Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1053 E. 2021/2380 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1053
KARAR NO: 2021/2380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2020
NUMARASI: 2015/1208 E – 2020/64 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, ssözleşme kapsamında elektrik kullanan davalı şirketin kullanım faturalarını ödememesi üzerine davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile yapılan takipte davalının haksız olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini,takibe konu alacak ve faizin sözleşmeye göre belirlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine itiraza konu meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından kullanılan elektrik kw karşılığı tutarın üzerinde faturaların düzenlendiğini, elektrik sarfiyat ölçümünün … tarafından yapıldığını, sarfiyat fatruralandırılmasının ise davacı şirket tarafından yapıldığını, iki şirket arasındaki hatalı işlemlerin müşteriye yansıtıldığını, davaya konu faturalara ilişkin düzeltme talep edildiğini ancak davacı şirket tarafından kabul edilmediğini, bu nedenle davalı birlik tarafından ödeme yapılmadığını, bilirkişi tarafından yapılacak inceleme ile tespitin yapılabileceğini beyanla davanın reddine, takibin iptaline, davacının %20’den az olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davada ödenmeyen elektrik kullanım faturaların tahsiline yönelik yapılan takibe karşı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında ,davacı alacaklının davalı borçlu hakkında , 11.707,54 TL asıl alacak 22,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.730,12 TLnın tahsili yönünden ilamsız yaptığı takibe itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür. Mahkeme,taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davacı tarafça takibe konu faturaların oluşturduğu cari hesap alacağının ödenmediği iddiası ile takip başlatıldığı, talimat ile alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından tanzim edilen faturaların davalının kayıtlarına alındığının ve yine alınan teknik bilirkişi raporunda fatura içeriklerinin kullanıma ve mevzuata uygun olduğunun tespit edildiği, buna göre davacının yalnızca takip tarihi itibariyle vadesi gelmeyen 3.018,40 TL miktarlı fatura dışında 8.621,68 TL yönünden alacaklı olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda işlemiş faiz yönünden sayılı 6183 sayılı Kanun esas alınmış ise de, sözleşmede bu yönde açık bir hüküm olmadığından takip öncesi işlemiş faizin avans faizi üzerinden hesabın kat edildiği tarihten takip tarihine kadar resen 12,57 TL olarak hesaplandığı, alacağı likit ve itirazın haksız olduğu gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına itirazının asıl alacak 8.621,68 TL ve işlemiş faiz 12,57 TL olmak üzere toplam 8.634,25 TL yönünden İptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan 1.726,85 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde;çelişkili bilirkişi raporlarındaki tespitlerin karara yansıdığını,muaccel hale gelmiş faturaların tutarları 2.925,71 TL olarak tespit edilmişken değerlendirme kısmında 3.018,40 TL olarak belirtildiğini,ödenmeyen faturaların muaccel olduğunu ve sözleşme gereği vadesi gelmeyenlerin vadesi gelenlerle birlikte takibe konulabileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Katılma yoluyla istinaf talebinde bulunan davalı vekili istinaf dilekçesinde;öncelikle dvanın reddine karar verilmesi gerektiğini,davada reddedilen kısım için davalı lehine tazminata hükmedilmediğini,davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de reddedilen miktar itibarıyla maktu tarifenin altında belirtildiğini,muaccel olmayan faturaların ödenmediğinde başka bir takiple talep edilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Corona tedbirleri nedeniyle davalının katılma yoluyla istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilmiştir. Davacı yönünden ise davada reddedilen miktar 3.095,87 TL dır. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.390,00’dir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından istinaf edilen davanın değeri 3.095,87 TL olup, karar tarihinde davacı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın davacı yönünden HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davacının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gereklidir. Katılma yoluyla istinaf eden davalı yönünden ise,davacı tarafça istinaf edilen kısım karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı içinde kaldığından,davalı yönünden de katılma yoluyla istinaf talebinin kesinlik sınırı altında kaldığı kabul edilmelidir. Bu nedenle davacının ve katılma yoluyla istinaf talebinde bulunan davalının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı ve davalının istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından ayrı ayrı reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edenlere isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/09/2021