Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/115 E. 2020/1317 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/115
KARAR NO: 2020/1317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2019
NUMARASI: 2016/567 E – 2019/842 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 27/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiz oranı ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Daha sonra davacı vekili davadan sonra yürürlüğe giren yasal düzenlemeler uyarınca EPDK tarifeleri ve hedef kayıp kaçak oranları yönünden de inceleme yaptırılmasını talep ve dava etmiş, bilahare 17.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplam 52.403,78 TL’ye yükseltmiş ve harcını tamamlamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin istenemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile, 52.203,78 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkili şirketin davacı şirketten tahsil ettiği kayıp-kaçak bedellerinde fazlaya ilişkin kısım bulunmadığını, fazlaya ilişkin kısım olduğu kabul edilse dahi ilgili ödemenin muhatabının dağıtım şirketleri olduğunu, bilirkişi raporlarının yanlış tanzim edildiğini, hatalı bilirkişi raporuna dayanarak tesis ettiği karar kanun ve hakkaniyete aykırı bir durum ortaya çıkardığını ileri sürmüştür. Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin, Kanunun 17/06/2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş, dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı, dava dilekçesinde davaya konu kayıp-kaçak bedelinin yürürlükteki mevzuat uyarınca davalı tarafından kendisinden alınmasının mümkün olmadığını, bu hususun Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar sayılı ilamıyla belirlendiğini ileri sürmüştür. Diğer bir anlatımla, davacı kayıp-kaçak bedelinin alınamayacağı yönündeki iddiasının dayanağı olan maddi vakıayı, yürürlükte olan mevzuat hükümleri ve bu mevzuata işaret eden yargı kararları olarak bildirmiştir. Bu itibarla, davanın davacı tarafından bildirilen vakıalar doğrultusunda incelenmesi yasal bir zorunluluktur (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 22/10/2018 tarihli ve 2018/3607 Esas – 2018/10364 Karar ve 15/01/2019 tarihli ve 2018/5200 Esas – 2019/115 Karar sayılı ilamları). Her ne kadar, yargılama sırasında davacı vekili tarifeye uygunluk konusunda inceleme yapılmasına talep etmiş ise de anılan kanun değişikliği sadece EPDK tarafından belirlenen tarifelere göre alınması gereken bedelden fazla bir bedel alındığı iddiasıyla (kanun değişikliğinden sonra ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararına kadar olan sürede) açılan davalarda uygulanabilecektir. Buna göre, davacı; tahkikat aşamasında davasını dayandırdığı maddi vakıaları, dolayısıyla davayı değiştirmiştir. Ne var ki, davalı tarafça davanın değiştirilmesine rıza gösterilmemiştir. Taleple bağlılık kuralı esastır. Bu sebeple mahkemece davanın kısmen kabulü yerine “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama gideri ile maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka aykırılık oluşturmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında; dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle “Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesine” şeklinde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar kaldırılıp, yeniden esas hakkında; 1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL’ ve 892,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 866,80 TL fazla alınan harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine, 3-Davacıdan alınan toplam 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının yaptığı toplam 1.614,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı lehine karar tarihindeki AAÜT uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 7-Tarafların yaptıkları delil/gider avans bakiyeleri varsa karar kesinleşince taraflara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının yaptığı 31,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/10/2020