Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1331 E. 2021/3413 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1331
KARAR NO: 2021/3413
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2019
NUMARASI: 2017/159 E – 2019/315 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 20/12/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurumun tebliğ etmiş olduğu dava konusu 01.07.2016 tarih ve … seri nolu faturadaki 16.495,10-TL bedel yönünden müvekkilin borçlu olmadığının tespitini, müvekkil tarafından davalı kuruma yapılmış olan dava konusu faturaya ilişkin 05.08.2016 tarihli 4.000,00-TL tutarında ödemenin istirdatını, ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsili ile müvekkile iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dijital baskı sektöründe faaliyet göstermekte olup, davalı elektrik dağıtım şirketi ile arasında parakende satış sözleşmesi bulunduğu, dijital baskı işlerinin ekseriyetle sezonluk çalışmakta olup, yılın sadece yaz döneminde 2,5-3 ay kadar çalışılmakta geri kalan zamanlarda ise iş azlığı veya yokluğu nedeni ile çoğunlukla çalışmalar yapılamadığı, bu nedenle elektrik tüketimi dönemsel olarak değiştiği, davalı kurum tarafından fatura edilen elektrik tüketimine ilişkin bedellerin müvekkili tarafından düzenli olarak ödendiği, ancak davalı şirket tarafından müvekkiline kesilen dava konusu 01.07.2016 tarih ve … seri no’lu faturada belirtilen ödeme tutarı KDV dahil 18.365,25-TL olup, fatura incelendiğinde 1.870,15-TL bedelin bir önceki aya ilişkin ödenmemiş bedel olduğu, ancak fahiş 16.195,10-TL’sinin ise son ay fatura borcu olarak düzenlendiğinin görüldüğü, düzenlenen bu faturanın müvekkilinin ticari işletmesinde gerçekleştirilen dijital baskı işi ve enerji tüketimi ile fahiş derecede orantısız ve hatalı olup, haksız ve mesnetsiz olduğu, dir.müvekkilinin 2016 yılında iş yerine 1 adet yeni makine almış buna bağlı olarak 2015 yılına göre elektrik tüketiminde kısmen cüzi bir artış söz konusu olduğu, ancak hiçbir şekilde dava konusu fahiş orantısız faturaya yazılı hatalı, asılsız tüketim meydana getirecek bir sarfiyatı ve kullanımı olmadığı, yeni makineye dayalı tüketim artışının doğal olarak 2016 yılı faturalara yansımış olduğu ve fatura ödemelerinin gerçekleştirildiği, hükme esas alınan raporun ise eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olup itirazlı rapor dikkate alınarak ve elektrik kesme tehdidi altında imzalanan protokol dayanak kabul edilerek işlemin yasal düzenlemelere uygunluğuna dair verilen kararda hukuka uyarlık bulunmadığı, protokolün yapılma amacının keyfiyet değil zorunluluk olup, cebri icra tehdidinde önce elektrik kesme tehdidi altında yapılmış bir protokol olduğu, davalı idare tarafından yapılmaya zorlanan protokol dolayısıyla ihtirazi kayıt sunulmamasının, menfi tespit davası talep hakkını ortadan kaldırmadığı, menfi tespit davasının açılması protokol gereği yapılan borçlandırma işlemlerinin kabul edilmediğini ortaya koyduğu, bu nedenle “cebri icra tehdidi altında bulunulmadığı ” kanaati hatalı olduğu, cebri icra tehdidi değil, elektrik kesme işleminin cebri icradan daha ağır sonuçlar doğurduğu, mahkeme gerekçesinde ” ihtirazi kaydın da konulmadığı gözetildiğinde davalı yanın davaya konu fatura bedeli tahakkukunun yasal düzenlemelere uygun olduğu” kanaatinin de hatalı olduğu, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda aslında hesaplama yapılmadığı, davalı kurumun 30.05.2018 tarihi yazısında yer alan 03.02.2016-04.06.2016 hatalı kısa dönemi içerir tüketim değerini aynen kabul ederek davalı kurumun 4 aylık kısa döneme göre hesapladığı günlük tüketim 139,88 KWH değerini 365 ile çarparak yıllık tüketim miktarını bulmakla yetindiği, Yönetmelik md 14/4 ‘Eksik tüketim kaydedilen durumlarda, önceden ödenmiş olan bedeller, faturaya yansıtılmaz’ madde uyarınca 03.02.2015- 03.02.2016 tarihler, arasında hesaplanan ve ödenen fatura bedellerinin toplam hesaplamadan çıkartılmadığı,alınan birim fiyatların da yanlış olduğu, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla ,kendileri tarafından dosyaya sunulan hesaplama tablolarının dikkate alınması gerektiği, bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit ve yapılan ödemenin iadesi talebine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası celp edilmiştir. Takip dosyasının tetkikinde; davalı tarafından davacı aleyhine 13.389,80-TL enerji bedeli, 780,53-TL gecikmiş gün faizi, 140,50-TL faizin KDV’si, olmak üzere toplam 14.310,83-TL alacağınm takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) asıl alacağa işleyecek yıllık %16,80 oranında faiz ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu, davacı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; taraflar arasında 17/06/2013 tarihinde abonelik sözleşmesi imzalandığı, davacının iş yerinde kullandığı elektriğin 2016 yılı ortalamasının 2015 yılına göre yüksek olması nedeni ile elektrik sayacının davalı şirket tarafından 03/02/2016 tarihinde değiştirilmesi ve sayaç değişimi sonrasında geçmiş dönem verileri esas alınarak 2016/ Temmuz tüketim dönemine ait 01/07/2016 tarihli fatura düzenlendiği görülmüştür. Davacının tesisatında takılı iken sökülen … Seri No’lu … Marka Elektrik Sayacı”nın; doğru tüketim kaydetmediği 02/06/2017 tarihli Laboratuvar muayenesi sonucunda “Faz Kayıt Hatası,sayacın S fazı besleme devresi arızalı sayaç bu fazda kayıt yapmıyor.”şeklindeki sonucu ile tespit edilmiştir.Mahkemece yargılamada bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi raporu ile davacıya ait iş yerindeki tesisatın 28/06/2013 ile 03/02/2016 tarihleri arasındaki tüketicinin kusuru dışında tüketimleri doğru kaydetmediğinin tespit edildiği,buna göre elektrik sayacının 2,5 yılın üzerinde bir zaman, tüketicinin kusuru dışında hatalı kayıt yaptığı, ancak; …’nin Madde 14/2. Fıkrası’nda açıklanan “Faturaya esas süre, doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde on iki ayı geçmez” hükmü gereği; Ek Raporudda, davacı Abone’nin … (Bir Yıl) tarihleri arasındaki eksik tüketimleri, hesaplanmıştır.Yapılan hesaplama sonucunda , davaya konu faturanın Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 14. maddesine uygun olarak tahakkuk ettirildiği görüşü bildirilmiştir. Dosyaya ibraz edilen belgelere göre ,davacı tarafın, mevsimsel olarak belirli dönemlerde yoğun tüketim yapılan tarımsal sulama, yazlık mesken, turizm sektörü gibi kullanım yerlerindeki tüketimlere göre hesaplama yapılması gerektiğine ilişkin istinaf sebebi, davacının faaliyet gösterdiği alanın yönetmelikte öngörülen faaliyet alanları ile ilgili olmadığından, buna göre hesaplama yapılması gerektiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacı ile davalı şirket arasında 05/08/2016 tarihinde Taksitlendirme Protokolü yapılmak sureti ile protokolde belirtilen şartlarda peşin ödenen 4000-TL dışında, işbu davaya konu 13.261,67-TL’nin de davacı tarafça ödeneceğinin kabul edildiği anlaşılmıştır. Protokol yapılmasının borcun kabulü anlamına gelmediği,ayrıca Yargıtay 3. HD’nin güncel içtihatlrı sebebiyle yapılan ödemenin ihtirazi kayıt konulmasa dahi ,davacı tarafından iadesi talep edilebileceğinden ,mahkemenin bu yönlere ilişkin kabul ve takdirinin hatalı olduğu değerlendirilmiştir. Ancak, dosyadaki bilgi ve belgelere ile ,özellikle laboratuvar sonucuna göre,davacı tesisatında kullanılan sayacın “Faz Kayıt Hatası,sayacın fazı besleme devresi arızalı sayaç bu fazda kayıt yapmıyor.” şeklindeki tesbite göre ,müşterinin kusuru dışında eksik tüketim kaydettiği anlaşılmıştır. Konuyla ilgili mevzuat düzenlemesi incelendiğinde Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 14. maddesinde; (1) Sayacın, tüketicinin kusuru dışında herhangi bir nedenle;…. b) Doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde,1) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın sayaç dışı bir unsurdan kaynaklanması ve bunun dağıtım şirketince yerinde yapılan incelemede, teknik olarak tespit edilmesi durumunda bu tespit dikkate alınarak,2) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın elektrik sayaçları tamir ve ayar istasyonlarında teknik olarak tespit edilmesi durumunda söz konusu tespit dikkate alınarak,3) (1) ve/veya (2) numaralı alt bentlerde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılır ve fark tüketiciye iade veya fatura edilir. c) (a) ve (b) bendinde belirtilen hallerde, geçmiş dönemlerde sağlıklı olarak ölçülmüş tüketimleri bulunmayan ve mevsimsel olarak belirli dönemlerde yoğun tüketim yapılan tarımsal sulama, yazlık mesken, turizm sektörü gibi kullanım yerlerinde, benzer özelliklere sahip kullanım yerlerinin tüketimleri dikkate alınarak geçmiş dönem tüketimleri bu madde kapsamında hesaplanır ve (a) bendi kapsamında tüketiciye fatura edilir, (b) bendi kapsamında ise fark tüketiciye iade veya fatura edilir. Bu çerçevede, kullanım yerindeki elektrik enerjisi tüketim miktarını etkileyebilecek değişiklikler de dikkate alınmak suretiyle, bir sonraki yılda aynı döneme ilişkin olarak tüketicinin tüketimi ile bu fıkra kapsamında hesaplanan tüketim miktarı arasında ortaya çıkan farkın tüketici lehine olması halinde fark, nihai yıl tarifeleri dikkate alınarak tüketiciye iade edilir. Aksi durumda ise fark aynı şekilde hesaplanarak tüketiciye fatura edilir. (2) Faturaya esas süre, doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde on iki ayı geçemez. Söz konusu bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde ise, faturaya esas sürenin başlangıcı olarak, son endeks okuma ile tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme işlemleri gibi, sayaç mahallinde dağıtım şirketince gerçekleştirilmiş olan en son işlem tarihi esas alınır. Ancak bu süre hiçbir şekilde doksan günü geçemez. (3) Bu madde kapsamında faturalamaya esas sürenin başlangıcı, ikili anlaşma veya perakende satış sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki bir tarih olamaz. (4) Bu madde kapsamında yapılan faturalama işleminde sayacın hiç tüketim kaydetmediği veya eksik tüketim kaydettiği dönem birim fiyatları kullanılır ve gecikme zammı uygulanmaz. Tüketicinin talep etmesi durumunda söz konusu miktar, faturaya esas alınan tüketim döneminin içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Taksitlendirme yapılması halinde uygulanacak gecikme zammı oranı, bu Yönetmelikte belirlenen gecikme zammı oranını hiçbir şekilde aşamaz. Eksik tüketim kaydedilen durumlarda, önceden ödenmiş olan bedeller, faturaya yansıtılmaz.” hükmü getirilmiştir.Yargılamada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında, davaya konu faturanın Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 14. Maddesine göre yapılan inceleme ve hesaplamaya göre yönetmeliğe uygun olarak tahakkuk ettirildiği görüşü gerekçeleriyle açıklanmış olup, bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun olmakla,sözkonusu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından,davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesine göre reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 282,00 TL harctan mahsubu ile bakiye 222,70 TL’nin davacıya iadesine,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/12/2021