Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1136 E. 2020/1024 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1136
KARAR NO: 2020/1024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2015/679 E – 2019/195 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … İnşaat’ın ana müteahhit firma olduğunu ve müvekkilleri ile birlikte diğer davalı … İnşaatın alt taşeron olduklarını, Beykoz – Çubuklu daki inşaat şantiyesinde 07.10 2007 tarihinde … adlı işçinin iş kazası geçirerek yaralandığını, iş kazası sebebiyle işçinin açtığı tazminat davasında müvekkillerine ve … İnşaat a %10 kusur, … İnşaata %50 kusur ve işçiye ise %30 kusur atfedildiğini, buna göre yapılan hesaplamalar neticesinde maddi – manevi tazminat taleplerinin müvekkilleri ve … İnşaat açısından kabul edilerek hüküm kurulduğunu, … İnşaat yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, müteselsil sorumluluk gereği müvekkillerinin tüm tazminatları İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü nün … E sayılı icra dosyasına ödemek zorunda kaldıklarını, bu yönden kusurları nispetinde diğer davalılara rücu etmek zaruretinin hasıl olduğunu belirterek rücuen alacak olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … İnşaat vekili cevap dilekçesinde özetle; Belirsiz alacak davası açılamayacağını, rücuen tazminat taleplerinin müvekkillerine yönlendinlemeyeceğini, 29.09.2006 – 29.09.2008 arasında geçerli olmak üzere düzenlenmiş olan işveren mali sorumluluk sigortası kapsamında zararın sigortalandığını, davayı … Sigorta A Ş.’ye ihbar ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı tebligata rağmen cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … e sayılı ile İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 18/11/2013 tarih 2012/334 e ve 2013/549 k sayılı değerlendirilmiş, … sigortanın hasar dosyası istenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkeme tarafından yapılan yargılama sonunda; “Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 07/05/2018 tarih, 201802013-3870 E/K sayılı ilamına göre “davacının iddia ettiği zararın miktarının belirli olduğu, belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği, belirli olan alacak miktarını belirsiz alacak olarak talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğine dair karar verildiği, somut davamızda da davacının kesinleşen İstanbul Anadolu 5. İş mahkemesinin 2012/334 e sayılı dosyasına istinaden İstanbul … İcra müdürlüğünün … e sayılı icra dosyasına ödediği miktarın belirli olduğu, davalılara isabet eden kısmın davacı tarafından hesap edilebilir olduğu ” gerekçesiyle davanın HMK. 114/1-b hukuki yarar yokluğuna istinaden usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup istinaf başvurusunda özetle; rücuen tazminat davasında rücu edilecek tutar davalıların kusuru oranına bağlı olduğundan dava belirsiz alacak olup ilk derece mahkemesinin kararı usule aykırı olduğunu, davanın usulden reddi halinde nispi vekalet ücretine de hükmedilemeyeceğini ileri sürmüştür. Uyuşmazlık, işçisi konumunda bulunan 3.şahsın iş kazası geçirmesi üzerine davacı tarafından icra dosyasına ödenen tazminatın rücuan tahsiline ilişkindir. Dosya kapsamından; İstanbul Anadolu 5. İş mahkemesinin 2012/334 e sayılı dosyasında tarafların kusur oranlarının belirlendiği, davacının icra dosyasına yaptığı ödemenin de belirli olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/8730 Esas, 2016/3427 Karar sayılı ve 28/03/2016 günlü kararlarıyla; ” Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/06/2018 tarih ve 2017/1045 E. 2018/4337 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesinin gerekli olduğu, belirleyememe halinin, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna yada objektif olarak imkansızlığa dayanmasının gerektiği, ancak davacının rücuan tahsilini istediği miktarın belirlenebilir nitelikte olduğu, bu haliyle uyuşmazlık konusunun belirlenebilir nitelikte bulunduğu, ilk derece mahkemesince de bu yön gözetilerek HMK 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu görülmüştür. Ancak; HMK’nın 114. maddesinde dava şartları gösterilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/II . Maddesinde “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” demektedir.AAÜT’sinin 2. kısım 2. bölümü Yargı yerleri ile İcra İflas dairelerinde yapılan ve konusu para ile değerlendirilemeyen hukuki yardımlara ödenecek ücretleri belirlemiş olup, maktu vekalet ücreti niteliğindedir. Somut olayda; Mahkemece davanın hukuki yarar (dava şartı) yokluğu nedeni ile davanın usulden reddedildiğine göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesine göre davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 23.355,84 TL nıspi vekalet ücreti takdir edilmiş olması doğru değildir. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1- Davacının davasının usulden reddine, 2-Peşin olarak alınan 170,78 TL harcın ıslah harcı 4.783,37 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 44,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.909,75 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine, 3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı … Ltd. Şti. Tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri olan 10,00 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 5-Davalı … Ltd. Şti. yargılama sırasında kendini vekillle temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avanslarından arta kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 80,10 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.