Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1255 E. 2021/540 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1255
KARAR NO : 2021/540
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI : 2017/1175 E – 2019/633 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİH: 25/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın … marka araçların yetkili satıcısı ve servisi olduğunu, davalının sahibi olduğu … plakalı araçlarını bakım onarım için müvekkilinin servisine getirdiğini, davalı adına kayıtla … plakalı aracın 27.05.2015 tarihinde çekici ile saat 21.53 de servise bırakıldığını, 29.05.2017 tarihinde 5.795 km de araç seyir halindeyken stop ettiği ve bir daha çalışmadığı beyanı ile iş emri açıldığını, yapılan kontrollerde motorun değişmesi gerektiğinin tespit edildiğini, 31.05.2017 tarihinde araç kullanıcısı … hazırlanan motor değişim teklifinin e-posta ile iletildiğini, 02.06.2017 tarihinde onarım teklifinin onaylandığı bilgisi geldiğini, 21.06.2017 tarihinde parça temini doğrultusunda onarıma başlandığını, 23.06.2017 tarihinde ruhsat işlemleri için vekalet talep edildiğini, komple motor değişimi tamamlandıktan sonra marş motorunun da arızalı olduğunun tespit edildiğini, marş motorunun değişimi için onay talep edildiğini, onay alındıktan sonra marş motorunun da değiştirildiğini, 20.07.2017 tarihinde vekaletname verildiğini ve yeni ruhsat işlemlerinin başlandığını, 24.07.2017 tarihinde aracın … ruhsat işlemleri tamamlanmadan teslim edildiğini, aracın ruhsat işlemlerinin 27.07.2017 tarihinde tamamlandığını, davalı adına kayıtlı … plakalı aracın 29.06.2017 tarihinde 17.496 km de bakım yapılmak üzere servise davalı personeli … tarafından getirildiğini, bakımı tamamlandıktan sonra yine … imzası alınarak ödeme alınmadan teslim edildiğini, davalı firmanın 2 adet lüks aracının servis işlemlerini sorunsuz yaptırdığını, ancak araçları aldığı Temmuz ayından bugüne kadar ödemede bulunmadığını, borcun ödenmesi için görüşmeler yapıldığını ancak davalı tarafından sürüncemede bırakıldığını, bunun üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazimanıtan hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak müvekkili şirketin merkezinin Beşiktaş/İstanbul sınırları içinde bulunduğunu, bu kapsamda işbu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin İstanbul Asliye ticaret Mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak davacı tarafça bahsedilen faturaların hiçbir şekilde usulüne uygun olarak müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bu kapsamda davacı tarafça keyfi bir şekilde keşide edilen faturalara ve içeriklerine itiraz edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” davalıya ait … plakalı araçların onarım için davacı şirkete çekici ile getirildiği ve tamirinin istenildiği, davacı şirket tarafından onarım öncesi davalı taraftan izin alındığı ve onarımlarının yapıldığı, motor değişimi nedeniyle yeni ruhsat işlemleri için davalı şirket tarafından davacıya vekaletname verildiği ve yeni ruhsatın alındığı, davacı tarafından yapılan onarımlara ilişkin 2 adet fatura düzenlendiği ve toplam bedelinin 113.137,63 TL olduğu, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, faturaları defterine kaydettiği ve vergi dairesine usulüne uygun olarak bildirdiği, araçlara ilişkin yapılan onarımın ve düzenlenen fatura miktarının piyasa koşullarına göre arıza ile uyumlu ve makul olduğu, davalı her ne kadar faturaları kendilerine tebliğ edilmediğini iddia etmiş ise de araçların davalı tarafça davacı servisine getirildiği ve onarımının istenildiğinin mail yazışmalarıyla sabit olduğu, her ne kadar davalı faturaların tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de yine davacı şirketçe onarımı yapılan araçların davalıya teslim edildiği, davalı tarafından yapılan bu onarımlara ilişkin ödeme yapıldığının ispatlanamadığı gibi böyle bir iddianın da olmadığı, davalının tek itirazının faturaların kendilerine tebliğ edilmediği olduğu, davalının basiretli bir tacir gibi davranarak TK 21/1 maddesi uyarınca davacı taraftan verilen hizmete karşı fatura verilmesini ve bedel ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebileceği, kaldı ki davalı fatura tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de fatura içeriği hizmetten haberdar olduğu,ve tamir için onayının olduğu araçların onarımının davalı tarafça istenildiği, her ne kadar fatura tebliğ edilmemiş ise de davalının fatura içeriği hizmeti almış olduğunun sabit olduğu, ayrıca araçların teslimi ile birlikte araçları teslim alan kişilere faturaların ve tüm evrakların teslim edildiği, davacının davalıdan verilen hizmet nedeniyle takip tutarı kadar alacaklı olduğu” gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının istanbul anadolu …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, alacağın % 20 si olarak hesap edilen 22.627,52 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; yetkiye ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini ve bu yönde herhangi bir hüküm kurulmadığını, faturanın delil teşkil edebilmesi için mutlaka alıcıya tebliğ edilmesi gerektiğini, faturanın muhataba ulaştığını ispat edebilmek için, iadeli taahhütlü mektup ile veya noter vasıtasıyla yahut kargo yolu ile gönderilmesi gerektiğini, ayrıca tutulacak bir zabıt ile bizzat da yetkiliye tebliğ edilebileceğini, faturanın muhataba ulaşıp ulaşmadığı konusunda ispat yükünün faturayı düzenleyene ait olduğunu, tebliğ edilmeyen, müvekkili firma tarafından haberdar olunmayan bir faturanın deftere işlenmemiş olmasının hayatın doğal akışına uygun olduğunu, yargılama sırasında rapor sunan bilirkişilerce yapılan tespitte … plakalı araç ile ilgili fatura ve tüm evrak tesliminin … isimli şahsa teslim edildiğinin belirtildiğini, adı geçen şahsın müvekkili firma ile hiçbir ilgilisi bulunmadığını, şirket çalışanı veya yetkilisi olmadığını, dolayısıyla 20.07.2017 tarih ve … nolu faturanın usulüne aykırı olarak düzenlendiğini, müvekkile hiçbir şekilde teslim edilmediğini, müvekkili firmanın kendisine hiçbir şeklide ulaşmadığı açık olan bir faturadan sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin faturaların içeriğine ilişkin hizmeti satın aldığının sabit olduğu yönündeki tespitinin de yerinde olmadığını, faturalarda yer alan kalemler ayrı ayrı incelendiğinde söz konusu kalemlerin adeta “şişirildiğini”, piyasa koşullarını asla yansıtmadığını ve standartların çok üzerinde fahiş miktarlı rakamları içerdiğini, her ne kadar bilirkişinin parça, malzeme ve işçilik tutarını bakım ve onarım tarihi itibari ile serbest piyasa koşullarında kabul edilebilir fiyat aralığında olabileceği yönünde rapor düzenlemiş ise de söz konusu raporda hangi kıyaslamalardan yola çıkarak bu sonuca vardığını anlayamadıklarını hizmetin verildiği tarihe ilişkin birden çok yerden kıyaslama sağlayabilecek ve emsal teşkil edebilecek nitelikte fiyat araştırmaları yapılarak ve/veya teklifleri alınarak sonuca ulaşılması gerektiğini leri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, araç tamir bedelinin tahsili istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; dava konusu tamiri yapılan araçların davalı şirket adına kayıtlı olduğu, araçların servis fişlerine göre çekici ile getirildikleri, … plaka sayılı araç için ikame araç tahsis edildiği, davacı kayıtlarında ikame araç için verilen trafik ceza makbuzunun bulunduğu, e-mail yazışmalarına göre araç tamiri için davalı tarafça onay verildiği, davacının ise BS formlarını ilgili vergi dairesine doğru bir şekilde beyan edildiği, davalı tarafından ise mal ve hizmet alımlarına ilişkin BA formlarında davacı ile ilgili faturalarla ilgili bildirimde bulunmadığı, bilirkişi raporuna göre araçta işlemlerin tespit edilen arıza ile uyumlu olduğu, serbest piyasa koşullarında kabul edilebilir makul fiyat aralığında olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre yapılan değerlendirmede; faturaya dayalı alacağın alacaklının yerleşim yerinin yetkili olması nedeniyle yetkiye ilişkin itirazların yerinde olmadığı, esasa ilişkin olarak ise davalıya ait araçların davacı serviste tamir edildiği, uyuşmazlık konusu “eser” sözleşmesinin belirtilen yasal delillerle davacı tarafından kanıtlandığı, fakat davacı yanca düzenlenen fatura kapsamının kesinleşmemiş olması durumunda iş bedeli evvelce taraflarca kararlaştırılmamış olacağından, mahkemece faturalar ve iş emirleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, işin yapıldığı yılın serbest piyasa rayiçlerine göre tespit edildiği ve işlemlerin tespit edilen arıza ile uyumlu olduğu, serbest piyasa koşullarında kabul edilebilir makul fiyat aralığında olduğu belirlendiği nazara alındığında mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 7.728,43 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.932,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.796,32 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/02/2021