Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/902 E. 2021/758 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/902
KARAR NO: 2021/758
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2018
NUMARASI: 2015/414 E – 2018/1316 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 16/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait Beylikdüzü/İstanbul adresindeki işyeri ile ilgili olarak davalı şirketle aralarında 10.02.2014 tarihinde abonelik sözleşmesi yapıldığını,davalı şirkete defalarca uyarıda bulunulmasına rağmen, bu sözleşme uyarınca yapması gereken sayacın kayıt altına alınması, muayene ve sayaç mühürleme işlerini yerine getirmediğini, davalı şirketin söz konusu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini , bunun üzerine davacı şirketin 28.11.2014 tarihinde 485,90 TL yatırarak sözleşmeyi yenilediğini, ancak davalı taraf sayacı mühürlemediğinden ortaya kaçak ve usulsüz elektrik kullanımın çıktığı, davalı şirkete bu durumun ihbar edildiğini, davalı tarafça 12.01.2015 tarihinde kaçak/usulsüz tespit tutanağı tutulduğunu, kaçak kullanıldığı iddia edilen 60.149 kwat elektrik miktarına %50 30.075 kwat ceza ilave edilerek müvekkili şirkete bildirilmiş olan 34.821,40 TL bedelin davacı şirket tarafından 20.01.2015 tarihinde ödendiği gerekçesiyle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalı şirketin haksız bir şekilde müvekkili şirketten tahsil etmiş olduğu kaçak bedelin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, dava konusu … no’lu tesisata ait mahalde müvekkili şirket yetkililerinin 13.01.2015 tarihinde yaptıkları kontrolde, müvekkili şirkette kaydı olmayan … seri no’lu … marka sayaç üzerinden kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilerek “… A.Ş.” adına … seri no’lu zabıt varakası tanzim edildiğini, ilgili zabıt için yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereği, sayacın yazdığı 60.149 kwh. üzerinden, 34.821,40 TL kaçak bedeli tahakkuk edildiğini, davacının elektriğinin kesilmesi tehdidi ile ihtirazi kayıt koymadan ödeme yaptığını iddia ederek açtığı davada, yaptığı ödemeleri geri isteyemeyeceğine ilişkin Yargıtay kararları bulunduğunu beyanla , davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının abone sözleşmesini yapmasının akabinde davalı kuruluş tarafından sayacın 3-5 işgünü içinde mühür altına almasının ve abonesini bilgilendirmesinin gerektiği, davalı kuruluşun hizmet kusurunun bulunduğu kabul edilerek mahalde kullanılan elektrik bedelinin 20.720,95 TL ve istirdatı gereken bedelin de 14.100,45 TL olduğu gerekçesiyle,davanın kısmen kabulüne, 14.100,45 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı yanın kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığının açık olduğu, bu halde davacı yana tahakkuk eden kaçak tüketim bedelinin de 34.821,40 TL’ye tekabül ettiği tespit edilmesine karşın sayacın mühürlenmediği gerekçesiyle, abonelik sözleşmesinin yapılmadığı süreçte davacı yanın kaçak tüketiminin kabul edilmesine karşın, bu bedele tekabül eden 14.100,05 TL’nin iadesine dair tesis edilen yerel mahkeme kararının kabul edilebilir olmadığını, bilirkişi raporuna vaki itirazları karşılanmadan, yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm tesis edildiği, dava konusu … no’lu tesisatta … A.Ş. adına 10.02.2014 tarihinde abonelik sözleşmesi akdedildiğini , tesisatta o tarihte … marka … seri nolu sayaç takılı olduğu ,davacı tarafın bu sayaç üzerinden elektrik kullandığı; ancak otomatik dönem fatura borçlarını ödemediğinden 16.10.2014 tarihinde sözleşmesinin feshedildiği , sonrasında dönem borçları ödenerek davacı tarafın sözleşmesinin yenilendiği , tesisatta davacı adına … marka … seri nolu sayaç takılı olmasına rağmen, davacı tarafın … seri no’lu … marka kayıtsız sayaç üzerinden kaçak enerji kullandığı, ,sayacın 27.01.2015 tarihinde tutanaktan sonra kayda alınmış olduğu ,davacının kayıtsız sayaçtan kaçak elektrik kullanmasında müvekkili şirketin hiç bir kusuru bulunmadığı, tesisatta zaten sayaç varken abonenin başka sayacın kayıt altına alınması talebinin müvekkili kurumca kabulünün zorunlu olmadığı ,ayrıca davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacının taleplerinde haklı olduğu varsayımında dahi, davacı yanın ihtirazi kayıt koymadan ödemede bulunduğu bedellerin geri iadesini talep etme hakkı bulunmadığından, bu kalem istemin tümden reddine karar verilmesi gerekmekte iken mahkemece istemin kabulü yönünde tesis edilen kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Taraflar arasındaki abonelik durumu incelediğinde, dosyadaki belgeler ile bilirkişi raporuna göre, mahalde kurulu … sayılı tesisat için davacı adına 14.09.2013-10.02.2014-28.11.2014-24.04.2015 tarihli abone sözleşmeleri akdedildiği, 14.09.2013 tarihli sözleşme ile tesisata 04.12.2013 tarihinde sıfır işaretle sayaç takıldığı, bu sayacın kaldırılma tarihinin sayaç listeleme belgesinde gösterilmediği ,10.02.2014 tarihinde akdedilen sözleşmenin 16.10.2014 tarihinde davalı tarafından iptal edildiği, iptal edilme sebebinin davalı tarafından açıklanmadığı, 28.11.2014 tarihinde sözleşmenin yenilendiği, 13.01.2015 tarihli zabıt varakası ile tespiti yapılan … seri nolu sayacın 27.01.2015 tarihinde mühür altına alındığı tesbitleri yapılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ,dava konusu mahalde kurulu olan tesisattan davacının abone sözleşmesi akdettiği, ancak davalı kuruluş tarafından kayıt ve mühür altına alınmamış alt kapağı mühürlenmemiş zati sayaç üzerinden elektrik kullandığı,sayaca her hangi bir müdehalesinin bulunmadığı, bu şekilde kullanımın kaçak kullanım sayıldığı, buna göre kullanılan kaçak elektrik bedelinin 34.821,40 TL olduğu, davacının abone sözleşmesini yapmasının akabinde davalı şirket tarafından, sayacın 3-5 işgünü içinde mühür altına almasının ve abonesini bilgilendirmesinin gerektiği, davalının hizmet kusurunun bulunduğu kabul edilmesi halinde, mahalde kullanılan elektrik bedelinin 20.720,95 TL olduğu görüşü bildirilmiştir. Sözkonusu raporda ,bilirkişi görüşünü EPMH Yönetmeliğinin 28.29.30 ve 31. maddelerine dayandırmıştır.Buna göre “Bağlantı anlaşması tamamlandıktan sonra dağıtım sistemine bağlantı yapılması için abonenin elektrik tedarikiçisiyle yaptığı perakende satış sözleşmesini dağıtım şirketine ibraz etmesi, satış sözleşmesinin ibrazından sonra imar yeri içinde üç, dışında beş iş günü içerisinde yetkililer tarafından tüketicinin sayacı, tesisatı ve devreleri kontrol edilerek sayaç mühürlenir ve okuması yapılır,sistem bağlantısı için tutanak düzenlenir ve sayacın ilk endeks değeri not edilir” denilmektedir. Taraflar arasındaki abonelik durumunun yukarıda açıklanan safahatına göre ,davalı tarafça davacının sayaç kontrol ve mühürleme işlemini ilgili mevzuat uyarınca zamanında yapılmayarak,davacı şirketin kayıtsız sayaç kullanımına yol açması dikkate alınarak,davacı adına tahakkuk ettirilen ve davacı tarafından ödenen 60.149 kWh üzerine ilave edilen 30.075 kWh bedelin kaldırılması gereceği şeklindeki bilirkişi raporundaki hesaplama ve mahkemenin kabul şeklinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. İhtirazi kayıtla ödeme yapılmadığı yönünden ileri sürülen istinaf sebebinin incelenmesiyle , Yargıtay 3. HD’nin , Esas No: 2020/25 ,karar No: 2020/1964 sayılı güncel içtihadındada açıklandığı üzere , 6098 sayılı TBK’nın 39/son maddesine göre; aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. Tahakkuk yapıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uymayan bir ödeme yapıldığı iddia edildiği taktirde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyen; zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdadını talep edilebilir. Buna göre; davacının dava konusu kaçak tahakkuk bedelinin ödemesini yaparken ihtirazi kayıt koymasına gerek yoktur.Davacının haksız olarak ödediğini iddia ettiği kaçak tahakkuk bedelinin iadesini, ihtirazı kayıt ileri sürmemiş olsa bile, zamanaşımı süresi içinde isteyebileceği göz önünde bulundurulduğunda ,davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiş ,bu sebeplerle davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 963,20 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 609,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 353,87 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/03/2021