Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/919 E. 2019/990 K. 31.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/919
KARAR NO : 2019/990
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2018
NUMARASI : 2016/186 E – 2018/994 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/05/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketinin, düzenlediği faturalar ile kendisinden hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak vs. adı altında fazladan ücret tahsil edildiğini ileri sürerek bu bedellerin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince; dosyanın işlemden kaldırıldığı 21/02/2018 tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiş olup, istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davacının vekaletnamesinde birden fazla avukatın bulunduğu belirtilmesine rağmen yargılamanın tüm safhalarında davacı vekili olarak kendisi tarafından işlemlerin yapıldığını, vekaletnamede bulunan diğer avukatlar tarafından herhangi bir işlem gerçekleştirilmediğini, vekaletnamede adı geçen Av. … Kayapınar Belediyesi avukatı olarak göreve başladığından vekil olarak davayı takip etme yetkisi de bulunmadığını, mahkemeye sunulan tüm mazeret dilekçelerinin delillendirilmiş gerçek mesleki mazerete ilişkin olduğunu, dava değerinin 100,00 TL olup bunu aşacak şekilde vekalet ücretine de hükmedilemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen; kayıp-kaçak bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.Uyuşmazlık ise; davacı tarafça sunulan ve tekrar eden mazeret taleplerinin reddi ve sonrasında davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır.İşlemden kaldırma ve davanın açılmamış sayılması müessesesi HMK’nın 150. ve 320 maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde gereğince; usulüne uygun biçimde çağırıldığı halde, taraflardan (veya vekillerinden) hiç biri duruşmaya gelmezse, mahkemece dava yenileninceye kadar dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilir. (…m. 150/1) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin (veya vekilinin) dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağrı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur. (…m. 150/4.) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. (…m. 150/5.) Dosyası işlemden kaldırılmış olan bir dava ancak iki kez yenilenebilir. İkinci yenilemeden sonra davanın tekrar (üçüncü defa) takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir (…m. 150/6).Somut olayda davacı vekilinin 29.03.2017, 10.05.2017, 04.10.2017, 14.02.2018, 21.02.2018 tarihli duruşmalara mazeret bildirdiği, ön inceleme duruşması da dahil olmak üzere katıldığı duruşma olmadığı, mahkemece 10.05.2017 tarihli celsede mazeret talebinin kabul edilmediği ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olduğu, 14.02.2018 tarihli celsede ise mazeret talebinin vekaletnamede birden fazla avukat olması nedeniyle “bu defalık” kabulüne karar verildiği ve duruşmanın atılı olduğu güne davacı vekilinin yeniden mazeret bildirmiş olduğu görülmüştür.Oturuma mazeret bildirerek katılmama durumunda mazeretin kabul edilip edilmeyeceği konusunda mahkemenin bir takdir hakkı söz konusudur. Bu takdir hakkı kullanılırken hakkaniyet ve adalet duyguları gözetilmeli, adaletin gerçeğe en uygun sağlanması amacı ihmal edilmemelidir. Somut olayda, davacı vekilinin hiç oturuma katılmaması nazara alındığında takdir hakkının hakkaniyet ve adalet duyguları gereğine uygun kullanıldığı görülmektedir.Davacı tarafça dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten sonra dosya yenilenmemiştir.Bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar usul ve yasaya uygundur.Davacının vekalet ücretine yönelik istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede ise; davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığı ve bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilecek miktar üzerinden dava değerinin arttırılacağının belirtilmiş olması nedeniyle ve en önemlisi, usule dayalı HMK 150. maddesi gereği açılmamış sayılma kararı ile sonlanan bir davada AAÜT 7. maddesine göre davalı lehine maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmesi isabetlidir.Bu itibarla; dosya kapsamı, delil durumu, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/05/2019