Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/945 E. 2021/350 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/945
KARAR NO: 2021/350
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2016
NUMARASI: 2014/1658 E – 2016/628 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ;müvekkili ile davalı arasında cari hesaba dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğunu, davalının toplamda 3.867,83 TL bedelli iki adet faturadan kaynaklanan cari hesap ekstresi bedelini ödemediğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, ancak davalının itirazları üzerine takibin durduğunu, davalının faize ilişkin itirazlarının haksız olduğunu beyanla neticeten fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, davalının borca ve ferilerine itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı usule uygun tebligata rağmen cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “Tek başına fatura, alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli delil değildir.Davacı,faturada belirtilen hizmeti davalıya verdiğini ve bu hizmeti yaptığını usulüne uygun olarak ispat etmelidir.Fatura incelendiğinde,hizmetin davalıya verildiğine ilişkin davalının imzasına rastlanmamıştır.Fatura miktarı itibarıyle de bu hususun tanıkla ispatı mümkün değildir.Verilen hizmet ile ilgili fatura düzenlenmiş olduğu halde hizmetin teslimiyle ilgili belge düzenlenmemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve tüm dosya kapsamına göre dolayısıyla istenebilir bir alacağının olmadığı ve davacının davasını ispatlayamadığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalı tarafa faturaların gönderildiği ve 8 günlük yasal sürede Davalı tarafından itiraz edilmediği, Taraflar arasındaki ticari ilişkinin Müvekkil Şirket lehine delil teşkil eden ve usulüne uygun tutulmuş bulunan ticari defterler ile dosyada mübrez servis formları ile fatura karşılığı hizmetin neye ilişkin olduğunun ispat edildiği, mahkemece aksi kanaatte olması durumunda ise, HMK 225/5. Maddesi uyarınca, karşı tarafın defterlerine de dayanmış olmalarına rağmen, davalı tarafın dava ile ilgili defter ve belgelerini ibrazdan kaçırmış olması nedeniyle, iddia ve davalarını ispat edilmiş sayılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itizarın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davaya konu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, bilirkişi raporuna göre iş emirleri ile fatura kapsamının uyumlu olduğunun tespit edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, faturaların tebliğine ilişkin iddianın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 219. maddesi “Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.” hükmünü haizdir. Bu madde uyarınca taraflar ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Mahkemece verilen kesin süre üzerine davalı tarafça ticari defter ve belgeler sunulmamıştır. Davacı tarafın usulüne uygun olarak tuttuğu ticari defterler dosyaya sunulmuş ve davaya konu alacağa ilişkin 9 adet faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğu bilirkişi raporuyla belirlenmiştir. HMK’nın 220. maddesi “İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (2) Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. (3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmünü haizdir. HMK’nın bu maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçları düzenlenmiştir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen tarafın, kendisine verilen sürede ibraz etmemesi halinde mahkemenin, belgenin içeriğine göre diğer tarafın beyanını kabul edebileceği hükmü yer almaktadır. Mahkemece HMK’nın ticari defterlerle ispata ilişkin madde hükümleri değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamıştır. Bu sebeple kararın kaldırılması, dosyanın mahkemesine iadesi ile ticari defter ve kayıtlarını sunmak üzere davalı tarafa muhtıra tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/02/2021