedarikçi firmaya (… A.Ş.) borçlarını ödediklerini, herhangi bir borcu bulunmadığını, toplamda 118.947,00 TL borçtan 58.707,00 TL borcu kabul etmediklerini, davacının borçlarını … A.Ş.’ne bir kısmını nakit, bir kısmını çek vermek suretiyle ödediğini, tedarikçi firmanın dağıtım firmasına ihbarı neticesinde davacıya ait sayaçta okunmayan bölümler ile ilgili kaçak enerji tahakkuku işlemi yapıldığını, kaçak elektrik tespit tutanağının davalı tarafın tek taraflı olarak düzenlediği belgelerden olduğunu, davacının kabulünü içeren imzasının bulunmadığını, elektriğin kesilmesi halinde telafisi imkansız zararlar oluşacağını belirterek , öncelikle elektriğin dava sonuna kadar kesilmemesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini, 118,947Tl borçtan 58.707TL. kaçak elektrik borcunun davacıya ait olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … no’lu tesisata ait mahalde 21.02.2015 ve 02.05.2015 tarihlerinde yapılan kontrolde “borcundan dolayı enerjisi kesik olan sayacın enerjisinin kaçak kullanım yapıldığı” tespit edilerek davacı … adına 21.02.2015 tarihinde … seri nolu; 02.05.2015 tarihinde ise … seri nolu kaçak elektrik tespit tutanaklarının tutulduğunu, tutanakların Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin (EPTHY) |26.maddesine uygun tutulduğunu, kaçak olarak tüketilen elektrik enerjisinin sayacın endeks farkından tespit edildiğini, tahakkukun EPTHY’nin 28-29-30.maddelerine uygun yapılmış olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/962 E. davada-davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Bayrampaşa adresinde … – … isimli faaliyet gösteren firması olduğu, davacı ile davalı kurum arasında 2015 yılı 3 ayında … firmasından aboneliğini alarak davalı firmanın … tesisat nosu ile abonesi olduğu,davacının geçmiş tarihteki elektrik harcamalarının 10.000-14.000 TL arasında olmasına rağmen davalı şirketin sözleşmeden bu yana davacıdan fahiş oranda elektrik faturaları tahsil etmeye başladığını, davacının gelen faturalar sebebiyle ekonomik anlamda zor duruma düştüğü ve faturaları ödeyemez hale geldiği, davalı tarafından davacı hakkında bir takım borçların tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından icra takibi başlattığı, davalı kurumun davacı aleyhine tahakkuk ettirdiği 118.947 TL’nin 58.707 TL’si bakımından davalı kuruma İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/791 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığı, bu nedenlerle, telafisi olanaksız zararlara neden olunmaması ve elektrik enerjisinin kesilmemesi ve alacağın icra takibine konu olmaması için HMK’nun 389.maddesi uyarınca dava sonucuna kadar teminatsız, olmadığı takdirde makul bir teminatla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı kurumun davacıdan talep ettiği 147.770,99 TL bakımından davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı …’ın cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 07.03.2008 tarihinde imzalanan … numaralı abonelik sözleşmesi ile davalıya … Mah. … Bahçesi … Sk. No: … Bayrampaşa-İstanbul adresinde elektrik kullandırıldığını, davacının elektrik faturalarını ödememesi üzerine iki ayrı icra takibi başlatıldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Asıl davada davacı hakkındaki kaçak tahakkukları hakkında,birleşen davada ise fahiş olduğu iddia edilen normal tüketim faturaları nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkeme, bilirkişi heyetinden alınan kök raporda ,davacı ile davalı … ile davacı … arasında 07.03.2008 tarihinde … Mah. … Bahçesi … Sk. No: … Bayrampaşa-İstanbul adresinde kurulu bulunan … numaralı tesisat için abonelik sözleşmesi imzalanmış olduğu ve bu aboneliğin dava konusu son elektrik faturasının tanzim tarihine (31.8.2016) kadar devam ettiği, davalı …’m düzenlemiş olduğu 21.02.2015 tarihli … seri nolu kaçak elektrik tutanağının tahakkukuyla, 16.03.2015 tarihi İtibariyle istenen 21.043,70 TL kaçak elektrik bedelinin 20.918,02 TL olması gerektiği, davalı …’ın davacı …’dan 125,68 TL fazla talep etmiş olduğu, davalı …’m düzenlemiş olduğu 02/05/2015 tarihli … seri nolu kaçak elektrik tutanağının tahakkukuyla 15.5.2015 tarihi itibariyle istenen 103.325,20 TL kaçak elektrik bedelinin 102.867,60 TL olması gerektiği, davalı …’ın davacı …’dan 457,60TL fazla talep ettiği, iki kaçak elektrik tahakkukundan dolayı fazla istenen meblağın toplamının 583,28 TL olduğu,ayrıca iki ayrı icra dosyasıyla ile takibe konulmuş olan normal tüketim elektrik faturalarının tümünün yerinde olduğu, tahakkuka esas enerji miktarlarında ve birim fiyatlarda bir yanlışlık olmadığı, işlem hatası olmadığı, fatura tutarlarında fazlalık bulunmadığının belirlendiği,itiraz üzerine alınan ek raporda ise davacının 21.02.2015 tarihli … nolu tutanak için 19.141,31 TL’nin menfi tespitim talep ettiği, itiraz üzerine … nolu tutanaktan doğan kaçak elektrik bedelinin bu kez 21.044,48 Tl olarak hesaplandığı,fazla hesaplama bulunmadığı, 02.05.2015 tarihli … nolu tutanak için davacının 99.832,21 TL’nin menfi tespitini talep ettiği,yeniden hesaplamada bu kez … nolu tutanağa ilişkin kaçak elektrik bedelinin 103.325,13 TL olarak hesaplandığı,fazla tahakkuk bulunmadığı,ayrıca birleşen dosya yönünden iki ayn İcra dosyasıyla takibe konulmuş olan normal tüketim elektrik faturalarının tümünün yerinde olduğu, tahakkuka esas enerji miktarlarında ve birim fiyatlarda hata olmadığı ve bu faturalarda fatura tutarlarında fazlalık bulunmadığı belirtilerek davacının menfi tespit davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle “Asıl ve birleşen davanın reddine karar vermiştir. Kararı asıl ve birleşen dava yönünden davacı vekili ile birleşen davadaki vekalet ücreti yönünden davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davada,davacının EPDK’nın yönetmelikler çerçevesinde tedarikçi firma ile anlaşması neticesinde hiçbir sözleşme akdini aksatmadan ödemelerini eksiksiz bir şekilde gerçekleştirdiğini, davacının kaçak elektrik kullanılmasını gerektirecek bir durum söz konusu olmadığını, davalı idare tarafından 02.05.2015 tarihinde tutulan tutanak mükerrer tutulduğunu,davacı hakkında dağıtım firması sistem üzerinden OSOS kanalı ile kaçak tutanağı düzenlendiğini,yapılan tahakkukların gerek kanun gerekse tüketici haklarına aykırı olduğunu, ancak tükettiği sayaç üzerinden kullanma bedeli tahakkuk ettirilmesi gerekirken, 2. tutanağa istinaden mükerrer şeklinde tahakkuk çıkarıltığını, bu sebeple itirazların değerlendirilmesi için bilirkişilerden ek rapor alınması talebinin mahkemece değerlendirilmediğini, birleşen dava yönünden ise, hazırlanan bilirkişi raporuna göre iki ayrı icra dosyası ile icra takibine koyulan normal tüketim elektrik faturalarının tümünün yerinde olduğunu, tahakkuka esas enerji miktarlarında ve birim fiyatlarda bir yalnışlık olmadığını işlem hatası bulunmadığını, dolayısı ile faturalarda fazlalık bulunmadığı yönündeki rapora göre verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından davacı defterleri içeriği incelenemediğini, sadece defterlerin kapanış tasdiğinin olmaması sebebiyle ticari defterlerin ve yardımcı defterlerin birbirini teyit etmemesi sebebiyle TTK 85 ve HMK 222 maddeleri gereğince delil niteliğine haiz olamayacağının beyan edildiğini, bilirkişilerin hangi belgelerin delil olma vasfına sahip olup olamayacağını değerlendirme yetkisi olmadığını, bilirkişi heyetinin defterlerin delil vasfına sahip olmadığı gerekçesiyle ticari defterleri incelemekten imtina etmesi hukuka aykırı olduğunu, ayrıca bilirkişilerin davacının şirketin ticari defterlerinin kapanış tasdiğinin yapılmadığı yönünündeki tespitine katılmadığını, davacı ticari defterlerin kapanış tasdiğini yaptırmış olup bilirkişi raporunda sunulan tabloya göre davalı kurumunda ticari defterlerinin kapanış tasdiğinin yapılmadığının görüldüğünü , mahkemenin asıl ve birleşen davadaki kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacının istinaf dilekçesine cevap veren davalı …’ın aynı zamanda katılma yoluyla istinaf talebinde bulunduğu, birleşen davaya yönelik karardaki, davanın reddi sesebiyle davalı lehine 17.988,25 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 8.431,91 TL olarak hükmedildiğini,eksik vekalet ücretine dair hükmün talepleri gibi düzeltilmesini,davacının istinaf taleplerinin reddini talep etmiş,bilahare verdiği dilekçe ile davanın reddine karar verildiğini,ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istediğini beyan etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davacı vekilinin asıl ve birleşen dava yönünden, kararların kaldırılarak talepleri gibi hüküm verilmesini temin için talepte bulunduğu anlaşıldığı halde,sadece asıl dava yönünden istinaf başvuru ve karar harcının yatırıldığı,birleşen dava hakkında istinaf edilmesine rağmen istinaf harçlarının davacı tarafça yatırılmadığı anlaşılmıştır. “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin 2. fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü getirilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağı açıktır. Dosyada, davacının ilk derece mahkemesinin asıl ve birleşik dosya yönünden verdiği kararına yönelik istinaf başvurusu olduğu halde, asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı istinaf harç ve giderlerini yatırmadığı, bu şekilde HMK 352/ç maddesi gereğince başvuru şartlarının yerine getirilmediği görülmekle, mahkemece öncelikli olarak HMK 344, 347, 348. ve 352/1-ç maddeleri gereğince, davacıya bu kez birleşen dava yönünden istinaf harçlarını 1 haftalık kesin sürede yatırması için hakim imzalı usulüne uygun muhtıra tebliği yoluyla ihtarat yapılması, yatırıldığı takdirde,Dairemize gönderilmesi amacıyla dosyanın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi göre; mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ilk derece mahkemesinin asıl ve birleşik dosya yönünden verdiği kararına yönelik istinaf başvurusu olduğu halde, asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı istinaf harç ve giderlerini yatırmadığı, bu şekilde HMK 352/ç maddesi gereğince başvuru şartlarının yerine getirilmediği görülmekle, mahkemece öncelikli olarak HMK 344, 347, 348. ve 352/1-ç maddeleri gereğince, davacıya bu kez birleşen dava yönünden istinaf harçlarını 1 haftalık kesin sürede yatırması için hakim imzalı usulüne uygun muhtıra tebliği yoluyla ihtarat yapılması, yatırıldığı takdirde, Dairemize gönderilmesi amacıyla dosyanın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352.maddesi göre; mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/10/2021