Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/971 E. 2020/496 K. 29.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/971
KARAR NO : 2020/496
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2019
NUMARASI : 2018/1091 E – 2019/118 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/05/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/01/2018 tarihinde davacı şirket temsilcisi tarafından, şirkete ait … Bankası Siteler İkitelli İstanbul Şubesindeki hesaptan, davalı …. Adapazarı Şubesi mudilerinden diğer davalı …’ın, hesabına cep telefonundaki işcep programından EFT havalesi yolu ile hatalı olarak 8000 TL gönderildiğini, ancak müvekkili şirket yetkilisinin, kendi cep telefonundaki işcep programında kayıtlı olan … bu parayı göndermesi gerekirken, hatalı olarak ve dikkat etmeden, aynı işcep programında kayıtlı olan davalı …’a, yanlış tuşa basması sonucu gönderdiğini, her iki kişi isminin aynı olması ve bir anlık dikkatsizlik sonucu bu paranın davalı … hesabına EFT yapıldığını, gönderilen bu paranın haklı bir nedene dayanılarak gönderilmiş bir para olmadığını, hata ve dikkatsizlik sonucu gönderildiğini, bir başkasının mal varlığından veya emeğinden dolayı haklı bir sebep olmaksızın zenginleşen kimselere sebepsiz zenginleşme davası açılabileceğinden, davalıların haksız olarak elde ettiklerini geri vermekle yükümlü olduğunu, bu kişi, ayakkabıcılık işi ile uğraştığından, mal alımı nedeniyle, davacı şirkete 24.315,58 TL borcu bulunduğunu, dolayısı ile kendisine borcu olan bir şahsa alacaklı olan birinin para göndermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, hatalı olarak gönderilen 8000 TL ve 254,10 TL ihtarname masrafının 04/01/2018 tarihinden itibaren en yüksek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’ın, Banka’nın Adapazarı şubesinde açılmış hesabı bulunduğunu, davacının parayı EFT yapmak suretiyle diğer davalı hesabına gönderdiğini, burada davalı Banka’ya yöneltilecek bir husumet bulunmadığını, dava konusu edilen işlemlerden dolayı diğer davalı … menfaat elde etmiş olup, davanın menfaat elde etmeyen Banka’ya karşı açılmasının yasa ve usule aykırı olduğunu, davacı talebinin haklı bir gerekçesi ve yasal dayanağı bulunmadığını, davacının şirket olduğu dikkate alındığında, basiretli bir iş adamı olarak davranması gerektiğini, Banka’nın, müşteri hesabına gelen para ile ilgili, neden geldiği ve nereden geldiğini araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, diğer davalı hesabına gelen tutarın, imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi gereğince banka tarafından kredi borcuna mahsup edildiğini, davacının iddia ettiği zararın, tamamen davacının ihmali ve özensizliği sonucu meydana geldiğini beyanla, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’a dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davaya cevap verilmemiştir.Mahkemece, dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 md. uyarınca görev yönünden usulden reddine ve mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md. uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davalı … Bank A.Ş. vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; davacı şirketin yaptığı EFT ile, banka ile Genel Kredi Sözleşme ilişkisi bulunan diğer davalıya sehven para gönderdiğini ileri sürmüş ise de, hatalı gönderdiğini iddia ettiği paranın davalı Banka’dan talep edilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını, zira bankanın, davalının kredi borcundan dolayı hesabına aktarılan para üzerine bloke koyma hakkı bulunduğunu, sözleşme şartlarında bunun yer aldığını ileri sürmüş, ayrıca, dava tarafları tacir olup dava konusu işlem ticari nitelikte olduğundan, tacirler arasındaki ihtilaftan kaynaklandığı için, ticari bir iş ve dava olması sebebiyle, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığını, TTK 4. maddesi gereğince, bir tarafın tacir olması, işin ticari bir iş olması için yeterli olup davalı ….’nin davalı olması sonucunda bu davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek, mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararının olayın esasına ve hukuka aykırı olması sebebiyle kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, davacı tarafından hatalı EFT sonucu, gönderilme gereği bulunmayan ve davalıya gönderilen paranın, davalıdan ve davalının kredi borcu sebebiyle el koyan diğer davalı Banka’dan, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak tahsiline ilişkin alacak davasıdır.HMK 355 maddesi ve istinaf sebepleri de birlikte yapılan inceleme sonucunda; davacı ve davalılardan bankanın tacir sıfatını taşıdıkları ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili olduğu açıktır. Her ne kadar diğer davalının tacir olduğu yolunda bir iddia ileri sürülmemiş ise de, dosyadaki delillerin birlikte değerlendirilmesi ve davanın birlikte çözüme kavuşturulması gerektiğinden, davanın, özel yetkili mahkeme sıfatını taşıyan Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi yerine, göreve ilişkin dava şartı yokluğundan verilen görevsizlik kararı HMK’nın usul hükmüne ve TTK’daki ticari dava düzenlemesine aykırı görülmüştür. Mahkemenin, dava sebepsiz zenginleşme hükümlerin dayanması sebebiyle, TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde olmayan iş bu dava nitelemesiyle emsal gösterdiği, HGK’nın 2015/15-440 E., 2015/1769 K.sayılı kararı uyarlık göstermediği halde, kararı emsal alarak görevsizlik kararı vermesi doğru görülmemiştir. Zira davacı ve davalı bankanın her ikisinin tacir olması ve dava konusu sebepsiz zenginleşme temeline dayansa dahi, ticari işletmeleri ile ilgili olması sebebiyle, TTK’da düzenlenen nisbi ticari dava tanımına giren işbu davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği kabul edilmiştir. Mahkemenin emsal olarak aldığı yukarıda numarası verilen HGK kararında davacı tacir ise de, davalının belediye olması sebebiyle tacir kabul edilmediği ve bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği, davalı belediyenin kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla davacı ile ihale ilişkisinde bulunduğu ve uyuşmazlığın bundan kaynaklandığı açıklanarak görevli mahkeme belirlemesi yapılmıştır. Oysa somut davada, taraflardan davacı ve davalı banka yönünden tacir olmaları ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili olması sebebiyle, davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği halde verilen göreve ilişkin dava şartı yokluğuna dair karara karşı davalı bankanın istinaf başvurusunun kabulüne HMK 353/1-a-3 gereğince kararın kaldırılmasına ve dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının, HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Davalı tarafça peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının isteği halinde istinaf eden davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 29/05/2020