Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/126 E. 2021/1453 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/126
KARAR NO : 2021/1453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2019
NUMARASI: 2017/629 E – 2019/1043 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tacirin müvekkili şirketin … nolu kurumsal elektrik abonesi olduğunu, bu kapsamda taraflar arasında elektrik enerjisi satış sözleşmesi düzenlenerek davalının sağlanan kampanya ve indirimden yararlandırıldığını, ancak davalının taahhüdünü ihlal ettiğini, tahakkuk ettirilen fesih tazminatı bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu, ilgili kanun ve yönetmelikle bu tür anlaşmaların ticari anlaşma olarak tarif edildiğini, tarafların kampanyayı satışın iki yıl yapılması konusunda sözleşme imzaladıkları taahhütnamenin 17. maddesi gereğince tüketicinin 2 yıl taahhüt süresinde herhangi bir haklı sebep göstermeksizin sözleşmeyi sona erdirdiği takdirde en yüksek elektrik faturasının 2 katı tutarında enerji bedeli olarak fesih tazminatını ödemeyi kabul ettiğini ileri sürerek haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” tacir olan davalı ile davacı arasında düzenlenen 01/09/2015 başlangıç tarihli abonelik sözleşmesi ile davacının davalıya indirimli elektrik satmaya başladığı, sözleşme eki olan taahhütnamenin 17. maddesi gereğince taahhütnamesini geçerli olmayan nedenlerle sona ermesi halinde en yüksek iki fatura tutarında cezanın yansılatacağının düzenlendiği, davalı tarafından herhangi bir neden ve geçerli sebep ileri sürülmeksizin sözleşmenin sona erdirilerek dava dışı şirket ile abonelik sözleşmesi kurulup elektrik enerjisi temin edildiği, bu durumda sözleşmenin 17. Maddesinde belirtilen ceza koşulunun gerçekleştiği, tacir olan davalının cezai şartın fahiş olduğunu ileri süremeyeceğ,i kaldı ki cezai şart miktarı dikkate alındığında, TBK’nın 182. Maddesi gereğince mahkememizce yapılan objektif değerlendirmede istenen cezanın aşırı olmadığı” gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin talebindeki diğer koşullar ile devamına, hükmedilen alacağın %20’i olan 6.870,20-TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; taraflar arasındaki elektrik dağıtım sözleşmesi, gerek tahakkuk ettirilen fesih tazminatı faturasının tebliğ edilmediğini, takip talebindeki ve dava dilekçesindeki çelişkilerin giderilmediğini, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve geçerliliği tam olarak belirlenmeden karar verildiğini, takipte 30.283 lira Enerji Bedeli ve gecikme faizi ve faizin KDV sinin talep edildiğini, takip tarihinde müvekkilinin enerji bedeli olarak borcunun bulunmadığını, müvekkilinin davacı ile olan sözleşme süresi sona erdikten sonra bir başka enerji dağıtım şirketi olan ve dava kendisine ihbar edilen … Anonim Şirketi ile yeni sözleşme yaptığını, mahkemece müvekkilinin kullandığı ve ödediği fatura dökümlerinin celbedilmediğini, müvekkiline tahakkuk ettirilen 26 Eylül 2016 tarihli faturada fatura kalemi olarak Fesih tazminatı belirtilmesine rağmen müvekkili aleyhinde Enerji Bedeli denilerek icra takibi başlatıldığını, bu fatura müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin 2 yıl olan sözleşme sonunda başka bir dağıtım şirketi ile elektrik dağıtım sözleşmesi yaptığı için taahhüdünü ihlal etmesinin sözkonusu olmadığını, taraflar arasındaki ELEKTRİK DAĞITIM SÖZLEŞMESİ davacının müvekkilime ve diğer tüm abonelerine tek taraflı olarak dayattığı sözleşmeye dayandığını, elektrik dağıtım şirketi olan davacının tek taraflı olarak hazırladığı, müvekkilinin sözleşmeye hiçbir dahlinin ve etkisinin olmadığı, sözleşmenin hiçbir şekilde tadil ve tebdilinin sözkonusu olmadığının mahkemece dikkate alınmadığını, davacı diğer elektrik dağıtım şirketlerinden pahalı elektrik tedarik ettiği için müvekkilinin sözleşme bitince sözleşmeyi yenilememesinin normal olduğunu ve müvekkilinin kötüniyetli olduğunu göstermeyeceğini, sözleşmenin 17. maddesinde tüketici ticarethane 2 yıllık süresi içerisinde herhangi bir haklı sebep göstermeksizin sözleşmeyi sona erdiği takdirde fesih tazminat bedeli ödemeyi kabul beyan ve taahhüt eder şeklindeki maddeye dayandırdığını, müvekkilinin 2 yıl taahhüdüne bağlı kaldığını, taahhüdü bittikten sonra başka bir elektrik dağıtım şirketi ile sözleşme yaptığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, dava dilekçesinde dava değerinin 51.844,40 TL olarak belirtildiğini, mahkemece kabul edilen kısım daha düşük olmasına rağmen lehlerine vekalet ücreti takdir edilmediğini, kabul edilen kısım daha düşük olmasına rağmen davacının davasının kabulüne şeklinde karar verildiğini, masraf, harç ve vekalet ücretinin takdirinde de hukuka aykırı karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, ödenmeyen enerji bedelinin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, takip talebinde yönetmelik ve sözleşme hükümlerine dayanılarak gecikmiş enerji bedeli açıklaması ile fatura bilgilerine yer verildiği, faturada fesih tazminatı açıklamasının bulunduğu, dava dilekçesinde de faturanın fesih tazminatı nedeniyle tahakkuk ettirildiği, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, davacı ile davalı arasında alçak elektrik enerjisinin perakende satışına ilişkin sözleşme düzenlendiği, sözleşme uyarınca davalıya taahhüt hükümlerine 24 ay bağlı kalınması halinde piyasa fiyatından daha düşük fiyatla enerji satıldığı, sözleşmenin eki olan taahhüt kampanyası formunun 17. Maddesinde taahhütnamenin geçerli olmayan sebeplerle sona erdirilmesi ya da davacı tarafından aboneden kaynaklanan nedenlerle sona erdirilmesi halinde aboneye en yüksek fatura tutarında ceza yansıtılacağının düzenlendiği, sözleşme tarihinin 01/09/2015 olduğu, davalının sözleşmede belirtilen iki yıllık süre dolmadan 01/03/2016 tarihinde dava dışı … A.Ş ile sözleşme yaptığı, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin ise 09.03.2016 tarihinde davalı tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır.Buna göre yapılan değerlendirmede, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça süresinden önce son erdirildiği, sözleşme süresinin iki yıl olduğu, sözleşmede en yüksek iki fatura tutarında cezanın yansılatacağının düzenlendiği, dava konusunun fesih tazminatı olup tüketim faturası olmaması nedeniyle faturanın tebliğ edilmediğine yönelik itirazların yerinde olmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşmede faturanın ayrıca tebliğ edileceğine ilişkin düzenleme bulunmadığı, takibe itirazda bu husussun açıklanmadığı, davaya cevap verilmediği, davaya cevap vermeyen davalının davacının açık muvafakati olmadan savunmasını değiştiremeyeceği anlaşıldığından verilen karar usul ve yasaya uygundur.Dava değerine yönelik istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede ise, takibin 30.283,00 TL asıl alacak, 3.448,22 TL gecikmiş gün faizi 620,68 TL faizin KDV’si olmak üzere 34.351,90 TL üzerinden yapıldığı, dava dilekçesinde dava değerinin 51.844,00 TL olduğu, hükme esas bilirkişi raporunda da fesih tazminat ve faiz hesaplamasının takip talebini doğruladığı, mahkemece de itirazın iptaline karar verildiği, davanın kısmen kabulüne karar verilmediği görülmekle bu husustaki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kararda harçlar yönünden yapılan hesaplamanın da hatalı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 2.346,57 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 631,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.715,17 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/05/2021