Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/125 E. 2021/1439 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/125
KARAR NO : 2021/1439
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI : 2014/453 E – 2019/92 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ile müvekkili şirket arasında 28/06/2010 tarihli abonelik sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmede tahakkuk çarpanının 40.000 olarak belirlendiğini, ancak davalı şirketçe düzenlenen 04/01/2012 tahakkuk tarihli fatura ile, sözleşmede kararlaştırılan tahakkuk çarpanından farklı hesaplama yaparak, müvekkili şirkete ödemesi gereken, 40.401.50 TL fark faturası çıkarıldığını, yapılan uygulamanın sözleşmeye aykırı olarak, Enerji Piyasa Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin Madde 23/1’e göre hatalı çarpım faktörü uygulandığını, müvekkili şirket faturada yer alan bedeli borcu olmadığı halde işleri aksamaması için ödemek zorunda kalarak maddi zarara uğradığından bahisle sözleşme hükümlerine aykırı olarak düzenlenen davaya konu fark faturasının iptalini, müvekkil şirketin ödemek zorunda kalarak uğradığı maddi zararının tazminini, davaya konu bedelin ödendiği tarihten itibaren işleyecek olan avans faizin taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini gerektiğini, tahakkuk ettirilen bedelin kanun ve yönetmeliklere uygun olduğunu, davacı 09/07/2010 tarihinde abonelik sözleşmesi imzalayarak 7036812 nolu tesisat numarası enerji kullanmaya başladığını, düzenlenen abonman kartonu ile enerji verildiğinde test edilen 3 adet akım trafosu, alce marka 22141-22140-22142 ve makel marka 73004294 nolu sayaç takılarak ölçü devresının muntazam mühürlendiğini, karton düzenlenirken test kağıdından da görüleceği üzere akım trafo oranı çarpanının 400/5 (80) olduğu halde sehven 200/5 (40) yazıldığından sisteme hatalı giriş yapıldığı, 24.12.2011 tarih ve 103771 nolu tutanak ile ölçü devresi kontrol edilirken çarpanın hatalı işlendiği tespit edilerek tahakkuk edilen faturalar 80 çarpan yerine 40 çarpan ile tahakkuk edildiğinin anlaşıldığı, 09/07/2010 ile 22/12/2011 tarihleri arasındaki kwh dökümü incelendiğinde, 22/12/2011 endeksinin 4194.07 olduğu 4194.07 x40= 167.762 kwh olduğundan 16/01/2012 son ödeme tarihli 40.401,50-TL tutarında eksik tüketim tahakkuku yapıldığını, 02/08/2013 tarih ve 118563 nolu tutanaktan da anlaşılacağı üzere sözleşme yapıldıktan bugüne kadar olan enerji tüketiminde, mevcut akım trafolarının kullanılmaya devam edildiğini, E.P.M.H.Y’nin ilgili maddeleri uygulanarak sadece kullanılan enerji miktarı faturalandırılarak ortalama birim fiyat üzerinden ve herhangi bir gecikme zammı uygulanmaksızın fatura düzenlendiğini, yapılan hesaplamanın doğru olduğu ve sözleşmeye aykırı olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere , her ne kadar sözleşmede 200/5 (40) olarak belirtilmiş ise de 29/06/2010 tarihli test kağıdında da belirtildiği üzere, akım trafo oranının 400/5 (80) olduğu, sehven sisteme 200/5 (40) şekilde işlenmesi nedeniyle, davalıdan eksik tüketim tahakkuk edildiği, bu haliyle Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. Maddesi uygulanmak suretiyle, davalı tarafça yapılan hesaplamanın ve davacı taraftan tahsil edilmesinin Yönetmeliğe uygun olduğu yönünde ki değerlendirme mahkememizce mevzuata ve olaya uygun olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; tarafların tacir olduğu davaya konu abonelik sözleşmesinde taraflar arasında çarpan faktörü 200/5 olarak belirlendiğini, dosya kapsamında davalının savunması sözleşmede belirlenen çarpanın sehven 200/5 olarak belirlendiğini; aslında 400/5 olması gerektiği yönde olsa da iş bu savunmaların herhangi bir hukuki dayanağı olmadığını, davalı tarafından hatanın ikrar edildiğini, emsal Yargıtay 3.Hukuk Dairesi E:2013/18032, K: 2014 /1951,Karar Tarihi: 11.02.2014 kararında “Açıklanan madde hükümleri ve aldırılan bilirkişi raporlarına göre; hatanın başlangıç tarihinin, davalı … şirketinin ilk testi yapmış olduğu 09.02.1999 tarihi olduğu, buna göre davalının 09.02.1999 tarihinden itibaren çarpan farkını yanlış uygulamak suretiyle hatalı ödeme bildiriminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, davalı, testi yapan elemanlarının gerekli prosedürü uygulamadığını ileri sürerek elektriğin ilk verildiği 11.03.1997 tarihinin, hatanın başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmuş ise de; böyle bir savunmanın kabulü, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.” dendiğini, davalının, basiretli bir tacir olarak tarafı olduğu sözleşmeye uymakla yükümlü olduğunu, dosyada tahakkuk çarpanının yanlış yazıldığına dair somut bir delilin de mevcut olmadığını, mübrez bilirkişi raporlarında davalı tarafından istenen belgeler sunulmaksızın eksik belge ile tanzim edilen faturada bir yanlışlık olmadığı kanaati oluşturulduğunu, tanzim edilen 3 bilirkişi raporunda da davalı tarafından sunulması gereken bilgi ve belgelerin sunulmaması neticesinde sonuca varıldığını, dosyada yalnızca fotokopisi bulunan trafo test oranı evrakına ve salt davalı tarafın farazi iddialarına dayanarak faturanın usule uygun düzenlendiği kanaati kabul edilemez nitelikte olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde kararlaştırılan tahakkuk çarpanından farklı hesaplama yaparak, tahakkuk ettirilen ve ödenen fark faturasının ödendiği iddiasıyla fazla ödemenin istirdadı talebin eilişkindir. Dosya kapsamından; abonman kartonu Ölçü Trafoları bölümünde akım trafosunun 3 adet Alce marka (22141-22140-22142 ) olduğu ve akım trafo oranlarının 200/5 (40) olarak belirtildiği ancak bu akım trafosuna ait 29/06/2010 tarihli test kağıdında akım trafo oranının ise 400/5 (80) olarak belirtildiği, ancak abonman kartonunda oranın 200/5 (40) yazılı olması sebebiyle, sisteme bu şekilde işlendiği, 24/12/2011 tarihinde ölçü devreleri kontrol edilirken fark edilinceye kadar da eksik tüketim tahakkuk ettirildiği, davalı şirket tarafından eksik tüketim hesabı yapılarak kullanılan enerji miktarının ortalama birim fiyatı üzerinden gecikme zammı alınmaksızın fatura tanzim edilerek davacıdan tahsil edildiği anlaşılmıştır. Buna göre, akım trafosu test kağıtlarında trafo gücünün belirli olduğu, davacı tarafça işletmede kullanılan kurulu gücün ve trafo akım gücünün belirlenebilir durumda olduğu, tahakkuku ettirilen miktarın davacının tüketiminin karşılığı olduğu ve gecikme faizinin de uygulanmamış olduğu anlaşılmakla verilen karar usul ve yasaya uygundur.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/05/2021