Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1149 E. 2021/2450 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1149
KARAR NO: 2021/2450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2019
NUMARASI: 2018/658 E – 2019/1110 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tedarik şirketi ile davalı… Ltd. Şti arasında davalının iki ayrı sayacı için 01.07.2016 tarihinde 01.08.2016-01.08.2018 tarihleri arasını kapsayacak şekilde sözleşme yapıldığını, ancak davalının sözleşmenin geçerli olduğu 01.08.2016-01.08.2018 dönemi içerisinde sözleşmeyi erken feshederek başka bir tedarik şirketi ile ikili anlaşma yaptığını ve sözleşme devam ederken başka bir tedarik şirketinden elektrik almaya başladığını, bu durumun … sistemine “ tedarikçi değişimi nihai bildirim”olarak girildiğini, davalının bu eylemi ile sözleşmesinin 7.1 maddesini ihlal etliğini, bu nedenle sözleşmenin 4.5 maddesinde de belirtildiği üzere 7.1 maddesindeki ceza bedelini talep etme haklarının bulunduğunu, anılan hükümlerin davacı tarafından uygulanarak faturalandırıldığını, davacı şirket tarafından iş bu maddeler uyarınca davacı tarafından öncesinde keşide edilen seri … sıra numaralı 08.09.2016 tarihli 1.027,06 TL ve seri … sıra numaralı 10.10.2016 tarihli 729,83TL bedelli faturaların toplamı olan seri … sıra numaralı 28.02.2017 vade tarihli 1.756,89 TL bedelli ve yine müvekkili tarafından öncesinde keşide edilen … sıra numaralı 10.10.2016 tarihli 2.288,34TL ve seri … sıra numaralı 08.09.2016 tarihli 783,08 TL bedelli faturaların toplamı olan seri … sıra numaralı 28.02.2017 vade tarihli 3.071,42 TL bedelli ceza koşulunun bedellerine ilişkin faturaların keşide edilerek davalıya gönderildiğini, davacı taleplerinin hukuka uygun olmasına rağmen söz konusu faturalara davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek , İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, %20 ‘den az olmamak üzere davalı aleyhine inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir. Dava fatura alacağından kaynaklı itirazın iptaline ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … sayılı icra dosyasında , 28.02.2017 vade tarihli 1,756.89TL , 28.02.2017 vade tarihli 3.071,42TL sözleşme ceza fatura (erken fesih ceza ) bedellerine istinaden 4.828,31TL fatura alacağı, 579,39TL cezai şart ve 79,67TL takip öncesi faiz (sözleşme 4.2 gereği yıllık faiz %54) olmak üzere toplam 5.487,37 TL.nın tahsiline yönelik ilamsız takipte itiraz sonucu takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, alınan bilirkişi raporu kapsamında ,taraflar arasında imzalanan sözleşme sonrası , davalının “Tedarikçi Değişimi Nihai Bildirim” talebinin bulunduğun belirlendiğini,imzalanan abonelik sözleşmesinin 01.07.2016-01.07.2018 tarihleri arasında 24 aylık dönemi kapsadığı, sözleşmenin 7,1 maddesinde sözleşmeden kaynaklanan fesih hakları saklı kalmak kaydıyla herhangi bir tarafın işbu sözleşmenin dolmasından en az üç (3) ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceğini noter aracılığıyla bildirmesi gerektiği aksi takdirde sözleşmenin 1 (bir ) yıl daha uzamış olunacağının kabul edildiğinin belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, 01.07.2018 tarihinde sonlanması gerektiği halde davalının 01/01/2017 tarihinde Tedarikçi Değişim Nihai Bildirim talebi ile sözleşmenin süresi içerisinde haklı bir sebep göstermeksizin sözleşmeyi tek taraflı fesh ettiğinin anlaşıldığı, buna göre de sözleşme 7.1 maddesi uyarınca her iki tesisata aboneliği için Davalı/abonenin son oniki fatura dönemi içerisinde ödemekte yükümlü olduğu en yüksek iki ayın fatura toplamı kadar cezai şartı tedarikçi’ye ödemesi gerektiği,sözleşme kapsamda davacı şirket tarafından dava konusu ayrı iki tesisat için erken fesih ceza bedeli olarak,ilk tesisata 28.02.2017 vade tarihli 1.756,89TL fatura ceza bedeli: ( 729,83TL ve 08,09.2016 tarihli 1.027.06TI, bedelli faturalar toplamı),yine diğer tesisat için 28.02.2017 vade tarihli 3.071,42TL fatura ceza bedeli, (10.10,2016 tarihli 2.288,34TL ve 08,09.2016 tarihli 783,08TL bedelli faturalar toplamına istinaden) yapılan tahakkuklardan dolayı, icra takibine konu fatura alacağı olarak 1.756,89TL + 3.07I,42 TL olmak üzere toplam 4.828,31 TL olarak hesaplanmakla birlikte,sözleşmenin 4.2. maddesine göre 4.828,31 TL ödenmeyen ceza fatura bedelinin icra takibine sebebiyet vermesi nedeniyle, 579,39 TL icra ceza bedeli hesaplandığı, takip tarihi itibariyle davalı tarafın, ceza bedeli asıl fatura borcu toplamı olan 4.828,31 TL bedelin tamamından sorumlu olması gerektiği, ayrıca, yukarıda izah edilen ilgili yönetmelik 15. maddesi uyarınca 6183 sayılı yasa gereğince her bir faturanın son ödeme tarihinden icra takip tarihine kadar aylık %1,40 (yıllık % 16,80) oranı uygulanarak asıl alacağa yansıtılacak olan gecikmiş gün faizi ile 3065 KDV kanunu kapsamında faizin KDV’si (%18) bedeli toplamının asıl alacak bedeline yansıtılması ile gecikmiş gün faizi ile faizin KDV’si (%18) toplamının 24,45 TL+4,40 TL =28,85 TL olduğu belirlenmekle,davacının davalıdan takipte 4.828,31 TL fatura alacağı, 579,39 TL icra ceza bedeli, 24,45 TL gecikme gün faizi olmak üzere toplam 5.432,15 TL.alacaklı olduğu gerekçesiyle ; “Davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile 4.828,31 TL fatura alacağı, 579,39 TL icra ceza bedeli, 24,45 TL gecikme gün faizi olmak üzere toplam 5.432,15 TL üzerinden takibin aynen devamına, 965,66 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verimiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde,davalıya usulüne uygun tebligat yapılmadığı,davalı vekilinin telefonla aranması üzerine davadan haberdar olunduğudavalının bodrum ticaret sicil müdürlüğüne kayıtlı olduğunu,mahkemenin davalının bodrumdaki adresini tespit yerine Muğla ticaret sicilden davalı adresini sormasının hatalı olduğunu,İstanbul’daki yıkılan binanın adresine tebligat yapıldığını,davaya beyan ve savunma veremediklerini,böylece davalı adresinin belirlenemediğini,davalının davacının dayandığı hiçbir sözleşmede imzasının bulunmadığını,cezai şart uygulamasının yerinde olmadığını,davalı şirket yetkilisinin … olduğunu,davalı şirket yetkilisinin imzası bulunmayan sözleşmelere istinaden cezai şart talep edilemeyeceğini,imza sirkülerini sunduklarını,geçersiz sözleşmeye dayanarak gecikme faizi talep edilemeyeceğini,geçersiz sözleşmede belirtilen aylık %5 faizi de kabul etmediklerini,savunmalarının dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Takibe konu ödeme emrinin Bodrum adresine tebliğe çıkartılmasının alacaklı vekili tarafından talep edildiği, borçlu davalı vekilinin 2015 yılı davalının İstanbul’daki adresini belirtir vekaletname ile icra dairesinin yetkisine bodrum icra dairesinin yetkili olduğundan bahisle itiraz ettiği,icra takip dosyasında borçlunun Bodrum adresinin belirlendiği,hatta alacaklı vekilince Bodrum adresine ödeme emri çıkartılmasının istenilmesine rağmen,davada borçlu davalının Bodrum’daki adresine dava dilekçesinin tebliğe çıkartılmadığı,Bodrum Ticaret sicilden davalının kayıtlı adresinin bulunup bulunmadığı sorulmadan Muğla ticaret sicilden tespit edilemeyen adrese göre İstanbul’daki tebligat yapılamayan adrese Tebligat Kanunu 35.maddeye göre duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Davalının bildirdiği Bodrum adresinin davalı şirketin sadece şubesi mi yoksa asıl şirket merkezi mi olduğu araştırılmamıştır. Davalı vekiline çıkartılan 2020 tarihli vekaletnamede davalı adresinin yine İstanbul olduğu da görülmekle,davalının kesin adresinin davadaki tebligat tarihi itibarıyla saptanması gereklidir. Bu durumda davalıya İstanbul’daki ticaret sicil adresine çıkartılan tebligat ilk önce binanın yıkıldığı gerekçesiyle mahkemesine iade edildiği,İstanbul’daki aynı adrese önceki tebligatta binanın yıkılması belirtilemesine rağmen yıkılan binaya tebligat kanunu 35.maddeye göre tebliğ yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalının İstanbul’daki ticaret sicil adresine çıkartılan ilk tebligat adresindeki binanın yıkılma bildiriminin tebligat parçası şerhinde bulunmasına rağmen , aynı adrese yani yıkılmış binaya tebligat kanunu 35.madde kapsamında davalıya tebligat yapıldığı hususunun değerlendirilmesi sonrası davalıya tebligat kanunu 35.maddeye göre usulüne uygun tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır. O halde , davalının tebligat yapılacak adresin tespiti ile bu adrese usulüne uygun davetiye tebliğine ve davalının davaya ilişkin beyan ve savunmaları ile delillerinin bildirilmesi için süre verilerek, mevcut sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiğinden, tebligat eksikliğine rağmen mahkemece verilen karar usul ve hukuka uygun bulunmamıştır.Tebligatın usulüne uygun yapılması dava şartıdır. Bu nedenle davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1a-4.madde gereği kaldırılarak dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/09/2021